Jump to content

Kodo - Hareketi Yansıt !


Sonernler
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

Mazda, her zaman rakiplerinden sıyrılarak kendine özgü bir tasarım felsefesiyle hareket etmiş nadir firmalardan bir tanesidir dersem abartmış olmam heralde. Bunu söylerken en önemli sebeplerimden biri Mazda'nın otomobil üretim felsefesinde çok otomobil üretmekten ziyade kaliteli ama kendine özgü ve sıradışı modeller üretip müşterilerinin beğenisini bu şekilde kazanmış olmasıdır.Benim İçin Mazda ?

Öncelikle bu yazıyı Mazda'nın yeni tasarım felsefesi olan "Kodo" yu anlatmak için ele aldım. Ancak birde benim Mazda hakkında ne düşündüğümü merak edenler olacaktır diye böyle bir giriş yapmayı düşündüm. Eğer isterseniz bu bölümü atlayarak direk "Kodo" ile ilgili olan kısmı okuyabilirsiniz. Mazda, her zaman rakiplerinden sıyrılarak kendine özgü bir tasarım felsefesiyle hareket etmiş nadir firmalardan bir tanesi olduğunu söylersem abartmış olmam heralde. Uzakdoğu otomobilleri denilince benim aklıma gelen ilk başta otomotiv firmalarından bir tanesi olduğunu söyleyebilirim. Bu arada amacım marka fanatikliğinden ziyade Mazda denilince benim aklıma gelecek şeyleri sorsalar aynılarını ifade edebilirim.

Benim Mazda ile ilk tanışmam ise küçüklüğüme dayanıyor. İlk olarak Mazda'nın 323 HB versiyonu ile tanışştım. Bu aracı ilk gördüğümde ise önce spor bir araç olarak düşünmüştüm. Kendi kendime "vay be ne araba" dediğimi halen unutmam. Tabi o zamanlar yaşım küçük olduğu için araç hakkında detaylı bilgiye sahip değildim. Sonrasında yıllar geçip büyüdükten sonra bu modelinde yollarda daha çok görülmesinden sonra bu aracın aslında spor bir araç olmadığını anlamıştım. Ancak bu durum zannediyorum ki bu aracı ilk defa gören birçok kimse için aynı olmuştur. Çünkü üretildiği yıllarda yer aldığı sınıfta bu tasarıma ve bu özelliklere sahip bir model üretilmiyordu. Mazda bu modeli ile deyimi yerindeyse o dönemde çığır açan bir model üretmişti. Kişisel fikrimce, zaten Mazda'nın amacıda tamda buydu.

Neden diye bir soru soracaksınız ? Mazda'nın otomobil üretim felsefesinde bence çok otomobil üretmekten ziyade kaliteli ama kendine özgü ve sıradışı modeller üretip müşterilerinin beğenisini bu şekilde kazanmak. Peki nerden bu kanıya vardın ? Diye bir soru da gelebilir izninizle onu da açıklayayım. Dünyada en az arıza çıkaran otomobil modelleri arasında Mazda'nın ilk sıralarda yer alması ve çevremde birçok Mazda modelini kullanmış insanların tecrübeleri sonucunda bu kanıya vardım. Zaten bu kanıda olan bir tek ben değilim bu konuda Mazda yetkilileri ve Mazda severlerde benimle aynı kanıda olduğunu düşünüyorum.

Kodo nedir ?

Kodo, Mazda'nın "2, 3, 6 serisi modellerinde ve CX-5, CX-9 modellerinde" kullandığı yeni tasarım felsefesi olarak karşımıza çıkıyor. Peki, gerçekte nedir bu “Kodo” ? İlk olarak size “Kodo”nun ne olduğu ve nerden geldiği hakkında bir bilgi vermek istiyorum. Kodo (aslında koh do), terim anlamına bakılınca birçok şeyi içeren bir bütünlük ve birliktelik sağlayan bir dizi durum ve düşünce olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu bütünlük ve birliktelik içinde yer alanlar ise şu şekilde; sosyal toplantı ya da toplanma, oyunlar, hislerin keskinliği, tiyatro, sanat, dikkatli ve tedbirli olma öğretisi, şölen ve kutlama vb. gibi birçok olguyu kapsayan karmaşık bir felsefe olarak tanımlanabilir.

