Jump to content
  • Mümin
    Almanya, Güney Kore ve ABD’den üreticiler listede ağırlık sahibi ancak İngiliz markalar da dikkat çekiyor.

    Gelecek yılın Dünya Yılın Otomobilleri ödüllerine aday gösterilen otomobiller duyuruldu. Dünyanın en iyi ve en heyecan verici otomobillerinden bazıları listede. Tıpkı önceki yıllarda da olduğu gibi, Avrupalı markalar 2017 yılının adaylıkları arasında da ağırlığa sahip. Listede 23 aday bulunuyor, bunların sekizi Avrupa markalarına ait, İngiltere’yi ise Jaguar F-Pace temsil ediyor. Bu yılın katılımcıları arasında çok sayıda önemli yeni otomobil var. Örneğin geçtiğimiz günlerde 2016 Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan yeni Audi Q5 bunların arasında. Bir süredir ABD’de satışta olan ve gelecek yıl Avrupa’da çıkacak yeni Honda Civic de listede. Seat Ateca, Fiat 124 Spider ve Jaguar F-Pace gibi otomotiv basınının favorileri de listede yer aldı.
     
    İngiltere’den listeye katılan iki aday da lüks/performans kategorisinde. Bentley Bentayga, Range Rover Evoque cabrio ile kafa kafaya gidiyor. Bu klasmanda İsveçliler de oldukça başarılı ve Volvo S90/V90 listede yer buluyor. ABD’den yeni Lincoln Continental, Kore’den Genesis G90 lüks sınıfının diğer öne çıkanları.
     
    Diğer iki kategori ise “Yeşil Otomobiller” ve “Şehir Otomobilleri”. Dünyanın en çevre dostu otomobili adayları arasında Tesla Model X, Honda FCV Clarity ve Chevrolet Bolt gibi alternatif yakıtlı ya hibrit otomobiller bulunuyor.
     
    Şehir otomobilleri adayları arasında ise yeni Ford Ka+, Suzuki Baleno ve Citroen C3 de bulunuyor.
     
    Adayların tam listesi şöyle:
     
    Yılın Otomobili adayları
     
    • Buick LaCrosse
    • Buick Envision
    • Chevrolet Cruze
    • Chrysler Pacifica
    • Audi A5/S5 Coupe
    • Audi Q2
    • Audi Q5
    • Volkswagen Tiguan
    • Honda Civic
    • Infiniti Q60
    • Mazda CX-9
    • Subaru Impreza
    • Toyota C-HR
    • Hyundai Elantra
    • Hyundai Genesis G80
    • Kia Cadenza
    • Kia Rio
    • Kia Sportage
    • SsangYong Tivoli/Tivoli XLV
    • Skoda Kodiaq
    • Fiat 124 Spider
    • SEAT Ateca
    • Jaguar F-Pace
     
    Yılın Lüks/Performans Otomobili adayları
    • Cadillac CT6
    • Cadillac XT5
    • Lincoln Continental
    • Audi R8 Spyder
    • BMW 5 Series
    • Mercedes E-Class
    • Mercedes-AMG Roadster
    • Porsche 718 Boxster/Cayman
    • Honda NSX
    • Lexus LC500
    • Bentley Bentayga
    • Range Rover Evoque Convertible
    • Hyundai Genesis G90
    • Volvo S90/V90
     
    Yılın Şehir Otomobili adayları
    • BMW i3
    • Smart Brabus range
    • Smart Cabriolet
    • Citroen C3
    • Citroen E-Mehari
    • Suzuki Baleno
    • Suzuki Ignis
    • Ford Ka+
     
    Yılın En Çevre Dostu Otomobili adayları
    • Chevrolet Bolt
    • Chevrolet Malibu
    • Tesla Model X
    • Audi Q7 e-tron 3.0 TDI
    • BMW 740 e iPerformance
    • Mercedes GLC 350 e
    • Honda FCV Clarity
    • Toyota RAV4
    • Toyota Prius Prime plug-in hybrid
    • Hyundai Ioniq
    • Kia Niro
     
