Jump to content

Basında Mazda


Burak
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

Aracı Mazda yapıyor, reklamı Ford yapıyor :( ( Yeni Ford Ranger reklamını gördükten sonra )

O reklamı esas hakeden Pajero ama, neyse...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

  • 8 ay sonra ...

Herkesin hayal ettiği türden bir Mazda reklamı bizi bekliyor...

Yazın vizyona girecek olan StarTrek Into Darkness filminde yeni ve kırmızı Mazda6 oynuyor :clap:

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Herkesin hayal ettiği türden bir Mazda reklamı bizi bekliyor...

Yazın vizyona girecek olan StarTrek Into Darkness filminde yeni ve kırmızı Mazda6 oynuyor :clap:

türkiye de yok ki bu araba
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Geldi.. Efe Koşuyolu Merser'de görmüş ve resmini paylaşmıştı.

abi babamla kaç defa merserin önünden geçtik gitmiş araba.  o gün baby mps'in şansına orda bekliyordu heralde  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

yaaa bu siteyi burda mı paylaşıcam pek bilemedim ama şuna bi göz atın derim:D

bi de ne zaman yazılmış onu da bilmiyorum:D

http://www.modpark.com/forum/karsilastirmalar/astra-golf-focus-mazda-3-civic-octavia-karsilastirmasi-11702/

bu test baya eski bir test 2011 yılında yapılmış. Yanlış hatırlamıyorsam bu testin yapan derginin  bu testin yapıldığı sayısı ben de vardı. Sürüş dinamiği kısmını okurken çok sinirlenmiştim oradan hatırlıyorum :D
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Gönüllerin Şampiyonu Mu ?

Bazı markaların durumları gerçekten de sosyolojik, ekonomik ve psikolojik yönden topyekûn bir incelemeyi gerektiriyor.

Bence Mazda da bunlardan biri. Bugüne kadar farklı türlerde yüzlerce otomobil kullanmış biri olarak aralarından bazılarının büyük ilgi gördüğünü bazılarınınsa sokaktaki herhangi bir araç muamele gördüklerine şahit oldum. Yüzlerce beygir gücündeki bir performans otomobilinin ya da zarif bir roadsterın ilgi görmesi kimseyi şaşırtmaz. Benim bahsettiğimse bir marka. Ne zaman bir Mazda kullansam, ya komşum, ya AVM'nin otoparkındaki vatandaş ya da kırmızı ışıkta beklerken yan otomobildeki… Mutlaka biri bir şekilde araçla ilgili yorum yapıyor. Yorumların ortak noktasıysa herkesin bir şekilde Mazda'yı sevdiği. Benzer bir durum geçtiğimiz hafta CX-5'le başıma geldi. Yaşadığım sitenin yönetiminde işlerimi halledip araca yöneldiğimde, aracın başında birkaç kişi gördüm. 40'lı yaşlardaki meraklılar, Mazda'yı çok beğendiklerini, özellikle doksanlarda markaya çok hayran olduklarını ve bir dönem kullandıklarını, ancak sonrasında bir şekilde Mazda'dan koptuklarını söylediler.

Oturup bir düşündüm de Mazda'nın en küçük Mazda2'den, bir volüm modeli olan Mazda3'e, nevi şahsına münhasır 4 kapılı coupe RX-8'den orta sınıf Mazda6'ya bir şekilde her Mazda modeli insanların dikkatini çekmiş. Mazda'nın güncel modellerini gözümün önüne getirdiğimde hepsinin ortak noktalarının çekici tasarım, keyifli sürüş ve iyi sayılabilecek donanım olduğunu düşündüm. Üstüne üstlük uluslar arası pek çok kurum tarafından tasdik edilmiş sorunsuzluk da eklendiğinde Mazdaların bir otomobilden olan tüm beklentileri karşıladığını söyleyebiliriz. Peki o zaman sorun ne?

