Jump to content

2012 Yılı Binek Otomobil Satış Rakamları


emregc
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

mazdanın türkiyede bu kadar az satılmasını neden dert ediyorsunuz ki mazda global bir markadır hiçbirzaman kapısına kilit vurmaz ..Kaldıki yeni skyaktive teknolojisini çıkardılar 2000 motor jeep şehir içinde 7.5 litre bnezin yakıyor 165 bg turbo kullanılmadan bence güzel teknoloji.Türkiyede az satması onun kötü bir araba olduğunuda göstermez ..Sadece türkiyede ikinci eli belki olmaz oda mazda kullanıcısı için önemli olmamalı bence ikinci eli düşünen almasın mazdayı. Bu arabayı alıp yıllarca sorunsuz bir şekilde bineceksin ve farklı olmanın ayrıcalığını yaşayacaksın bence..

hocam kusura bakmayin ama siz yazilanlari hic okumamissiniz, okumussaniz da hic anlamamissiniz.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

  • Yanıt 312
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

  • Burak

    39

  • Gökhan

    25

  • Fotifoti

    32

  • emregc

    32

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

Gönderilen Fotoğraflar

mazdanın türkiyede bu kadar az satılmasını neden dert ediyorsunuz ki mazda global bir markadır hiçbirzaman kapısına kilit vurmaz ..Kaldıki yeni skyaktive teknolojisini çıkardılar 2000 motor jeep şehir içinde 7.5 litre bnezin yakıyor 165 bg turbo kullanılmadan bence güzel teknoloji.Türkiyede az satması onun kötü bir araba olduğunuda göstermez ..Sadece türkiyede ikinci eli belki olmaz oda mazda kullanıcısı için önemli olmamalı bence ikinci eli düşünen almasın mazdayı. Bu arabayı alıp yıllarca sorunsuz bir şekilde bineceksin ve farklı olmanın ayrıcalığını yaşayacaksın bence..

Muhammet bey Onur arkadaşımızın dediği gibi konuyu baştan sona okudunuzmu ? Ya siz farklı bir konuyu okuyup, cevabını oraya değil, buraya yazdınız. Konuyla sizin yazdıklarınız arasında, siyahla beyaz kadar fark var.!!

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Benim anladığım kadarıyla gerçekten türkiye yi ciddiye alan firmalar satış rakamlarında başarıyı yakalıyorlar. Örnek vermek gerekirse VW Passat 1.6 tdi motoruyla gerçekten bana rakipsiz geliyor.Rakipleri arasında bulunan Avensis,Accord,Mazda6 gibi araçların 1.6 motor dizel aracı yok malesef.Ama Türkiye piyasasında olması lazım.Motor bir üst hacme geçtiğinde insanlar Bmw,Mercedes ve Audi gibi bir üst sınıf araçları tercih ediyor. Hem vergi diliminde çok başarılılar hemde D sınıfında bir araç için 1.6 tdi ile gerekli performansı ve konforu sunuyorlar. Ayrıca Opel astra Hb ile bir başarı yakaladı ama bununla yetinmeyip Türkiyede ki sedan araç talebini görüp özellikle türkiye ve rusya da satışa sunulacak Opel Astra sedan ı çıkardılar. Benzer bir durum Nissan da vardı ama bir şekilde piyasa ihtiyacını iyi belirleyip Nissan Qashqai  ile inanılmaz bir yükselişe geçtiler.Ortada olan bir gerçek varki Mazda Türkiye piyasa gerçeklerinden çok uzak yaşıyor ve tüm yük Mazda3 ün üstünde. ve ek olarak şunu belirtmek isterim bir çok marka görsel yayınlarda başarılı. Mazdanın web sayfası benim görüşüme göre çok başarısız. İlk bakışta insanları görsel olarak etkilemekten uzak. araç fiyatları hakkında bilgi almak için İzmir bayisine gidiyorum , bana liste fiyatlarında daha yüksek fiyat çıkarıyorlar. Neden ? araç ın lojistik maliyeti ve metalik renk fark ı mazda listesinde yokmuş. bugün hangi firmaya giderseniz gidin araç satmak için müşteri kazanmak için illaki liste fiyatından daha düşük fiyat veriyorlar. Mazda ise ben buyum işine gelen alır hesabı yapıyor. Herşeye rağmen Corolla dan  Mazda3 geçtim ama aracımı çok seviyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sevgili Dostum,

