Jump to content

Mazda CX-5 mi Yeni Subaru Forester mı ?


mtutun
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

  • Yanıt 396
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

  • Burak

    38

  • Fotifoti

    52

  • emregc

    41

  • mtutun

    125

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

Gönderilen Fotoğraflar

  • 3 ay sonra ...

Vay canına, tek seferde mi yazmışım bunu? Bizim hanım o gün evde değildi herhalde!

Biraz önce köpeğim dışarı gitme vaktinin geldiğini hatırlattığı için yazımı yarım bıraktım. Buradan devam edeyim;

Aslında sadece Suzuki de değil, bu sınıfta artık tüm modeller yolda da çok başarılı özellikler göstermek zorundalar satılabilmek için. Eskisi gibi asfalta çıktığında lodosa yakalanmış şehir hatları vapuru gibi sallana sallan gitmek artık kabul edilen bir durum değil. Ve hatta bu sebeple araçlar AWD ve 4x4 olarak 2'ye ayrıldı. AWD genellikle asfalt üzerinde sürüş emniyetine katkı yapan modeller için kullanılırken, 4x4 genellikle arazi fonksiyonuna yönelik tasarlanmışlar için kullanılıyor.

Bu açıklamalarla ortaya çıkıyor ki, gerçekten enteresan bir otomobil kullanıyorsun. Sahip olduğu sistem özellikleri ile 4x4 olarak adlandırılabilecek ama şasi ve yerden yüksekliği ile ise AWD olarak adlandırılabilecek bir otomobil. Daha önce sana söylemiştim, 2006 yılında bu özellikleri dolayısıyla düşündüğüm bir otomobildi Grand Vitara.

Ben araçlarımı arazi koşullarında sürmediğim ve bu konuda bir hobim olmadığı için, vermiş bulunduğun video'daki amatörler gibi bir durum benim için kıstas değil. Amatör dedim, çünkü o çamur öyle bir ortam ki, en iyi arazi aracı da uygun olmayan lastiklerle çıkamaz oradan. O ortama uygun lastiklerle de asfaltta güvenli seyahat edilemez. İnternette bu şekilde çok amatör video var, bunları ciddiye almadığımı söylemeliyim.

Benim beklentilerim ne AWD sisteminden? Benim beklentilerimin hepsi asfalt üzerinde. Güzel hava ve yol koşullarında aracımın sportif performansına ve sürüş zevkine katkıda bulunması. Yine asfalt üzerinde sürüş emniyetine her hava ve zemin koşulunda katkıda bulunması ve nadiren karşılaşacağım kar ve buz kaplı zeminlerde beni indirip, zincirle uğraştırmaması.

Sonuncusu için bir dert yok. Bugün piyasadaki en kötü awd sistemi bile artık bunu yapabilir duruma geldi. Ancak asfalt üzerindeki sürüş zevkine ve emniyetine katkı sağlamak konusu ayrı bir başlık;

Sürüş zevki en yüksek otomobiller arkadan itişlilerdir deriz her zaman. Zaten bu sebeple Mazda MX-5 ve RX-8 gibi otomobillerini diğer ürünlerinden farklı olarak arkadan itişli olarak dizayn etti. Neden? Çok uzatılabilir, renesis rotary motoru başlığında da daha detaylı yazmıştım. Kısaca; şasinin ön ve arka ağırlık dengesi/balansını iyileştirmek ve direksiyon tekerleklerinden çekiş kuvvetini ayırarak, aracın yönlendirilme netliğini sağlamak. Aynı zamanda da çekişin aracın rotasını bozma eğiliminden, aracın rotasına katkı yapma eğilimine geçmesini sağlamak.

Önden çekişli otomobillerin sakin ve ekonomik kullanımlarda genel anlamda daha güvenli, ekonomik ve tahmin edilebilir olduğunu söyleyebiliriz.

