Jump to content
  • Sertang
    Mazda, kısa bir süre önce 2018 Mazda3'ü tamamladı. Firma Frankfurt Motor Show'da modeldeki yeni motor teknolojisini, Tokyo'da da yeni konsepti tanıtacak.
    Gelecek ay düzenlenecek Frankfurt Motor Show'da Mazda yeni "homojen şarj basınçlı ateşleme" (HCCI) teknolojisini gösterecek. Ayrıntılar şu an için sınırlı ancak HCCI teknolojisi, yakıt ve hava karışımını tutuşturmak için basınç kullanan, 'kıvılcımsız ateşleme' olarak adlandırılan bir sistem. Sistem hava yakıt karışımını daha düşük sıcaklıklarda yakarak enerjinin ısı olarak kaybedilmesinin önüne geçiyor, daha az zararlı gaz salıyor ve verimde %30 a varan artış vadediyor..
    Tabii HCCI'ın da bazı kısıtları var. Düzenli bir çalışma için doğru sıcaklığa ihtiyaç duyan bu sistemde motor soğuk iken çalıştığında ateşlemede peformans problemi, çok sıcak iken de erken ateşleme sonucu vuruntu yaşama olasılığı bulunuyor. Ek olarak HCCI motorlarının daha çabuk yıprandığı da biliniyor. Bu problemlerin üstesinden gelmek için de Mazda mühendislerinin gerektiği zaman buji ateşlemesini de kullanabilecek bir sistem kurguladıkları tahmin ediliyor. GerçekleşiIrse bu, seri üretim motorda uygulanan ilk HCCI olacak.
    Frankfurt'ta HCCI sisteminin lansmanının ardından, Mazda bu kez Tokyo'da gelecek nesil Mazda3'e giden bir konsept sunacak. Konsept Ekim ayında Tokyo Motor Show'da görülecek ancak şu an için konuyla ilgili daha fazla detay yok.

     
    Yeni nesil Mazda3 şu anki modelle aynı platforma dayanıyor ancak yeni bir karoser ve güncellenmiş bir iç kabin ile gelecek. Araba, şirketin HCCI sistemini kullanacak yeni Skyactiv II motorlarına uyumlu şekilde tasarlandı.
    Mazda3'teki ilk çıkışlarından sonra, Skyactiv II motorları markanın diğer modellerine de yayılacak...
    Kaynak : MotoAuthority
    Mümin
    Mazda yönetisi Robert Davis elektrikli otomobillerin hava kirliliğini azaltmak için tek çözüm olmadığını, yanmalı motorlarla da emisyonların düşürülebileceğini söyledi.

    Geçtiğimiz günlerde bir seminerde konuşan Davis, yanmalı motorların tamamen ortadan kalkacağı iddiasının fazla abartıldığını iddia etti. Mazda’nın Kuzey Amerika’daki özel görevlerden sorumlu başkan yardımcısı Davis, otomotiv sektörünün emisyon standartlarına uyumluluk bakımından elektrikli otomobilleri mutlak zorunluluk gibi göstermesini eleştirdi. Davis “Sektörün temiz hava standartlarını yakalamak için kendi yöntemlerini bulmasına izin verin. CO2 emisyonu, yakıt ekonomisi, bunlar elbette iyileştirilmeli ama ne olursa olsun belirli bir teknolojiyi zorla dayatmayın.” dedi. Rakipleri piyasaya elektrikli modeller çıkartırken Mazda bir süredir kenarda bekliyor. Bunun sebeplerinden birisi de Mazda’nın yeni güç aktarım seçeneklerine para ayıramayacak kadar küçük bir otomobil üreticisi olması. Mazda Skyactiv teknolojileri ile yakıt verimliliğini bir öncelik haline getirdi. Öte yandan bu teknolojiler dizel seçenekler de dahil yanmalı motorlara odaklanıyor.
     
    Davis konuşmasında lityum-iyon piller ile ilgili kaygılarından da söz etti. Davis, bu pillerin telefon pilleri kadar kolay geri dönüşümden geçirilemediğini, ömrü biten otomobil pillerinin çevre için risk yaratabileceğini söyledi. Davis “Bundan daha iyisini yapabiliriz. Bu gerçek sıfır emisyon değil. Müşteriler ve çevre için en iyi çözümü bulmamız gerek. Nasıl bulacağımızın gösterilmesine ise ihtiyacımız yok” dedi.
     