Öncelikle şunu belirteyim ki, gözlerim doldu, hıçkırıklara boğuldum bu yazını okuyunca. Bir mesajda 8 paragraf yazmışsın, bu inanılmaz bir şey! Tıpkı Trabzon 1461 gibi beni çarptı...

Daha önce nerede ve ne söylemiştim sana inan hatırlamıyorum. Ancak kesin doğru söylemişimdir!!! Şaka bir yana bunu benim söylememe gerek yok, herkes biliyor zaten.  Ama özetleyeyim;

1- İyi bir satış ve satış sonrası hizmet kalitesi, bayilerin ve çalışanlarının kalitesi ile orantılıdır. Bu kaliteyi yakalayabilmek için, bayilerin hem mekana, hem ekipmana, hem de personele yatırım yapması gerekir. Bu yatırımı teşvik eden de, yönlendiren de, talep eden de distribütördür. Ancak bu yatırımlar sadece teşvik ve taleple yapılamaz. Bayinin ayakta durması, kendini ve geleceğini güvende görmesi, bu işin sürdürülebileceğine dair kanaat oluşturabilmesi lazım. Ancak bu şartlarda distribütörün taleplerini yerine getirme isteği hasıl olur veya getirme imkanı, kararlılığı olabilir. Personele ve ekipmana yatırım süreklidir. Yani kaliteli personeli istihdam etmekle, iyi cihazları satın almakla bitmez. Personelin yenilenen modeller ve teknolojiler ile ilgili sürekli eğitim güncellemesi ve bu yeni teknolojilere uygun yeni teçhizatın tedariği de gerekir. Yani bayilerin satış ve servis gelirlerinde istikrar da önemlidir.

Eğer bunlar gerçekleşmezse, yani ayda 1-2 araç satışı olursa ve servis girişleri masrafları karşılamazsa, distribütör bu bayilere sözünü geçiremez. Üstelik satış ile servis birbiri ile orantılıdır. Ne kadar az araç satılırsa, o servisin ilerideki araç girişleri de aynı şekilde azalacakdır.

2- Mesleğimden ve otomobil tutukunluğu tecrübelerimden söyleyebilirim ki, en kaliteli hizmeti çok satan markadan alamıyorsunuz ama çok az satan markadan da alamıyorsunuz. Çok satan markada size karınca yuvasındaki karınca askerlerden biri gibi davranıyorlar. Birkaçının üstüne basmakta çok sakınca görülmüyor. Çok az satan markada ise, müşteri çok nadir ve kıymetli olduğu halde, maddi imkanlar onu mutlu etmeye yetmiyor.

3- Bir otomobil markasının Türkiye'deki durumunun belirleyicisi, onu temsil eden bayiler ya da distribütör şubelerinin haliyeti ruhiyesidir. Bir marka kritik (Mazda gibi) satış seviyesinin altına düştüğünde, kendisini tek başına, yani sadece Mazda konusunda uzmanlaşmış kişi ve bayilerce temsil imkanı bulamaz. Olanlar da yavaş yavaş ya kapanır, ya da başka markaya geçer. Bu durumda ancak başka marka konusunda uzman başka bayilerin yanında küçük temsil imkanları bulunabilir ki, bu metodun hiç başarılı olmadığı ülkemizde defalarca kanıtlanmıştır. Bu durumda örneğin, X marka satış eğitimi almış bir satıcı, müşteri showroom'a girdiğinde işine hangi marka geliyorsa (yani hangi markadan daha çok prim alıyorda ya da firması daha çok kazanıyorsa, ya da hangisini daha iyi biliyor ve anlatıyorsa) o markaya yönlendirir. Yani çok ender bir Mazda müşterisini bile başka tarafa kaybedebilirsiniz. Servise girdiğinizde ise, kırmızı önlük giyen bir usta Mazda'nıza bakım yapar. Diğer markada tecrübeli olduğundan ve Mazda ile çok haşır neşir olmadığından sizde güven yaratmaz. Ve aracınıza diğer markada aldığı eğitimlerin ağırlığı ile bakım yapar.