    Kaynak
    Mehmet Özdemir
    Mazda, açılır sert tavana sahip Mazda MX-5 RF modelinin üretimine, merkezi Hiroshima yakınlarında bulunan 1 numaralı Ujina Fabrikası'nda başladı.
    Avrupa ve Kuzey Amerika'daki müşteriler için siparişleri açılan ve önümüzdeki senenin başında teslimatı başlayacak olan Mazda MX-5 RF'nin üretimine başlandı. Aracın montajı roadster versiyonu ve sadece kumaş tavanla gelen Fiat 124 Spider ile birlikte yapılıyor. İtalyan türevin önümüzdeki sene Abarth motorlu coupe kasasıyla satılabileceği söyleniyor.

    Standart MX-5 Miata ve RF'nin arasındaki ana fark manuel olarak katlanabilen kumaş tavanın yerine RF'de elektrik tahrikli katlanır metal tavan bulunuyor olması. Aracın üzerini açmak için yapmanız gereken tek şey bir düğmeye basmak ancak bunu yaparken hızınızın 10 km/s'in üzerinde olmaması gerekiyor. Katlanmış iki tavan paneline ve indirilen arka cama rağmen RF de standart roadster versiyonda olduğu gibi 130 litrelik bagaj hacmi sunacak.
     
     
     

    Mazda MX-5 RF'in ülkemize gelip gelmeyeceği henüz bilinmiyor. Ancak modelin ABD'de manuel şanzıman ile 31,555 dolara (yaklaşık 96,630 TL), otomatik şanzıman seçeneğiyle 32,285 dolara (yaklaşık 98,863 TL) satıldığını biliyoruz bu da en azından aracın Türkiye fiyatına dair bir çıkarım yapmamız için bize temel sağlayacaktır. Daha iyi özelliklere sahip Grand Touring paketiyle araca Bose ses sistemi ve deri döşeme ekleniyor. Bu durumda ise fiyatlar şu şekilde:
    32,260 dolar (yaklaşık 98,787 TL), manuel 33,825 dolar (yaklaşık 103,579 TL), otomatik Daha da pahalı olan Launch Edition modeline geçtiğiniz zaman ise manuel şanzımanlı paket 33,850 dolara (yaklaşık 103,655 TL) mal olurken, otomatik şanzıman seçeneği 34,295 dolar (yaklaşık 105,020 TL) gibi bir bedele sahip oluyor. Yukarıda bahsettiğimiz Grand Touring ile Launch Edition arasındaki farklar ise şu şekilde:
    Isıtmalı koltuklar LED gündüz farları Otomatik klima En dolu MX-5 RF'yi almak istiyorsanız elinizi çabuk tutmanız gerekiyor çünkü Mazda bu özel versiyondan sadece 1,000 adet üretecek ve alıcılar arasında daha önce Japon markanın otomobillerinden birine sahip olmuş kişilere öncelik verilecek. Bir başka deyişle daha şık model sadece "belirli" kişilere satılacak.
    kaynak
    İlhan
    2016 Roma Film Festivaline iki haftadan az bir zaman kalmışken, Mazda etkinliğin 11. yılında dördüncü kez üst üste iş ortağı olarak katılıyor. Öne çıkan aktiviteler arasında, açılış gecesinde MX-5 hayranlarından oluşan uluslararası bir grubun yer alacağı Mazda MX-5 açık hava sineması da yer alıyor. 