    Davis ayrıca Fiat 500e gibi yeni teknolojilere uyum amaçlı otomobilleri de eleştirdi, bu otomobillerin popüler hale geldiğini, ucuz taksitlendirme seçenekleri ile Kaliforniya gibi yerlerde çok tutulduğunu ancak gerçekte üreticilerine para kaybettirdiklerini söyledi. 

      Davis “Hepimiz aynı havayı soluyoruz. Otomobillerin olabildiğince verimli hale gelmesi elbette hepimizin yararına. Ancak bu tüm otomobiller için geçerli olmalı, diğerlerini telafi etmek için bir kaç çok verimli otomobil çıkartmak Mazda’nın anlayışına uymuyor.” dedi.
     
    Davis’in yanmalı motorlarla ilgili açıklamaları ise şöyle: “İçten yanmalı motorların ulaşımda güçlü bir geleceği var. Yeni teknolojilere adapte olmayı, pilleri, elektrikli otomobilleri, hibrit sistemleri ve diğer hepsini elbette gözde geçirdik. Ancak bu sistemlerin neredeyse hepsinde yine yanmalı motor desteği var. Bu yüzden elektrikli teknolojilere geçiş için para ve emek harcamadan önce güçlü ve verimli bir yanmalı motorun çok önemli olduğuna ikna olduk.”
    Kaynak
     
    Mümin
    1 Ocak 2018 itibariyle Stuttgart’ta dizel otomobillerin trafiğe çıkışı yasaklandı.
    Çevrenin korunması ile ilgili uygulanan sert kararlar ve radikal değişiklikler için yeni bir adım atıldı. Volkswagen‘in dizel araçlarda hile yaptığının ortaya çıkması sonucunda patlak veren olaylar bu noktaya kadar gelmiş durumda. Çevreciler, oluşan hava kirliliğin telafisi ve kirlenmenin azalması için dizel araçlarda yenilenmeye gidilmesi gerektiğinden bahsetmişlerdi.

    Mahkeme kökünden kazıdı

    Baden Württemberg eyaletine bağlı mahkeme ise dizel otomobil işini tamamen bitirmeye karar verdi. Kararda 1 Ocak 2018 itibariyle mazot yakıtla çalışan otomobillerin Stuttgart’ta trafiğe çıkışı yasaklandı. Davada temyiz yolunun açık olduğu da söyleniyor. İnsanların bu tarihe kadar ne yapacağı ise bilinmiyor.

    “İnsan sağlığı hareket özgürlüğünden önemlidir”

    Söz konusu davanın hakimi Wolfgang Kern ise kararın ardından insan sağlığının otomobil sürücülerinin hareket özgürlüğünden çok daha önemli olduğunu söyledi. Kararın o tarihe kadar değişebileceği düşünülüyor ancak bir yandan da uygulanırsa diğer eyalet ve bölgelerin örnek alması da ihtimal dahilinde.
    Kaynak
    Mümin
    Mazda yeni nesil CX-8 SUV modelini yayınladığı ipucu görselleri ile resmi olarak duyurdu.

    Ülkemizde yeni nesil CX-5 modelinin satışına başlayan ve CX-3 modeliyle B-SUV pazarında yer edinen Mazda, E-SUV segmentinde yer alacak yedi koltuklu modeli CX-8'in ilk ipucu resimlerini yayınladı. İlk olarak Japonya pazarında yer alacak ve markanın amiral gemisi SUV modeli olacak yeni nesil CX-8, Kodo tasarım ruhuyla şekilllendirilmiş. Dizaynı, kalitesi ve boyutları ile dikkat çekecek olan yeni CX-8'in uzunluğu 4.9 metre, genişliği 1.84 metre ve yükseliği 1.73 metre. Aks açıklığı 2.93 metre olan yeni CX-8'de 2.2 litrelik SKYACTIV-D dizel motor, 6 kademeli SKYACTIV-DRIVE 6 otomatik şanzıman ile birlikte görev alacak. Yepyeni Mazda CX-8 SUV bu yıl sonunda Japonya'da satışa çıkacak.