4- Yedek parça. Hem merkez stokları hem de bayi parça stokları bir parçanın ne kadar tüketildiği ile orantılı yapılır. Bir araç piyasada ne kadar az bulunuyorsa, o kadar az bakım ve onarım görecektir. O kadar da az parça ihtiyacı hasıl olacaktır. Bu durumda bu işi para kazanmak için yapan bayi de bu aracın parçasını stoğunda tutamaz. Bu durum özel servisler için de geçerli. Sonuçta bunlar ticaret adamları, bizler rahatsız olmayalım diye stok tutmayacaklar ve bir sıkıntı da hemen Mazda merkez stok tutmuyor diyeceklerdir. Günümüzde hiçbir distribütör yüksek adetde parça stoklamıyor ve bayilere bu yükü atıyor. Eğer distribütör güçlü ise, yani çok araç satıyorsa, bayi mecburen bu gerekliliği yerine getiriyor. Çünkü distribütörün üzerinde baskı yetisi olduğu gibi, aynı zamanda rakip serislerin de rekabet durumu var. Müşteriyi kaçırmamak için yapmalısınız.

Benim aracımda katalitik konvertör garanti dahili değişti. Servisi bırakın, distribütörde dahi olmadığı için Belçika'dan geldi. Yukarıda yaradan var, 7 günde geldi. Bu lojistik açıdan başarıdır ama katalitik stokta bulunması gereken bir parçadır. Benim 2. aracım olduğu için hiç kullanmadım bu sürede, bu imkanım vardı. Ama tek aracı olan ve hatta aracı iş için kullananı düşünün. Motor arıza ışığı yanarak ve kafasında motora hasar verir miyim? korkusu ile mi dolaşacak? yoksa katalitiği çıkarttırıp öyle mi gezecek yenisi gelene kadar? Ayrıca sürücü tarafı aynamın komple değişmesi gerekiyor, stokta yok. Bu dış ayna, her an kırılabilecek bir şey. Bu gibi durumlar benimki gibi az bulunan bir modelde belki kabul edilebilir. Ama Mazda 3 gibi bir modelde debriyaj baskı balata için beklemek gerçekten olacak iş değil. Çünkü bu sarf olan bir malzeme...

Sonuç; Mazda markalı trafiğe çıkan sıfır araç sayısı düştükçe Mazda bayisi ve servisi sayısı azalacakdır. Mevcut kalacak Mazda servisleri büyük ihtimalle bir başka markanın gücü ile devam eden ve Mazda'yı ricaen almış veya değerli bir marka ileride birşey olabilir diye elinde tutan firmalardan oluşacaktır. Bu tip yapılanmalarda ve görülen araç sayısının da azlığından dolayı hem kalifiye/tecrübeli Mazda ustası bulmakta zorlanılacak, hem de parça stokları iyice sıkıntı yaratacakdır. Türkiye'de bu sorunu yaşayan tek marka Mazda değil ne yazık ki! Benim üreticilere tavsiyem; markalarını Türkiye'de var etmek istiyorlarsa ellerini taşın altına sokmalarıdır. Otomotiv sektörü için 3-5 yıl çok kısa vadelerdir. Bu düzeyde sürelerde para kazanılması hedeflenmeden pazar ve pazarda marka güçlendirilebilir. Üstelik otomotivde araç satışı tek kazanç yolu değildir. Ve hatta en iyi kazanç yolu değildir. Bugün birçok firma yedek parça ticaretinden, araç satışından fazla kazanıyor. Ancak yedek parça ticareti de, markanızın yollarda dönen tekerlek sayısıyla orantılıdır. Yani otomobilde kazanmadan satmam politikası, ben satış sonrasında da kazanmayacağım anlamına gelir. Eğer bir pazarda güçlü bir yeriniz ve pazar payınız varsa, kazanmadan satmam diyebilirsiniz. Ancak pazar payınız komik düzeydeyse, kazanmadan satmam demek, olmak ya da olmamak anlamına gelebilir. Bu mantık ikilemine düşen birden fazla marka var Türkiye'de ne yazık ki...