Bu felsefe 14. ve 15. Yy da ortaya çıkmış ve halen günümüzde de bu felsefenin etkisi devam ediyor. Japonya’da bu isimde bir ada da yaşayan bu insanlar bu felsefeyi halen benimsiyorlar. Bu felsefeye zamanla müzik ve ritm de eklenince ortaya çok hareketli bir felsefe çıkmış. Yani bu felsefeye insanlar kendilerini eğlendirmek için çeşitli uygulamalar yaparak bu yaşam tarzını benimsemişler. Hatta bu müzik ve ritm insanları çok etkileyen hareketli bir yapıya sahipmiş ve bu yüzden de bir grup oluşturarak kendilerine de “Kodo” ismini vermişler. Kodo’nun bu kadar tarihsel gelişiminden bahsettiğimiz yeter diye düşünüyorum. İşte bu bahsettiklerimden hareketle Mazda yetkilileri ilham almış olacaklar ki bu kadar sıra dışı bir tasarım felsefesi ile yola çıkmaya karar vermişler.

Bu tasarımdaki belli başlı mottoları kullanan firma hareketli ve kıpır kıpır olmak istediğini vurgular gibi. Bence Mazda bu konuda da haksız değil çünkü ortaya o kadar farklı çizgilere sahip modeller sunuldu ki buda Mazda’nın haksız olmadığını kanıtlıyor. Mazda, yeni ürettiği “2, 3 ve 6 serisi, CX-5 ve CX9 modelleri” bu modellerin tasarımını “Kodo” nun temel ideolojilerinden yararlaranarak tasarladı. Bu tasarıma sahip modellerinde hepsinde ortak olan tek şey hareketli ve kıpır kıpır tasarım anlayışıyla dizayn edilmeleri olmuş. Aslında modeller temelde birçok yönden benzerlik gösterse de ayrım yapılabilecek noktalarda mevcut. Keskin bakışlı farlar, üçgenimsi radyatör ızgarası (ki ben bunu tasarlarken Mazda’nın kendi logosundan yola çıktığını tahmin ediyorum), yana doğru uzayan keskin hatlar ve dolgun çizgiler, arkada tasarımda da kullanılan keskin hatlı çizgiler neredeyse tüm modellerin ortak noktası olduğunu söyleyebilirim.

İç mekân da da ise aynı keskin ve hareketi çağştıran çizgileri görebilmek mümkün. Yalnız burada geleneksel olarak tüm Japon otomobillerinde görmeye alışğımız sadelikte göze çarpmıyor değil. Mazda bu anlamda yinede bu felsefe çerçevesinde iç mekânı hareketli gösterebilmek için çalışş. Bundan önceki tasarım felsefesi ile kendinden söz ettiren Mazda bu tasarım anlayışı ile de bence yine aynı ilgiyi göreceğini tahmin ediyorum. Bundan önceki tasarımda “Zoom-Zoom” felsefesiyle gayet iyi tasarıma sahip araçlar üretilmişti. Şimdi ise Kodo tasarımıyla hem dış hemde iç tasarım anlamında kendinden söz ettirecek gibi duruyor.

Soner ÜNLÜER

makale yi okumak için buraya tıklayın

  • Beğen 7
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Soner ellerine ve emeklerine sağlık. Bu tip konu başlıklarını görünce, büyük bir keyifle ve zevkle okuyorum. Günümüzde hemen hemen herkesin, Mazda ile ilgili muhakkak bir anısı vardır bence. 90'lı yıllarda Renault ve Tofaş firmasının otomobilleri hüküm sürerken. Mazda modelleri resmen bir çığır açtı ülkemizde. Mazda modelleri bırakın kullanmayı, arka koltuğuna bile oturmadığımız halde. Hayran kalmışızdır bu markanın otomobillerine. Tasarımıyla, konforuyla, güvenliği ile çok fark yaratmıştır. Abs'li, klimalı, elektrikli camları, hava yastığını vs. Mazda'da görmüşüzdür o dönemler.