Belki bazı modellerde satış fiyatlarının sınıflarının üst limitlerinde olduğunu söyleyebiliriz. Ama esas sorunun bu olduğunu düşünmüyorum. Bence sıkıntının büyük kısmı psikolojik. Zira markanın 1985-2007 arası distribütörlüğünü yapan Mermerler Otomotiv, özellikle doksanlardaki başarılı dönemde sadık bir kitle edindi. Ancak sonrasında ana markayla yaşanan sorunlarla birlikte girilen boşluk insanlarda soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Türkiye pazarında kendi yer alan Mazda, işin psikolojik boyutunu ve marka algısını toparlarsa bence yeniden Mazda hak ettiği çok daha iyi yerlerde olabilir. Yoksa o zamana kadar ancak gönüllerin şampiyonu olarak kalabilir…

Eray Özgür - OTOHABER

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Buna benzer şeyler bizim de başımıza çok geliyor. 2009 yılında yeni kasa 3 çıktığında ilk görüşte aşık olmuştuk babamla. O sırada otomobil almayı düşünüyorduk ve mazda3 kararımız olmuştu. Bir gün bir cafede oturuyoruz cafenin garsonu geldi birden sorular sormaya başladı vs. Bu anılar 6ya geçmemizle daha fazla yaşanır oldu. Özellikle dikkatimi çeken istanbul dışındaki şehirlerdeki mazda sevdasıydı. Bu yaz izmire giderken bursa yolu üzerinde bir köftecide duralım dedik. Köftecinin otoparkında  insignia passat ve c serisi duruyordu biz de ortalarına park ettik köftemizi sipariş ettik yiyoruz. Birden köftecinin sahibi geldi ve anında şu soruyu sordu: ' Bu 323lerden mi 626lardan mı ? ' Ben de artık onların  3 ve 6 isimlerini aldığını ve bizim aracın  6 olduğunu söyledim. Sonra kendisi başladı mazda ile ilgili anılarını anlatmaya. Bir akrabası varmış mazdası varmış 600 000 km gitmiş, yunanistanda bir akrabası varmış audi almamış  1.8  mazda6 almış vs vs.  Tabi orada uzun bir mazda muhabbeti oldu ve sonra yolumuza devam ettik...

Aynı olay yaz sonu yaptığımız akdeniz tatilimizde de başıma geldi.. Marmaris civarındaydık yanlış hatırlamıyorsam. Bir çay bahçesinde oturalım dedik ve yol üzerindeki bir çay bahçesinde oturduk..  Çayımızı içerken çay bahçesinin sahibi bahçeyi yıkıyordu ve arasıra bizim arabaya baktığını farkettim. Yıkama işlemini bitirdikten sonra geldi ve ' Valla adam çok şık araba yapmış; mazdalar çok iyi arabalardır...' dedi. Yine başladık bu '323 mü 626 mı ?  hayır bu  6 ' muhabbetine  :D  her mazda muhabbeti gibi 90lı yıllardaki açılıp kapanan farlı  323ler konuşuldu vs. Bu tür anıları mazda ile yaşamak mümkün.. Benim bu anılardan çıkardığım anafikir şu:

Orta yaştaki insanlar gençliklerindeki efsane  mazda modellerinden dolayı markaya gönülden bağlılar. Fakat mermerlerin yaşatmış olduğu yedek parça vs. sıkıntılardan dolayı kopmuşlar markadan. Sorduğunuz zaman çok iyi araba ama yedek parçası yok diyen kitle bu kitle yanılmıyorsam. Bu cevabın sebebi de tanıtımdaki yetersizlik.. Sokaktaki çoğu insan hala mermerlerin distiribütör olduğunu düşünüyor ve çekiniyor bu markadan. Bu da tanıtımdaki yetersizlikten kaynaklanıyor. Bu orta yaştaki insanlar için fikrimdi..

Orta yaş kesiminden önceki nesil ise Mazda kalitesini biliyor fakat bu sefer yedekparça dedikodusuna ikinci el ve çok yakar dedikoduları katılıyor. Bu yaştaki insanlarda mazdaya kalpten bir bağlılık pek yok anladığım kadarı ile ama bir sempati var. Mazdalar şık ama elimde kalır parçası gelmez çok yakar boşver  gibi bir bahane var. Sempati var ama orta yaşlı halk kadar bir bağlılık yok.