Arkadan itişli bir otomobilin ise performanslı kullanımlarda daha zevkli, daha kolay yönlendirilebilen ve usta ellerde daha hızlı otomobiller olduğunu söyleyebiliriz. Ama zemin şartları zorlaştıkça (ki bırak buzu, karı, yağmurda bile) işin rengi değişir. Arkadan itişliler emniyetsiz hale gelir. Modern çekiş kontrol ve ESP sistemleriyle bile emniyet seviyeleri düşüktür. Çünkü hiçbir modern emniyet sistemi fizik kurallarını yenemez. Hani derler ya; kaza sırasında insanları korumanın en iyi yolu, aracın kazaya karışmamasını sağlamaktır. Yani Aktif Güvenlik! İşte aynı şekilde de; Kayan bir arabayı kurtarmanın en iyi yolu kaymamasını sağlamaktır! Yani yine Aktif Güvenlik!

Kaliteli bir AWD sistemi bize kuru havalarda arkadan itişli bir otomobilin dinamizmini, ataklığını, gaz ile yönlendirilebilirliğini, direksiyon netliğini verebildiği gibi, kötü asfalt ve hava koşullarında da önden çekişli bir aracın emniyetini kat be kat aşan bir emniyet sağlayabilir.

Benim şu anda kullandığım AWD sistemi işte öyle bir şey. Orta diferansiyel gerçek bir mekanik diferansiyel olduğu için default olarak arkaya %55 ve öne %45 güç aktarıyor. Gazlamalar sırasında tekerleklerde herhangi bir patinaj ihtimali söz konusu değilse, arkaya %50 ile %100 arasında gücü yönlendirerek, direksiyonu rahatlatmak (güç altında seni viraj dışına doğru çekmemesi için) yönünde tedbir alıyor. En sıkıntılı durumlarda ise orta diferansiyeli bir elektro hidrolik ünite ile full kilitleyebiliyor. Araçta bulunan TCS sistemi kayan tekerlekleri frenlediği için de tek tekerleğe kadar ilerlemeye yeterli gücü aktarabiliyor.

RX-8'i rahatlıkla arkadan kopartabildiğim virajlarda, yerden CX-5 kadar yüksek bu otomobili şu ana kadar hiç kaydırmayı başaramadım.

Benim gözümde şu anda sektörde 2 tip asfalt yoğunluklu ve arada sırada da hafif arazi kullanımı için dizayn edilmiş AWD sistemi var. Birincisi asfalt üzerinde karşılaşılacak kar, buz gibi ortamlarda aracın durmasını engelleyecek ve bir yaz pikniğine giderken, yolda çamur birikintisi veya ıslak çimenle karşılaşırsanız, can sıkıcı olaylara engel olacak sistemler. Bu sistemlerde üretici bir önden çekişli platformu alıyor ve ona bir part time awd sistemini adapte ediyor. AWD sistemi yakıt ekonomisi sağlamaya yönelik olarak sadece ihtiyaç olduğunda devreye giriyor, bunun haricinde önden çekişli olarak çalışıyor  ve yine ağırlığı azaltmak maksatlı olarak gerçek bir orta diferansiyel yerine daha hafif çok plakalı debriyaj setleri ile arkaya güç aktarımı sağlanıyor. Mazda CX-5, Honda CR-V, Toyota RAV4, Ford Kuga, Nissan Qasqai (awd olanları), Mitsubishi ASX (awd olanları), VW Tiguan, Volvo awd araçlar gibi popüler ve çevrenizde çok gördüğünüz modeller bu gruba giriyor.

Bu gruptaki araçlar arkaya güç aktarımını part time yaptığı ve bunu da bir çoklu plakalı debriyaj seti üzerinden yaptığı için;

1- Virajlarda gücü arkaya ya hiç yönlendiremezler, önden çekişli olarak dönerler, ya da büyük bir yüzdede yönlendiremezler. Bu yönüyle çekiş sisteminin sportif katkısından bahsedilemez.

2- Eğer gereğinden daha ağır arazi şartlarına sokarsanız veya asfalt üzerinde de olsa uzun süre patinajla ilerlenebilecek ortamda oynarsanız, ortadaki aktarımı sağlayan debriyaja benzer sistem ıısındığından hem ömrü kısalır, hem de soğuyana kadar sizi olmayacak bir yerde önden çekişli olarak terk edebilir. Zorlu koşullardaki aşırı yüklere ve aşırı patinaja dayanabilmek için mekanik orta diferansiyel gerekir.