    Her ikisi de insanı ön plana koyan ve duyular için olağanüstü bir deneyim sağlamayı amaçlayan bu etkinlikler arasında doğal bir işbirliği bulunuyor. Roma Film Festivali, gösterdiği filmlerle ilgili izleyicilerin duygu ve hayranlıklarıyla doğru orantılı olarak değerlendirirken Mazda, otomobil kullanmayı sevenler için otomobiller üretir ve her yolculukta direksiyon başında bulunan sürücülerin yüzlerine gülümseme yerleştirmeyi hedefler. 
    Otomobil kullanma ve film tutkusunu bir araya getiren firma, tüm Avrupa’dan ikonik roadster modelinin sahipleri ve hayranlarını Roma’nın EUR bölgesinde* 15 Ekim’de özel bir açık hava film deneyimi yaşamak üzere davet etti. Hayranlar ve sürücülerden oluşan davetli grubuna Avrupa’nın dört bir yanından ve Japonya ile Avustralya gibi uzak ülkelerden basın temsilcileri de katılarak Mazda MX-5 açık hava sineması gecesinde Amerikalı Barry Jenkins’in yönettiği Moonlight filmi gösterilecek. Etkinlik, 100 araç kapasiteli Palazzo dei Congressi’nin karşısında bulunan bir meydanda gerçekleştirilecek. Film gösteriminden sonra Mazda, etkinlik yerine yakın Archivio Centrale dello Stato (Merkezi Devlet Arşivi) binasında göz alıcı MX-5 RF (Retractable Fastback) modelini görücüye çıkaracak.
    Mazda aynı zamanda MX-5 ile Japoncada “tek vücut halindeki binici ve at” anlamına gelen Jinba Ittai felsefesinden büyük oranda esinlenen bu senenin marka mesajı “Drive Together” konseptinin de altını çiziyor. Jinba Ittai ilk defa 25 yıl önce ortaya sürülen MX-5’in ardındaki felsefedir ve Mazda’nın bugünün otomobil kullanıcılarına sunmak istediği bir hissiyattır. Otomasyonun gitgide artan bir role sahip olduğu bir dönemde biraz avangart bir yaklaşım olan Jinba Ittai, ana ödülü Halkın Seçimi Ödülü olan Roma Film Festivali gibi aktif katılımı teşvik ediyor.
    Önceki yıllarda da olduğu gibi Mazda, sinema köyünün ortasında yer alan 800 kişilik Mazda Sinema Salonunu inşa etti. Parco della Musica Oditoryumuna birkaç adım mesafede olan ana festival alanı Mazda Sinema Salonunda 30 ekran bulunacak. Mazda aynı zamanda, Tom Hanks, Oliver Stone, Viggo Mortensen ve Meryl Streep gibi uluslararası yıldızlarla tanışma imkanı sağlayacak Mazda Lounge alanını da oluşturdu. Burada ziyaretçiler “Drive Together” mesajını kendileri deneyimleyebilecek. 13-23 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinlikte Roma içinde servis yapacak olacak 50’den fazla Mazda aracı da hazır olacak.
    Kanak: Mazda Press
    Mümin
    Avrupa’da çevre koruma örgütü “Transport and Environment” tarafından yapılan bağımsız bir emisyon araştırması Volkswagen’in yeni dizel motorlarının piyasanın en temizleri olduğunu ortaya koydu. Bir başka ifadeyle, temiz emisyon konusunda piyasadaki tüm markalar daha önce testlerde hile yaptığı ortaya çıkan Volkswagen’in bile gerisinde kaldı.

    Volkswagen hala dieselgate emisyon skandalının yaralarını sarmaya çalışırken, firmanın 2016 yılı dizel motorları test edilen diğer tüm markalardan daha temiz çıktı. Öte yandan, piyasanın en temizi çıkan Volkswagen motorları dahi hala Euro 6 standartlarının (80 mg/km) iki kat üzerinde Nox emisyonuna sahip. Bu da Euro 6 standartlarına uyum sağlamanın firmalar için ne kadar zor olacağını gösteriyor. Çalışma, Avrupa yollarındaki Euro 6 uyumlu dizel otomobillerin üçte ikisinin gerçek sürüş koşullarında Nox emisyonlarının izin verilenin üç katı fazla olduğunu ortaya koydu. Volkswagen’den sonra en temiz üç marka Seat, Skoda ve Audi oldu. Bu VW Grup markalarını BMW, Mini ve Mazda takip etti.
     