Bütün bunları sadece Mazda için değil, tüm otomotiv sektörü için genel olarak yazdım. Ayrıca Mazda Türkiye çalışanlarının bu konularda hiçbir hatası olmadığını bilerek yazıyorum. Kendileri de bu durumu Japonlara anlatmak için çok çaba sarfediyorlardır mukakkak. Büyük ihtimalle de üst düzey marka yöneticilerinin katı tutumu ile, Türkiye'deki Mazda severlerin arasında sıkışıp, hiçbir şey söyleyemeyip, dişlerini sıkıyorlardır. Allah yardımcıları olsun, zor bir proje üzerinde, verilmediğinden mevcut olmayan imkanlarla, imkansızı imkanlı yapabilme sınavı veriyorlar.

Her satış rakamından sonra bu muhabbetleri üyeliğini silen architect yapardı daha çok. Hatırlarsanız zaten kendisi en başından beri şu andaki yönetimi başarısız bulurdu. Biz de her seferinde karşı tezlerle var olan yönetimi savunurduk. Hatta derdik ki "Satışlardan bize ne, onu Mazda düşünsün" ama sonradan kazın ayağının öyle olmadığını anlattı Mustafa Abi.

Az satılan her ay bize farklı şekilde geri dönüyor ve dönecek. Bugün Mazda'nın 24 tane bayisi var. Yaptığı satış adedi ise ayda 30. Yani her bayi en fazla 1,25 tane satıyor. Belki birileri 2-3 satarken birileri hiç satamıyor. Evet çoğu ikinci markalar satarak ayakta duruyor ama hal böyle ise bu bayinin Mazda'ya olan ilgisini, ona ayırdığı zaman ve gösterdiği özeni ne kadar korumasını bekleyebiliriz ? Bu rakamlarla bu operasyonu bu bayiler daha ne kadar ayakta tutabilir ? TEcrübeli satış elemanını, tecrübeli ustayı nasıl elinde tutabilir ?

İnsanları bayilere götürecek tanıtım olmadan bayilerin başarılı olmasını nasıl bekleyebiliriz ?

RVM meselesini yine örnek vereceğim. Aracıma her binenin övgü ile bahsettiği bu sistemi neden herkes VW'in bir teknolojisi olarak biliyor ? Reklamlar yüzünden.

Emre'nin de dediği gibi herkes özellikle bu ayda stok eritmek için kampanya yaparken Mazda'nın yapmış olduğu kampanyayı sadece bir resim ve link ile sayfasında duyurması ve sadece basın organlarına bülten göndermesi ne kadar yeterli ?

İşte bu gibi düşüncelerle bu sefer konuyu ben özellikle gündeme getirdim. Bugün elinde sadece bir çeşit 1.6 aracı ( ki o da 70.000 TL den satılıyor ) ve yetkili sadece 10 adet  (üşenmedim saydım) yetkili satıcısı olan Subaru, ürün yelpazesi çok daha geniş olan Mazda'nın 30 sattığı ayda 77 satıyorsa burada birşeylerin yanlış gittiğini doğal olarak düşünürüm.

Yazmayı düşündüğünüz mektup için sizleri desteklerim ama sonuç olarak bizim gördüğümüz bur rakamları çok daha önceden ve günlük olarak takip etme şansına sahip hem Mazda Avrupa hem de Mazda Japonya. Eğer onlar bu durumdan rahatsız değillerse veya geleceğe ait bizim bilmediğimiz bir projeksiyona sahiplerse yazdıklarımızın onlarında nezdinde çok da bir önemi kalmaz.