 

Mazda 323 açılıp, kapanan farlarıyla hafızama kazınmıştı. Lantis ise cam çıtasız-çerçevesiz kapıları ile hafızamda kalmıştı. Halen yolda bir 323 veya Lantis görsem içim cız eder. Çünkü o dönem bu otomobillere sahip olmak istiyordum. Aradan geçen çok uzun yıllar sonra. Şükür ki bir Mazda sahibi oldum. Mazda sahibi olmakla sadece bir otomobile sahip olmadım. 4 tekerlekli kara taşıtı deyip geçtiğimiz bu otomobil sayesinde. Bir çok dost, arkadaş, abi edindim. Aralarında ailecek görüştüğüm dostlarım var. Hiç yüz yüze tanışmadığımız halde, yardımlaştığım kişiler var.

 

Mazda otomobilleri gibi, sürücüleride farklı. Yoldan çevireceğiniz her kişi Mazda sahibi yapamazsınız. Mazda kullanıcısı genelde, zor beğenen, titiz, detaycı, kusursuzluğu seven kişilerden oluşuyor. Hemen hemen her Mazda sahibi, otomobilini park edip indikten sonra. Bir iki adım attıktan sonra, muhakkak geri dönüp otomobiline bakar. Ve bakıp içtende olsa bir tebessümde bulunur. :)

 

İyi ki Mazda sahibiyim ve iyi ki MazdaClubTR ailesinin bir ferdiyim. Yüz yüze tanışayım, tanışmayayım, iyi ki hepinizi sanal ortamda da olsa tanımışım. Tanıştığımıza çok çok memnun oldum. :)

 

Sevilerimle.... 

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar yazılarınızın her kelimesini zevkle okudum. Eminim tüm Mazda'cılar benzer duygulara sahiptir. Gerçekten Mazda'nın araç üretim felsefesi diğerlerinden çok farklı. Zevkle kullanılacak araçlar üretmek gibi bir amacı var markanın. Ve bunu da başarıyor.

 

Benim hayranlığım da yaşım itibariyle ilk kez 1. Nesil Mazda 3 lerle başladı. 2005-2006 yıllarında, firmaların gayet tipsiz eciş bücüş arabalar ürettiği zamanda Mazda 1. Nesil Mazda3 gibi çok estetik ve prestijli bir araç üretti. Öncesinde de dayımda 1991 model 626 vardı. 2.0 benzinliydi ve tam bir canavardı. Başka bir arabayı o yıllarda o kadar sevdiğimi hatırlamıyorum.

 

İşte o günlerden bu günlere geldik ve Allah nasip etti yeni kasa Mazda 3 aldık. Neden? Geçmişten gelen bu hayranlık, tasarımdaki kusursuzluk, sorunsuz motorlar ve elektronik ve sürüş hazzı bizi Mazda'ya bağladı. Bazı tereddütlere kulaklarımızı tıkadık ve Mazda dedik. Buradaki tüm arkadaşlar gibi yüzlerce neden sayabilirim Mazda tercihi için.

 

Arabayı sadece bir taşıma aracı olarak gören, Sürüş hazzı da nedir yeniliyor mu diye soran, piyasası varmı bu aracın diye endişe eden kullanıcıların Mazda hakkında ileri geri konuşmasına asla aldırmayınız. Mazda'nızı alınız ve sürüşün keyfini çıkarınız.

 

Mazda'ya benim tek bir eleştirim var, kabin içi ses yalıtımı. Arkadaşlar bilirler çok yazdım böyle premium bir otomobil yol sesini içeri bu denli almamalı. Onu da kadı kızındaki kusur olarak gördük ve kendi imkanlarımızla bunu çözmeye çalışıyoruz.

 

Netice itibariyle arabadan anlayan, genç ruhlu kullanıcılar uzun yıllar daha Mazda'ya keyifle binecektir diye umut ediyorum. Tüm dostlara sevgi ve saygılar. İyi forumlar, keyifli sürüşler..