Günümüzdeki genç insanların ise ne yazık ki mazda ile uzaktan yakından alakası yok. Günümüzdeki gençler için otomobil vw mercedes bmw honda'dan ibaret.  Sokakta subaru veya mazdaya gönülden bağlı  15-20 yaşında genç bulmak çok zor. Dönen araba muhabbeti de turbo sesi, koltuğua gömme hissi  drift atıp atmaması vs. vs. olmuş durumda ve tabiki alman arabalarının üstünlüğüne kendilerini dogmatik bir şekilde inandırmış olmaları. Bunun en büyük sebebi de tanıtım olmaması ve mazdanın otomobil psikolojisinin bu olmaması..  Belki de bu yüzdendir türkiyedeki en ünlü mazda modelinin rx8 olması...  Fakat yine de etkileyici reklamlar ile mazda satışlarını arttırabilir bence. Ama mazda satışları artarsa bu kadar ilgi  çekermiyiz bilmem..  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Teşekkür butonunu aradım valla çok güzel yazmışşsın

Dipnot; harbiden 15 yaşında mısın? :D

rica ederim.. Evet 15 yaşındayım :D 14 nisanda ben de buluşmadaydım hatta
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Gönüllerin Şampiyonu Mu ?

Bazı markaların durumları gerçekten de sosyolojik, ekonomik ve psikolojik yönden topyekûn bir incelemeyi gerektiriyor.

Bence Mazda da bunlardan biri. Bugüne kadar farklı türlerde yüzlerce otomobil kullanmış biri olarak aralarından bazılarının büyük ilgi gördüğünü bazılarınınsa sokaktaki herhangi bir araç muamele gördüklerine şahit oldum. Yüzlerce beygir gücündeki bir performans otomobilinin ya da zarif bir roadsterın ilgi görmesi kimseyi şaşırtmaz. Benim bahsettiğimse bir marka. Ne zaman bir Mazda kullansam, ya komşum, ya AVM'nin otoparkındaki vatandaş ya da kırmızı ışıkta beklerken yan otomobildeki… Mutlaka biri bir şekilde araçla ilgili yorum yapıyor. Yorumların ortak noktasıysa herkesin bir şekilde Mazda'yı sevdiği. Benzer bir durum geçtiğimiz hafta CX-5'le başıma geldi. Yaşadığım sitenin yönetiminde işlerimi halledip araca yöneldiğimde, aracın başında birkaç kişi gördüm. 40'lı yaşlardaki meraklılar, Mazda'yı çok beğendiklerini, özellikle doksanlarda markaya çok hayran olduklarını ve bir dönem kullandıklarını, ancak sonrasında bir şekilde Mazda'dan koptuklarını söylediler.

Oturup bir düşündüm de Mazda'nın en küçük Mazda2'den, bir volüm modeli olan Mazda3'e, nevi şahsına münhasır 4 kapılı coupe RX-8'den orta sınıf Mazda6'ya bir şekilde her Mazda modeli insanların dikkatini çekmiş. Mazda'nın güncel modellerini gözümün önüne getirdiğimde hepsinin ortak noktalarının çekici tasarım, keyifli sürüş ve iyi sayılabilecek donanım olduğunu düşündüm. Üstüne üstlük uluslar arası pek çok kurum tarafından tasdik edilmiş sorunsuzluk da eklendiğinde Mazdaların bir otomobilden olan tüm beklentileri karşıladığını söyleyebiliriz. Peki o zaman sorun ne?

Belki bazı modellerde satış fiyatlarının sınıflarının üst limitlerinde olduğunu söyleyebiliriz. Ama esas sorunun bu olduğunu düşünmüyorum. Bence sıkıntının büyük kısmı psikolojik. Zira markanın 1985-2007 arası distribütörlüğünü yapan Mermerler Otomotiv, özellikle doksanlardaki başarılı dönemde sadık bir kitle edindi. Ancak sonrasında ana markayla yaşanan sorunlarla birlikte girilen boşluk insanlarda soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Türkiye pazarında kendi yer alan Mazda, işin psikolojik boyutunu ve marka algısını toparlarsa bence yeniden Mazda hak ettiği çok daha iyi yerlerde olabilir. Yoksa o zamana kadar ancak gönüllerin şampiyonu olarak kalabilir…

Eray Özgür - OTOHABER

İşte Otohaber den duymak istediğimiz buydu... Bunca zaman çok yakıyor , fiyatı pahalı vs diye yazıp durdular , habercilikleri prim kaybetti...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

rica ederim.. Evet 15 yaşındayım :D 14 nisanda ben de buluşmadaydım hatta

Zaten oradan hatirliyorumda daha buyuk gosteriyodun :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...