Avrupa Birliği ABD Başkanı Trump’ın çelik ve alüminyumdan sonra AB üretimi otomobillere getirmeyi planladığı yüzde 25’lik ek vergilere karşı misillime olarak Japonya ile serbest ticaret anlaşmasını imzalayıp, 2019 yılından itibaren gümrük vergilerini ortadan kaldıracak olması otomotiv sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Çünkü imzalanan anlaşmayla Japonya’dan AB’ye ve Türkiye’ye ithal edilen otomobillerde yüzde 10, otomotiv parçalarında yüzde 3 oranında uygulanan gümrük vergisi kademeli olarak kaldırılacak. Bu da Avrupa’da ve Türkiye’de Japon marka otomobillerin yüzde 10 ucuzlayacağı beklentisini yarattı. Ancak, Japon üreticiler Avrupa’da sattıkları modellerin büyük kısmını Avrupa’daki ve Türkiye’deki tesislerde ürettiği için bu beklenti boşa çıktı.
Avrupa Otomotiv Üreticileri Birliği’nin (ACEA) son verilerine göre bugün AB pazarında Japon üreticilerden Toyota Grubu’nun yüzde 4.7, Nissan’ın yüzde 3.3 ve Honda’nın yüzde 0.9 pazar payı bulunuyor. Pazarın yerel devleri Volkswagen, PSA (Peugeot, Citroen, Opel) ve Renault Grubu’nun (Renault, Dacia) üstünlüğündeki dağılım, gümrük vergisi indirimiyle Japon üreticilerden yana pek değişmeyecek. AB’nin ithal ettiği Japon markalı otomobil oranı yüzde 20 civarında bulunuyor.
Türkiye’ye bakıldığında ise Japon markalar 2017 yılında 118 bin 378 adetlik satış gerçekleştirdi. Yani toplam pazar payları yüzde 12.3. En yüksek pazar payına sahip Toyota ve Honda’nın satışlarının yüzde 73’ü Türkiye’de sahip oldukları fabrikalarda ürettikleri yerli modellerden oluşunca, Japon markaların toplam satışlarındaki yerlilik oranı yüzde 45’e yaklaşıyor. Türkiye’de satılan Japon marka otomobillerin geri kalan yüzde 45’lik kısmı da Avrupa’da üretilen otomobillerden oluşuyor. Durum böyle olunca Türkiye’de satılan Japon otomobillerin sadece yüzde 10’u, yüzde 10’luk gümrük vergisi avantajından yararlanacak.
* Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2017 yılında sattıkları 45 bin 209 adet araçın yüzde 72-73’ünün Sakarya’da üretilen yerli modellerden oluştuğunu belirterek, “Ağırlıklı olarak Türkiye’de üretilen Corolla ve C-HR modellerini satıyoruz. Geri kalanın (Auris, Yaris) çoğu da Avrupa’da üretiliyor. Japonya’dan çok az geliyor. Toyota’nın bir tek RAV4 modelini ithal ediyoruz. Bir de Lexus modelleri Japonya’dan geliyor” dedi.
* Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök ise, bu durumdan bir tek X-Trail modellerinin yararlanacağını belirterek, “Bizim en çok sattığımız Qashqai ve Juke İngiltere’de üretiliyor” açıklamasını yaptı.
* Suzuki Türkiye Genel Müdürü Ümit Karaarslan da ağırlıklı Avrupa üretimi modelleri Türkiye’de sattıklarını belirterek, “Japonya’dan ithalat çok düşük adette. Biz en çok sattığımız Swift ve Vitara’yı Macaristan’dan ithal ediyoruz” dedi.
* Türkiye’de bir tek Mazda tüm modellerini Japonya’dan ithal ediyor. Geçen yıl 1412 adet otomobil satan Mazda’nın Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul, erken sevinmemek gerektiğini belirterek, Meksika örneğini verdi. Yurdakul, “Meksika ile AB arasında da serbest ticaret anlaşması var. Ama Türkiye, Meksika’ya yönelik yüzde 10 ek vergi koydu “dedi.
* Honda’nın da Türkiye’de sattığı 26 bin 421 adet otomobilin yüzde 73’ü Gebze’de üretilen Civic Sedan’dan oluşuyor. Honda’nın diğer güçlü modeli C-RV ise İngiltere’den ithal ediliyor.
AB Konseyi Başkanı Tusk, küresel ekonomik sistemin sorgulandığı dönemde böyle bir ticari anlaşma yapılmasının korumacı ekonomi politikaları karşıtı net bir mesaj olduğunu vurgulayan Tusk, “Bu, şimdiye kadar yapılan en büyük ikili ticari anlaşma” dedi. Önümüzdeki hafta Washington’a giderek Trump ile görüşecek AB Komisyonu Başkanı Juncker de Japonya ve AB’nin küresel olayları benzer şekilde gördüğüne dikkati çekerek, ticaret anlaşmasının gümrük vergilerinin büyük kısmını ortadan kaldırarak karşılıklı ticareti önemli ölçüde artıracağını söyledi. Anlaşmayla, adil ve serbest ticarette örnek davranış sergilediklerini anlatan Juncker, “Ticaret, gümrük ve bariyerlerle değil değer ve ilkelerle ilgilidir” ifadesini kullandı.
* İmzalanan ticaret anlaşmasıyla, karşılıklı olarak şirketlerinin ödedikleri gümrük vergilerinin büyük bölümü ortadan kalkacak.
* Taraflar, birbirlerinin “coğrafi işaretine” sahip ürünlerini koruma altına alacak.
* Tarım, finansal hizmetler, elektronik ticaret, iletişim ve ulaştırma alanlarındaki şirketlerin karşılıklı olarak pazarlara erişimi genişleyecek.
* Şirketlerin karşılıklı olarak kamu ihalelerine katılımı sağlanacak.
* Hassas olarak tabir edilen otomotiv sektöründe piyasalar kademeli bir süreç içerisinde açılacak.
Tavsiye Edilen Yorumlar