Mazda Türkiye bu kadar rahatsızlık içerisinde kulağını tıkamak yerine bizleri rahatlatacak bir açıklama yapsa eminim buna en çok hali hazırda müşterileri olan bizler seviniriz.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mazda'nın TR'ye uygun modelleri de var, niye olmasın. Dizel otomatiği olmasa da Mazda 3 var, Mazda 2 var, Mazda 5 var, Mx-5 var. Ki bence Mazda 6' da rahatlıkla satılabilir. 2.000 cc arayan adam pekala bunu da değerlendirebilir.

Kia Optima satılmıyor diye kimse distribütörünü suçlamıyor ki. Ya da mesela Subaru Forester satılmıyor diye kimse Subaru'yu da suçlamıyor.

Ama Kasım rakamlarına bakıldığında hakikaten başarısızlıkla bile izah edilemeyecek sonuçlar görülüyor. Bir Lancia var mesela; 11 ayda, tek modelle 221 adet satmış. Sadece 7 bayi ve 8 yetkili servisiyle... Bir Suzuki var, 1.565 adet satmış. Alfa Romeo sadece 2 model ve 8 ildeki bayisiyle 911 adet satmış... Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Mazda Türkiye ise satılabilir durumda olan 4 tane modeliyle, hadi eleştirilebilir MX-5'i çıkartalım, 3 tane modeliyle 11 ayda kaç tane satmış biliyor muyuz acaba? Sadece 691 adet.

Şahsen bunun izahatını duymak isterdim. Japon parası pahalı desinler, fabrika bize araç vermiyor desinler, araçlarımız diğer araçlardan daha kalitesiz bu yüzden satılmıyor desinler, siz eşşeksiniz stratejimizi anlamazsınız desinler... Hani bir tek meraklı ben miyim arkadaş; bu kadar kaliteli bir marka nasıl olur da satmaz diyen?

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mazda'nın TR'ye uygun modelleri de var, niye olmasın. Dizel otomatiği olmasa da Mazda 3 var, Mazda 2 var, Mazda 5 var, Mx-5 var. Ki bence Mazda 6' da rahatlıkla satılabilir. 2.000 cc arayan adam pekala bunu da değerlendirebilir.

Kia Optima satılmıyor diye kimse distribütörünü suçlamıyor ki. Ya da mesela Subaru Forester satılmıyor diye kimse Subaru'yu da suçlamıyor.

Ama Kasım rakamlarına bakıldığında hakikaten başarısızlıkla bile izah edilemeyecek sonuçlar görülüyor. Bir Lancia var mesela; 11 ayda, tek modelle 221 adet satmış. Sadece 7 bayi ve 8 yetkili servisiyle... Bir Suzuki var, 1.565 adet satmış. Alfa Romeo sadece 2 model ve 8 ildeki bayisiyle 911 adet satmış... Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Mazda Türkiye ise satılabilir durumda olan 4 tane modeliyle, hadi eleştirilebilir MX-5'i çıkartalım, 3 tane modeliyle 11 ayda kaç tane satmış biliyor muyuz acaba? Sadece 691 adet.

Şahsen bunun izahatını duymak isterdim. Japon parası pahalı desinler, fabrika bize araç vermiyor desinler, araçlarımız diğer araçlardan daha kalitesiz bu yüzden satılmıyor desinler, siz eşşeksiniz stratejimizi anlamazsınız desinler... Hani bir tek meraklı ben miyim arkadaş; bu kadar kaliteli bir marka nasıl olur da satmaz diyen?

Neden mazda değil de lancer kullanıyorsunuz sorabilir miyim ? Onu da Mazda Türkiye mi engelledi ?
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Neden mazda değil de lancer kullanıyorsunuz sorabilir miyim ? Onu da Mazda Türkiye mi engelledi ?

Mazda Türkiye engellemedi. Mazda'mı satıp yeni Mazda 3 alacaktım. Satıcısı son anda cayınca ortada kaldık. Biraz acil almak zorundaydık, Lancer karşımıza çıkınca onu aldık.