    Bazı otomobil markalarının EU6 dizel motorlarının emisyonları yasal sınırın 10 kat üzerinde çıktı. Fiat ve Suzuki dizel motorlar sınırın 15 kat, Renault ve Nissan ise 14 kat üzerinde Nox emisyonuna sahip. Opel sınırı on kat aşarken, Hyundai sekiz kat, Mercedes-Benz ise altı kat fazla Nox emisyonu ile listenin altlarında yer aldılar.
     
    Çalışmayı yürüten yetkililer Volkswagen’in bu araştırmadaki performansının dieselgate skandalından gereken dersi aldığını göstermeyebileceğini vurguluyorlar. Çalışmanın ardındaki “Transport and Environment” kurumunun temiz taşıtlar direktörü Greg Archer konuyla ilgili şu yorumu yaptı: “Bu sonuçlar Volkswagen Grubu’nun dersini aldığı anlamına gelmiyor. Grup Euro 6 otomobillerini piyasaya dieselgate skandalından sonra sürdü. Volkswagen Grubu’nun dieselgate motorları çoğunlukla EU5 neslindendi”.
     
    Transport and Environment kurumu bugün Avrupa yollarında yaklaşık 29 milyon “kirli” dizel otomobilin dolaştığına dikkat çekiyor.
    Kaynak
    Mümin
    Advanced Innovative Engineering 120 hp gücünde rotary motor geliştirdi.

     
    İngiliz Advanced Innovative Engineering (AIE) firması standart rotary motorlardan daha verimli ve dayanıklı olması beklenen rotary bir motor geliştirdi. Lichfield merkezli firma 120 hp motorunu geçen hafta Millbrook Düşük Karbonlu Taşıtlar etkinliğinde özel üretim bir üstü açık spor otomobilin içerisinde tanıttı. 650Srotary motorun boyutu ve ağırlığı dört silindirli pistonlu motorun yarısı kadar olacak ve “kendinden hava basınçlı rotor soğutma sistemi” (Self-Pressurising-Air Rotor Cooling System) adı verilen patentli bir teknolojiye sahip olacak. Bu mühendislik çözümü yüksek aşınma ve yakıt tüketimi gibi rotatif motorların en sık rastlanan problemlerini ısı tahliyesi ve termal verimlilikteki iyileştirmelerle çözecek. Bu sayede motorun ömrü uzayacak, yakıt tüketimi azalacak, performans yükselecek. AIE, yeni motorun diğer tüm rotatif motorlardan daha verimli olduğunu iddia ediyor.

    AIE idari direktörü Nathan Bailey tanıtımda “650S bir İngiliz spor otomobiline pistte güç veren ilk tek rotorlu motor olarak tarih yazıyor. AIE ileri teknoloji ve gelişmiş mühendislikle rotatif motorların hafif, verimli güç aktarım mekanizmaları olarak otomotiv sektörüne inovatif çözümler getirebileceğini kanıtladı.” diye konuştu.
     
    Firma motorun halen erken geliştirme safhasında olduğunu, üretime girdiğinde maksimum performansı yakalayacağını belirtti ancak üretimin ne zaman başlayacağı bilgisini vermedi. Motorun tanıtımı konsepte ilgi çekmek amaçlıydı.

    Rotary motorların dönüşü
    Rotary motorlar geçen yıl bir rotatif konsept otomobilin tanıtılmasından beri yeniden ilgi görmeye başladı. Geçmişinde en çok rotary motor üreten firmalardan birisi olan Mazda RX-Vision konseptini 2015 yılında Tokyo otomobil fuarında sergiledi. Japon otomobil üreticisi teknik detaylar vermekten kaçınırken, otomobilin motorunun hibrit sistemler ya da turboşarjlar ile de kullanılabileceğini ve önceki rotatif motorlarda yaşanan en önemli üç sorunu yani yakıt ekonomisi, emisyonlar ve dayanıklılık sorunlarını çözdüğünü ifade etmişti.

