Jump to content
  • İlhan
    İlhan

    Mazda Vatikan Nükleer Silahsızlanma Konferansına Katıldı

    •   Mazda Europe basın sözcüsü, Hiroşima’nın şirketin mücadeleci tavrını nasıl şekillendirdiğini açıkladı

    •   Konferans, nükleer silahların 21. yüzyılda miladını doldurduğu çağrısını yaptı ve ortadan kaldırılmalarını talep etti

    Mazda’nın mirası, dünya çapında trajik geçmişiyle bilinen ana yurdu Hiroşima’yla sıkı sıkıya bağlıdır. Hiroşima'nın geçmişi, Mazda'yı dünya barışı mücadelecilerinden biri haline getirdi ve araç üreticisi şirket bu yönünü, hafta sonu nükleer silahların ortadan kaldırılmasına yönelik çağrıların yapıldığı Vatikan konferansına katılmasıyla bir kez daha gösterdi.

     “Nükleer silahların olmadığı, tamamen silahsızlanmış bir dünya için bakış açıları” etkinliği, Vatikan tarafından barış ve ilerlemeyi destekleme amacıyla yeni kurulan Bütünsel İnsan Gelişimini Destekleme Dairesi tarafından organize edildi. Konferans, Nobel Barış Ödülü kazananlarını, Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu’yu, ve Mazda gibi konuyla ilgili diğer uzman ve kuruluşları kilise temsilcileriyle bir araya getirdi.

     Mazda Europe insan kaynakları başkan yardımcısı Bruno L. Müller, Hiroşima merkezli araç üreticisi şirket adına konuşma yaparak 6 Ağustos 1945'te atılan atom bombasının ve sonrasında yeniden yapılanırken Mazda’nın da önemli bir rol oynadığını, bu güne kadar şirketin değerlerini ve asla vazgeçmeme ruhunu nasıl etkilediğinden bahsetti.

     “Mazda olarak insana öncelik veriyoruz ve bu felsefemizi araçlarla sınırlı tutmadan yaptığımız her işe yansıtıyoruz. Bu durum Mazda'nın kendini dünyada fark yaratan etkinliklere adamasından da anlaşılabilir” şeklinde konuşan Müller, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Hiroşima’nın tarihi, farklılıklarımızı bir kenara bırakıp birlikte çalışmamız gerektiğini gösteren bir hatırlatma görevi görüyor. Özellikle bugün barışın kıymetini bilmemiz gerekiyor. Direnmeliyiz. Bizim görevimiz bu.”

    Konferansın savunduğu görüşlerden biri de nükleer caydırıcılığının; terör, siber güvenlik, çevresel bozunum ve fakirlik gibi 21. yüzyıl tehditlerine karşı koymada yetersiz kaldığıydı.

     Etkinliği düzenleyen dairenin başkanı Kardinal Peter K. A. Turkson “etkinliğin, Papa Francis’in dünya barışı için harekete geçmeye verdiği önceliğin bir karşılığı” olduğunu söyledi ve sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yaradılışın kaynaklarını sürdürülebilir gelişme ile birlikte, birey ve ülke ayırmaksızın tüm insanlığın yaşam kalitesinin gelişmesi için kullanmalıyız.”

    Kaynak : Mazda - Press

    • Beğen 1



    Kullanıcı Yorumları

    Tavsiye Edilen Yorumlar

    Henüz görüntülenecek bir yorum yok


×
×
  • Yeni Oluştur...