    Mehmet Özdemir
    Mazda, Volvo’yu geride bırakarak 2017’de dünyanın en güvenli otomobili oldu. Amerikan Karayolu Güvenliği Sigorta Enstitüsü’nün yaptığı değerlendirme sonucu Volvo’nun bile elde edemediği en yüksek dereceye layık görülen Mazda, geleneksel birinciyi geride bıraktı.

     
    Otomobil satın almayı düşünen kişilerin her birinin kriterleri, arayışları ve öncelikleri şüphesiz farklılık gösterir. Arabanın gövde tipinden donanımlara kadar değişiklik gösteren bu aşamanın ortak noktasıyla güvenlik standartlarıdır. Gerek küresel bazda gerekse bölgesel olarak, olmazsa olmaz kriter olan güvenliğin standartlarını belirlemek adına var olan kuruluşların yaptığı testler sonucunda düzenli olarak güncellenen sıralamaların bölgesel ayağında bu yıl önemli bir sonuç karşımıza çıktı. Amerikan Karayolu Güvenliği Sigorta Enstitüsü tarafından 2017 model yılına sahip Mazda modellerinde yapılan testler, bizlere Japon devinin Volvo’yu bile geride bırakarak yola çıkan en güvenli otomobile sahip olduğunu söylüyor.
    Kurum bünyesinde yapılan testler sonucunda elde edilebilecek en yüksek değer olan “Top Safety Pick+“a layık görüldüğü açıklanan Mazda’nın, aynı koşullarda testlere katılan yeni Volvo S90 ve XC90‘ı da geride bıraktığının hatırlatması yapılıyor. Tüm bu değerlendirme sonucunda MX-5 dışında (otomobilin sınıfı değerlendirmeye dahil edilmiyor.) Mazda 3, Mazda 6, Mazda CX-3, Mazda CX-5 ve Mazda CX9‘dan oluşan Mazda ürün gamının tamamında bu başarının elde edilmesi de altı çizilmesi gereken önemli detaylar arasında yer alıyor. Volvo’nun yeni modeli V90’ın yakın zamanda aynı test sürecine dahil edilmesi beklenirken modelin alacağı sonuç şimdiden merak edilmeye başlandı.
    kaynak: log.com.tr
    Mümin
    İyi mi kötü mü ben karar veremedim. Yorumları da sizden bekliyoruz. Sanki sahtekarlara yol gösterir gibi olmuş.
    Dünyanın lider boya ve yüzey kaplama şirketi PPG, hasarlı araçların değer kaybını önleyecek ve ikinci elde kazanç sağlayacak astarlama teknolojisi ile öne çıkıyor. Tamamen PPG’nin buluşu olan “DP4000 Greymatic” isimli Yaş-Üstü-Yaş astar serisi sayesinde, fabrika çıkışı standartlarında tamir yapmak mümkün hale geldi. Aracın her yerinde fabrika çıkışı mikron kalınlığını elde etmeyi sağlayan PPG Yaş-Üstü-Yaş astar teknolojisi, boyanan araçta oluşan tamir kaynaklı değer kaybının önüne geçerek otobilin değer kaybının önlenmesini sağlayacak.
     

    İkinci el araç piyasasının her geçen gün büyüdüğü ve ciddi rakamlara ulaşan bir pazar haline geldiği Türkiye’de, güvenilir servis noktalarında fabrika standartlarında tamir yapmak ve aracı değer kaybetmeden satmak büyük önem arz etmeye başladı. Dünyanın lider boya ve yüzey kaplama kuruluşu PPG bu kapsamda, hasarlı araçların değer kaybetmesini önleyecek ve ikinci elde kazanç sağlayacak bir teknolojiye imzasını attı. PPG’ye ait “DP4000 Greymatic” isimli Yaş-Üstü-Yaş astar serisi sayesinde fabrika çıkısı olan 112-120 mikron aralığında tamir yapılabilirken, boyanan araçta oluşan tamir kaynaklı değer kaybının önüne geçiliyor. Aynı zamanda aracın serviste kalma süresini de 80 ila 100 dakika arasında kısaltan yeni Yaş-Üstü-Yaş astar serisi, böylelikle hem zaman kaybının hem de değer kaybının önüne geçerek OEM standartlarında bir hizmet sunuyor.