Ama bu demek değildir ki Mazda aracımız yok. Yeğenlerimde 2011 Mazda 3 İmpressive var, 2004 Mazda 3 Comfort var, 2010 Mazda 3 Dizel Touring var, dayımda Mazda 6 Dynamic var... Aybaşından hemen sonra kızkardeşime 2011 Mazda 3 İmpressive alıyorum.

Özetle Lancer aklınızı bulandırmasın. Forumda, sizin gibi çok değerli üstatları tenzih ederim, ama Mazda markasını pek çok kişiden daha çok seven biriyim.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Muhammet konuyu okuyunca anlarsın muhakkak.

Yanlız Fatihçim, MazdaTR benide engelledi desem çok mu ağır olur?

Çünkü ben sizin gibi cesur değilim. Çok istiyorum ama tereddüt içindeyim Mazda almak için.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Yazmayayım diyorum ama, kim mazda alıp da pişman oldu abi ? Hadi markayı bilmeyenleri anlıyorum da ,bari siz yapmayın :) Bence forumu da kapatlım, mazda tr de kapansın. gidip merso alalım, herkes mutlu olsun :) ben alacam sanırım .

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

paran coksa al merso neden duruyosun ki :) benim olsa 150 200 kagit param neden mazda aliim :) gider lirim bi 220 bakarim keyfime.

mazda turkiye, facebook ve twitter'den 15 gunde bir entri cikip reklam yaptiginis aniyor. sosyal medyayi bile kullanamiyor adam gibi. su bilet davasinda (fuarda) kapida duran cocuktan bileti aldim bana standimiza da ugrayin dedi. saka gibi hersey.

daha da komigi burda bir suru cemkiriyoruz biri de cikip ne diyonuz lan siz demiyo. ya forumu okumuyolar yada okuyolar da islerine gelmiyor.

anlamayan arkadaslar icin yaziyorum bu satirlari, bizim mazda markasi veya otomobillerin kalitesi ile ilgili sorunumuz yok, bizim sorunumuz markanin turkiyede bitmek uzere olmasi ve boyle giderse yedek parca alacak, tamir yaptiracak mekan bulamayacagiz ve araclar ellerimizde gumleyecek.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mazda Türkiye kurulduğunda en yetkili kişi ne yapacaklarını ve ne düşündüklerini tek tek açıklamıştı...

Bu yüzden konu başlığı onlar için muhtemelen abesle iştigaldir.

Adamlar bu ve benzeri konuları en baştan gördükleri için belki de gelip burada veya bu tarz yerlerde herhangi bir açıklama yapmıyorlardır.

Bir de burada açıklama yapsalar herhalde millet ana avrat düz gidecek...

:tey:

Markanın ülkemizdeki geleceğini sadece biz mi düşünüp tartışıyoruz acaba?? Sanmıyorum...

Bu yüzden mazdanızın keyfini çıkartın (bence)

Çünki; yarın diye bir şey garanti değil.

8:)

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

daha da komigi burda bir suru cemkiriyoruz biri de cikip ne diyonuz lan siz demiyo. ya forumu okumuyolar yada okuyolar da islerine gelmiyor.

İşte bu konuda yanılıyorsun Onur. Forumu baya iyi takip ediyorlar. Sizlerin pek haberi olmasa da bu tür yazılar çoğunlukla bana gelen bir telefon veya email ile sonlanıyordu son 5-6 aydır.

Son olarak sitelerindeki linkimizi kaldırdılar "madem öyle" dercesine..

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

İşte bu konuda yanılıyorsun Onur. Forumu baya iyi takip ediyorlar. Sizlerin pek haberi olmasa da bu tür yazılar çoğunlukla bana gelen bir telefon veya email ile sonlanıyordu son 5-6 aydır.

Son olarak sitelerindeki linkimizi kaldırdılar "madem öyle" dercesine..

abi o olayi cok iyi biliyorum sen rahat ol. benim yaptigim seye ironi deniyor. anlayana.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

abi o olayi cok iyi biliyorum sen rahat ol. benim yaptigim seye ironi deniyor. anlayana.