ikinci grupta ise, Subaru'nun manuel şanzımanlı modelleri ve VTD (benimki gibi) sistemine sahip otomatik şanzımanlı modelleri, BMW X-Drive sistemli otomobiller, Audi'nin 2.0 litrenin üzerindeki hacme sahip dikine yerleşimli Awd sistemli otomobilleri, Mitsubishi'nin sadece performans modellerinde (GT-R ve EVO gibi) kullandığı awd sistemleri vb. gelmekte. Bu arada bu açıklamadan merak edenler olabilir, Subaru 4 değişik çeşit awd sistemi kullanıyor değişik otomobillerindeki beklentilere göre. Audi de 3 değişik awd sistemi kullanıyor. VW Tiguan gibi, Audi Q3, Q5 gibi popüler modellerde göreceğiniz sistemler, Ford Kuga, Volvo araçlarındakiler ile aynı olup, Haldex firması üretimidir. Benim bu 2.grupta saydığım sistem ise Amerikan Torsen firması lisansı ile üretilen sistemdir. Yani A6 3.0 Quattro, A4 2.0 turbo Quattro gibi modellerde kullanılan sistemler. Q7'de kullanılan sistem ise münferiden kullanılan bir sistemdir.

Bu ikinci grup awd sistemleri sürekli awd sistemleridir. Gerçek anlamda bir orta mekanik diferansiyel tarafından güç akslar arasında bölüştürülür. BMW ve Audi'nin son versiyonlarında default olarak bu bölüşüm %60 arka ve %40 ön şeklindedir (Audi'nin eski default'u %50-%50 dir). Subaru ve Mercedes 4Matic'de ise %55 arka ve %45 ön şeklindedir. (Subaru manuel şanzımanlılarda %50-%50 ve STI modelinde %62 arka %38 ön) Bu araçların Audi hariç diğerlerinde ayrıca elektronik olarak yönetilen bir orta diferansiyel kilidide vardır. Yani gücü sürüş tarzınıza göre, gaz verme miktarı, sürat, direksiyon açısı, yanal ivmelenme vb. sensörlerden aldığı datalar ile proaktif olarak değişken oranlarda dağıtabilen bir sistem. Yani tam gaz yaptığınızda ön tekerleklerin hafiflediğini bilip, gücün çoğunun arkaya gönderilmesi gibi. Ya da ön akstaki tekerlekler tamamen patinaja düştüğünde TCS'nin müdehale etmesi yerine orta diferansiyeli tam kilitleyerek ön ve arka tekerleklerin birbirlerinden farklı hızda dönmelerini engelleyen sistem. Çünkü TCS'nin müdehalesi demek, tekerleklerin frenlenmesi ve motor gücünün azaltılması demek. Yani sizin güç ve monetum kaybetmeniz demek vs.

Konuyu daha fazla uzatıp, burayı awd sistemleri forumuna çevirmeyeyim. Ancak bu izahatlerden sonra diyebilirsin ki, o zaman neden CX-5 düşünüyorsun? 1.455 kg, otomatik, yerden yüksek bir araca 160 bg naturel motor koyuyorsanız, bu araca koyacağınız sistemin 1. grupta olması son derece mantıklıdır.

Ancak Mazda'daki awd sistemini benim şu andaki 245 bg aracımda veya Subaru Forester'ın 240 bg 2.0 turbo aracında kesinlikle kabul edemem. (Forester'ın 150 bg versiyonunda da kabulümdür)

Otomotiv sentöründe kural olmasa da genel temayül, 200 bg ve üzeri araçların ya arkadan itiş, ya da awd olması yönündedir. Çünkü önden çekişli bir araç ile bu motorun performansını ya alamazsınız, ya da direksiyonla boğuşmaktan yorulursunuz. Ben 2.4lt, 190 bg Honda Accord kullandım 3 yıla yakın. O aracın bir öncesinde de BMW 5.30  230 bg kullanıyordum. Gerçekten daha kuvvetli olan BMW'nin yönlendirilmesinin çok daha kolay, direksiyonun çok daha sakin ve net olduğunu, tork çekmesi (gazlama esnasında direksiyonun kısa aks tarafına çekme yapması) olayının mevcut olmadığına şahit oldum.