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

İlhan abim sağolasın teşekkür ettim iyi dileklerin ve yorumların için

Bikes 44 aynı şekilde seninde bu içten ve samimi duygularına katılıyorum inş bu marka için daha çok şeyler yapılacak inanıyorum

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Yıllar önce yaşanmış şu olayı bu konuda paylaşmak istiyorum.

 

ailece hayatımızı borçlu olduğumuz japon araba markası.


1996 yılının ağustos ayında galeriden 0 km bir mazda 323 familia satın aldık. ne abs, ne asr, ne hava yastığı... o dönemler bu özellikler opsiyonel olduğu için biz kısıtlı olan aksesuar bütçemizi mal gibi klimaya ayırmıştık. dımdızlak bir arabadan bahsediyorum.

mazdanın broşürüne baktığımı hatırlıyorum. bir kaza testi fotoğrafı... familia'yı korkunç bir süratle duvara çarptırırken... arabanın tamamen yokolan burnu ama en ufak hasara uğramayan yolcu kabini gözler önünde... "hadi lan ordan" dediğimi hatırlıyorum "koskoca motor nereye gitti dümbelekler?". cevabı alttaki açıklamalarda gizli: "önden darbelerde motorun yolcu kabinine girmesini önleyen özel katlanma ve parçalanma sistemi"

vay anasını... japonlar yapmış! ama beni arabanın güvenlik unsurları ırgalamıyor. "nolcak lan! babam iyi şöför zaten"

***

arabayı 2 ağustos cuma günü saat 20:00'da aldık. saatine kadar hatırlıyorum çünkü cumartesi sabahı tatile giderken, yani tam 12 saat sonra o büyük kazayı yaptık. bütün gece valiz toplayıp istanbul-antalya arasında şöförlüğe soyunan babam direksiyon başında uyumaya karar verince eskişehir'e 45 km mesafedeki bozüyük kavşağında'nda bir doğan slx'e, 90º açıyla ve tam 110 km süratle çarptık. kazanın etkisiyle biz kendi etrafımızda sayısız spin atarken tam ortadan kırılan diğer araç yerden metrelerce yükselip yere yan olarak düşmüş...

***

kaza sonrası yaşadıklarımızı burada anlatmayacağım. aslında bu kadarını bile anlatmak sinirimi bozuyor ama kazanın boyutlarını anlamanız için gerekliydi. sonuç olarak annem, babam, o zaman 7 aylık olan kardeşim ve ben o arabadan sağ çıktık. benim dışımda kimsenin burnu bile kanamadı hatta...

"tamam mazda sağlam araba ama bu kadar duygusallaşmanın alemi ne" diye soranlara söyleyeyim: kaza sonrası, aracı sigorta şirketinden mazda japonya'nın geri aldığını ve dünya fuarlarında dolaştırdığını öğrendim. yanına da şöyle yazmışlar "bu araçtan biri bebek 4 kişi sağ olarak çıkmıştır."

hani fifth gear'da ya da başka programlarda arabaları gerek komik komik, gerekse de ciddi ciddi test ederler ya, işte ölüm kalım testinde de ben mazda koltuğunda oturuyordum. ve müteşekkir bir şekilde söyleyebilirim ki "mazda bu testi geçti"
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Büyük geçmiş olsun hayatta hepimizin başına gelebilecek şeylerden bir tanesi kazalar allah korusun kimse bu duyguyu yaşamasın inş bir keresinde bizde de 94 model beyaz vardı yıl 2005 di babam anayoldan giderken arayoldan çıkan bir palio bizim sağ arkanın tam direk kısmından bizim arabaya çarpmış bizim direk kırıldı ön ve arka kapılar olduğu gibi içeri girdi çok şükür babamda birşey yoktu ama bu kaza düşük hızlarda bile bu kadar ise araç alırken bir kez daha düşünmek gerek diye düşünüyorum markaların hep orasını burasını eleştireceğimize ilk önce güvenilir bir yapıda ve özellikte araca bakmak herkes için daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...