Senin az çok bildiğini biliyorum , benim açıklamam olaydan haberdar olmayan kişiler için.

Hayrımıza biz mazda-tr'ın linkini koyalım Burak. Bizim hit sayısı onlardan fazladır zaten:)

Çok büyük ihtimalle :) ama zaten sitede onlar ile ilgili bir çok reklam / haber / link mevcut.  Bunu fazlası ile yapıyoruz..

Zaten o linkin bize olan katkısının yok denecek kadar az olduğunu bilseler bu kadar ehemmiyet vermezlerdi.

( Bu yazdığımı okuyunca, "Link kalktıktan sonra tabii böyle söylersin" diyenlere Google Analytics verilerini göndermekten büyük mutluluk duyacağımı söylemek isterim :) )

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bizlerin bilmediği çok başka bir sıkıntısı olmalı mazda tr nin..Yoksa bu kadar göz göre göre uçuruma gidilmezki..Varsın linkide kaldırsınlar siteden.Mazda araç almak isteyen biri az buçuk internette dolaşmayı biliyorsa ilk geleceği yer burasıdır..Ki çoğumuzda forumla böyle tanışmadık mı? Ya almak isterken yada aldıktan sonra...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mazda TR'den birilerinin çıkıp burada açıklama yapması hiç doğru olmaz bence. Karşılıklı yazışmalar hiç hoş sonlanmaz. Okumaları yeterli olur ki okuyorlar zaten. Diğer yandan sitede oluşan tartışmalardan site yönetimini sorumlu tutalamaz. Hakarete varmadıkça isteyen istediğini söyler. Kaldı ki yönetim ve kurucular olarak biz her zaman sabırlı olmayı, taraf tutmamayı, ortamı yumuşatmayı amaçladık. Çoğu zaman da bu tutumumuzdan dolayı Mazda Türkiye'yi korumakla suçlandık. Burak abinin hafiften serzenişlerinden anlıyorum ki buradaki tartışmalar Mazda Türkiye'yi rahatsız etmiş ve bunu dile getirmekten çekinmemişler. Sonuç olarak biz bir fan sitesiyiz. Araçlarımızı ve Mazda markasını seviyoruz. Mazda Türkiye ile herhangi bir bağımızın olmaması en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Özet olarak araç kullanıcıları yani bizler endişeliyiz. Yeni model alacağız ama hepimiz tereddütteyiz. Özellikle Anadolu'da  zaten sayıca kısıtlı olan yetkili servis bulabilecek miyiz bilemiyoruz. Satış azaldıkça servis ücretlerinin artmasından korkuyoruz. Mazda'nın Türkiye'yi topyekün terketmesinden korkuyoruz. Bu endişelerin yersiz olduğunu kimse iddia edemez.

Defalarca konuştuk. Mazda ucuz araç satmayacak. Kalan tek yol prestije oynamak. Onun da tek yolu iyi ve doğru reklam, tanıtım sonrasında da hizmet. Ben bunu pek mümkün görmüyorum, fiyatta gerçekten iddialı bir indirim yapıp piyasada ses getirmekten başka çıkış yolu görmüyorum. Zira son 3- 4 yıldır her dakika herşey kötüye gidiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Linki kaldırmaları kendi zararlarına olur, çünkü forumun sattığı arabaların sayısı hiç de az değil ,bunu "bende Mazda aldım aranıza geldim" diyenlerden anlıyoruz... Normalde millet siteye girer , fiyatlara bakar çıkar, bir forumu kullanmanın avantajını bile bilememişler...

Prestije oynama konusunda, bu araçlar şirketlere satılmadıkça prestij olmaz... Birkaç direktörün altına vericeksin araçları ki prestij olsun yoksa vatandaşa pahalıdan satmakla imaj olmaz... 30 aracın 10 tanesini ciks modifiyeciler alırsa prestij falan tutturamazsın ömür boyu...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Misafir
Bu konu yorumlara kapatılmıştır.
 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...