Yine daha önce kullandığım, önden çekişli ve ihtiyaç halinde bir miktar gücü arkaya gönderebilen Honda CR-V aracımla tam gaz yaptığımda (150 bg) direksiyona sahip olmak için nasıl mücadele gerektiğini, ama 245 bg Subaru aracımla aynı yolda birebir aynı şartlarda tam gaz yaptığımda direksiyonu tek elle, hatta parmakla tutabildiğimi bizzat test etmiş birisiyim.

Bu arada senin aracında default güç dağılımının %47 ön, %53 arka olduğunu, orta diferansiyelin mekanik ve kilit mekanizmasının da mekanik olduğunu hatırlatalım.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Şu anda ofisteyim. Malumunuz ülkemizde işler çok iyi gidiyor da, biraz vaktim var...

özlemişim ama :) düzelir işler Allah'ın izniyle. Bende 1 aydır ilk defa rahat oturuyorum. ele yorulmuşum sorma dayı
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Memlekette su mu kaldı ki Yiğenim, sen koşturasın????

özlemişim ama :) düzelir işler Allah'ın izniyle. Bende 1 aydır ilk defa rahat oturuyorum. ele yorulmuşum sorma dayı

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Memlekette su mu kaldı ki Yiğenim, sen koşturasın????

espriyi anlamadım ama kurumun tüm bilgisayarlar bana, ben de onlara baktığım için koşturuyoruz mecbur. bir uykuluyum, ayrıca sakalları kesmeyi de unutmuşum. Ayrıca evden çıkarkwen ettiğim "inşallah il müdürü gelmez" duam kabul olmadı :D Geldi ve ilk sözü de "bu sakallar ne" oldu :D konuları parçaladık, selman dayıdan da fırça yemeden işime bakayım :)

bence cx5 tabiki  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Su olacak ki, su ürünleri olsun. Su ürünleri olacak ki, bilgisayarlarda kayıtları tutulsun. Ve böyle gidiyor işte...

espriyi anlamadım ama kurumun tüm bilgisayarlar bana, ben de onlara baktığım için koşturuyoruz mecbur. bir uykuluyum, ayrıca sakalları kesmeyi de unutmuşum. Ayrıca evden çıkarkwen ettiğim "inşallah il müdürü gelmez" duam kabul olmadı :D Geldi ve ilk sözü de "bu sakallar ne" oldu :D konuları parçaladık, selman dayıdan da fırça yemeden işime bakayım :)

bence cx5 tabiki  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Su olacak ki, su ürünleri olsun. Su ürünleri olacak ki, bilgisayarlarda kayıtları tutulsun. Ve böyle gidiyor işte...

ha su mesele :) adamların bilişimcisi olmadıgı için biraz zorla, biraz isteyerek bilgi işleme bakıyorum . Balıkla, suyla ilgilenmiyorum :(

Sent from my iPhone using canım Tapatalk

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Vallahi balıkla suyla ben de ilgili değilim.

Ben balıkla rakıyla ilgileniyorum, yiğenim!

ha su mesele :) adamların bilişimcisi olmadıgı için biraz zorla, biraz isteyerek bilgi işleme bakıyorum . Balıkla, suyla ilgilenmiyorum :(

Sent from my iPhone using canım Tapatalk

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Vallahi balıkla suyla ben de ilgili değilim.

Ben balıkla rakıyla ilgileniyorum, yiğenim!

Demektir ki; rakıyı susuz içiyorsun abi... Yarasın... :)

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Ben otomobil kullanmaya da susuz araçla başlamıştım, Veli. Oradan alışkanlık yaptı herhal...

Demektir ki; rakıyı susuz içiyorsun abi... Yarasın... :)

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Vallahi balıkla suyla ben de ilgili değilim.

Ben balıkla rakıyla ilgileniyorum, yiğenim!

dokunuyor bana ikisi de :)
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bu yaşlılık denen canavar, senin tek dişin kalana kadar kalbini yumuşatmaya devam ediyor...

RX'i satma nedenlerimden biri de aracın imajını daha fazla bozmamaktı! Bütün sahipleri senin gibi genç, Özkan gibi yakışıklı, Onur gibi bol saçlı, İlhan gibi hesap kitaptan anlayan, Mehmet gibi Türkçeleri mükemmel, Veli gibi dürüst insanlardı. Arada bir ben vardım...

yaşlılıktan dimi :( rx'i sattığında anlamalıydım

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...