    Araç alım ve satım sürecinde boyanmış araçların yaşadığı değer kaybının en çok şikayet edilen konulardan birisi olduğunu belirten PPG Otomotiv Tamir Boyaları Türkiye ve Ortadoğu Pazar Müdürü Bülent Alpay, “Fabrika çıkışlı ya da OEM standartları denildiği zaman herkesin aklına boya kalınlığı tüm yüzeyde aynı olan araçlar gelir. İkinci el sürecinde eksperlerin kullandığı mikrometre denilen alet, aracın metal yüzeyinin üstündeki tüm katmanların kalınlığını ölçmeye yarar. Bu ölçü fabrika çıkışı değerlerinden fazla ise araç boyalı ya da kazalı olarak işlem görür ve ikinci el değeri düşer. Ancak bizimle çalışan servislere sunduğumuz Yaş-Üstü-Yaş astar teknolojisi ile bu fabrika çıkısı kalınlığını geçmeden tamir yapmak artık mümkün oluyor. Bu teknoloji sayesinde astarlama süreci 25-30 mikronda, toplam süreci ise 85 ila 115 mikron arasında tamamlayabiliyoruz. Bu da fabrika çıkışı olan 112-120 mikron aralığında bir değere denk geliyor. Bu sayede PPG olarak araçların satılırken oluşan değer kaybını önlemiş oluyoruz” dedi. 
    Kaynak
    Burak
    2017 yılı araç muayeneleri kusurlar tablosuna göre yönetmeliğe uygun olmayan araç plakaları ağır kusur kapsamına alındı. Plakalar 32 TL karşılığında değiştirilebilecek.
    Ulaştırma, Denizcilik ve haberleşme Bakanlığı tarafından 2017 yılı araç muayenesi kapsamında geçerli olacak kusurlar tablosu yayımlandı. En önemli dikkat çeken ayrıntı plakalara getirilen standart. Yönetmeliğe uygun olmayan plakalar artık ağır kusur olarak işlem görecek. 3 Temmuz 2017 itibarıyla bu tablodaki kusurlar geçerli olacak.
     
    Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın tarafından yapılan açıklamada özellikle Hızlı Geçiş Sisteminde HGS yanlış okumadan dolayı cezai işlemlerin bulunduğu, rakamlar arasında yer alan vidaların, yazıların silik olması, yazıların koyu veya italik olmasından dolayı sıkıntılar yaşandığı belirtildi.
    Bu şekilde standart dışı tüm plakalar ağır kusur kapsamına alınacak. Plakaların da değişmesi için TŞOF tarafından cüzi bir miktar alınarak değişim sağlanacağı açıklandı.
    Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) tarafından kayıt ve tescil bürolarında 31 TL karşılığında plakalar 10 dakikalık bir işlemin ardından değiştirilebilecek.
    Karayolu Trafik Kanununda yer alan tescil plakaları bölümünde belirtilen 11 santimetre genişlik ve 52 santimetre uzunluğunda olmayan plakaların araç muayenesinden geçemeyeceği ve ağır kusur olarak işleme tabi tutulacağı belirtildi.
     
    Kaynak: mymemur.com
    İlhan
    Uluslararası değerlendirmeye göre “Yılın Motoru 2017″‘nin kazananları belli oldu.

    13 farklı kategoride verilen ödüllerde yerini korumayı başaran motorlar dikkat çekiyor.
    Hava kirliliğinde yaşanan ciddi artışın içten yanmalı motorlara yansıma olarak her geçen yıl emisyon standartları daha sıkı bir hal alırken otomobil üreticilerinin bu standartlara uyma konusundaki çabaları da artmaya devam ediyor. Geleneksel olarak verilen yılın motoru ödüllerinde de bu kuralların üreticileri farklı işler yapmaya zorladığına şahit oluyoruz. 58 otomobil gazetesicisinden oluşan bir jürinin Stuttgart’tan açıkladığı Yılın Motoru 2017‘in bu yılki kazananları da bahsettiğimiz bu kurallar doğrultusunda en iyi işleri ortaya koyarak yüksek verimlilik elde etmiş markalar olarak karşımızda duruyor. Genel bazda verilen “Yılın Motoru” ödülüyle birlikte 13 farklı sınıfta verilen ödüllerin bu yılki genel kazananıysa Ferrari oldu.
    Yapılan değerlendirmede 488 GTB, 488 Spider başta olmak üzere daha küçük turbo varyasyonuyla California T ve GTC4Lusso T’de sunulan 660 beygir güç ve 760 Nm tork üreten 3.9 litrelik bi-turbo V8motorun Ferrari’ye zaferi kazandırdığı görülürken verilen 100 kilometrede 11.2 litrelik ortalama tüketim değerinin verimlilik bazında büyük etken olduğu göze çarpıyor. 13 farklı dalda açıklanan ödüllerin sahipleriyse şu şekilde;
    Yılın Motoru 2017 – Ferrari 3.9-litre biturbo V8
    Yılın Performans Motoru – Ferrari 3.9-litre biturbo V8
    Yılın Yeni Motoru – Honda 3.5-litre V6 hibrit (NSX)
    Yılın Çevreci Motoru – Tesla
    Yılın Elektrikli Motoru – Tesla
    Yılın 4.0 litre+ Motoru – Ferrari 6.3-litre V12
    Yılın 3-4 litre Motoru – Ferrari 3.9-litre biturbo V8
    Yılın 2.5-3 litre Motoru – Porsche 3-litre V6 turbo (911 Carrera ailesi)
    Yılın 2-2.5 litre Motoru – Audi 2.5-litre V5 turbo (RS3, TT RS)
    Yılın 1.8-2.0 litre Motoru – Porsche 2-litre turbo (718 Boxster, 718 Cayman)
    Yılın 1.4-1.8 litre Motoru – BMW 1.5-litre V3 hibrit (i8)
    Yılın 1-1.4 litre Motoru – PSA Peugeot Citroen 1.2-litre V3 turbo (Peugeot 208, 308, 2008, 3008, 5008, Citroen C3, C4, DS3, DS4)
    Yılın 1 litre Motoru – Ford 999cc V3 turbo (Fiesta, B-Max, Focus, C-Max, Grand C-Max, Mondeo, EcoSport)
    Kaynak: LOG
     
    İlhan
    Bosch’tan geleceğin teknolojilerine tarihin en büyük yatırımı.
    Motor, fren ve teknoloji olmak üzere otomobil dünyasının en büyük tedarikçilerinden birisi olan Bosch gelecek için tarihin en büyük yatırımını yaparak geleneğini sürdürmek istiyor.
    Ulaşımın hemen her alanında tedarik sağlamaya devam eden Bosch bu rolünü geleceğin ulaşım teknolojilerinde de sürdürmek konusunda kararlı adımlar atmaya devam ediyor. Tesla dahil olmak üzere otonom sürüş sistemleri konusunda ciddi yatırımlar yaparak tüm eforunu Ar-Ge sürecine yönelden Alman devi bu alanda bu zamana kadar görülmemiş bir adım atmaya hazırlanıyor. Yapılan resmi açıklamayla 1,1 milyar dolarlık üretim tesisi için yatırım yapacağını açıklayan Bosch bu adımla birlikte tarihte tek seferde görülmüş en büyük yatırımı da yapmış olacak.
     

     
    Almanya’nın Dresden kentinde yer alacağı açıklanan üretim tesisinde sürücüsüz otomobil teknolojilerinin yanı sıra akıllı ev sistemleri ve akıllı şehirler üzerine geliştirmeler yapacağı açıklanan Bosch, otomobillerin kokpit teknolojileri, hava yastığı sensörlerine de yeni üretim tesisinde yer verecek. İnşa sürecini 2019 yılında tamamlamayı planlayan marka yetkilileri 2021 yılından itibaren sürücüsüz otomobillerde kullanılacak çip ve yazılımları piyasaya sunma amacında. 130 yıllık bir geleneği günümüzde devam ettiren markanın yaptığı bu hamleyle pazarın rekabetçi yapısı içerisinde yine ön sıralarda yer alacağına hiç şüphe yok.
    Kaynak:LOG
     
×
×
  • Yeni Oluştur...