     
    Kaynak
    MazdaClubTR
    Mazda'nın amiral gemisinin son versiyonu, Japon otomobil üreticisinin insan ve otomobil uyumunun ifadesi olan Jinba Ittai kavramını yeni bir dönüm noktasına taşıyor. Firmanın insan merkezli gelişim felsefesinin son ürünü olan G-Vectoring Control teknolojisi ile donatılmış olan Mazda6 2017, Avrupa ile eş zamanlı olarak Türkiye’de Eylül sonu itibariyle satışa sunuluyor. 

    Mazda’nın yepyeni hareket kontrol teknolojisi olan SKYACTIV-VEHICLE DYNAMICS teknolojilerinin ilki olan G-Vectoring Control sistemi, yol koşulları ne olursa olsun virajları yumuşatıp daha konforlu yeni bir sürüş seviyesi sağlıyor. 2017 Mazda6 motor güç çıkışını özellikle de virajlarda hassaslığı ve stabiliteyi arttırmak için düzenleyen ve dünyada eşi bulunmayan G-Vectoring Control teknolojisine sahip ilk model olacak. 
    G-Vectoring Control özelliği, şasi hareketlerini iyileştirmek ve bununla birlikte yol tutuş ile sürüş konforunu geliştirmek için motoru kullanır. Direksiyon hareketlerine göre farklı tork üreterek yanal ve boylamasına hızlanma ve yavaşlama güçlerini kontrol eden ve her tekerdeki dikey yükü optimize eden dünyanın ilk sistemidir. Bu sistem, çekiş özelliğini iyileştirir, sürücünün aracına olan güvenini artırır ve sürüş keyfini üst düzeye çıkarır. Otomobilin hareketi, sürücünün istekleriyle daha iyi uyum sağlayarak istemsiz direksiyon düzeltme hamlelerine olan ihtiyacı ve böylece sürüş yorgunluğunu azaltır. Güç aktarımını yumuşatan GVC, gövde sarsılmasını azaltarak konfor hissini artırır. 

    Mazda6 2017 ayrıca geniş bir modern aktif güvenlik ve bağlantı sistemlerini bünyesinde barındırıyor. Model Türkiye’de 2.0 litre SKYACTIV-G benzinli motor (165PS) ve otomatik şanzıman ile sunuluyor. Mazda6 2017 modeli 154.300TL’den (YüzElliDörtBinÜçYüzTürkLirası) başlayan fiyatlar ile satışa sunuluyor. 
    Yeni bir yaklaşımla, SKYACTIV-VEHICLE DYNAMICS konsepti, Mazda’nın insan merkezli gelişim felsefesinin bir diğer ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Motor, şanzıman, şasi ve gövdenin entegre bir şekilde kontrol edilmesini sağlayan GVC ve gelecekteki SKYACTIV-VEHICLE DYNAMICS sistemlerinin amacı, Mazda’nın tüm modellerinde yakalamaya çalıştığı Jinba-Ittai  hissini geliştirmektir. Bir başka deyişle, sürücülere araçlarıyla güçlü bir temas hissi sağlamaktır. 

    Bu teknoloji, düşük hızla gidilen şehir içi yollar, yüksek hız yapılan otobanlar, virajlı yollar ve hatta acil durum manevraları gibi birçok durumda sürücülerin  işine yaramaktadır. GVC özellikle sert asfaltsız yollarda ya da kaygan zeminlerde aracın yol tutuşunu önemli oranda geliştirerek etkisini gösterir. GVC aynı zamanda çok yönlüdür; tork üzerinde gerekli kontrolü sağlayan SKYACTIV motoru ve üstün dinamik performansı mümkün kılan SKYACTIV-Şasisine sahip olan tüm araçlarla uyumludur.

    Mümin
    Alman Tasarım Konseyi tarafından düzenlenen Otomotiv Marka Yarışması, Japon otomobil devi Mazda, iki dalda ödül sahibi oldu.
     
    Japon mucizesi MX-5, Exterior Volume Brand kategorisinde ve Mazda RX-Vision, Konsept kategorisinde ödüle layık görülen modeller arasında, şirket tarihine adlarını altın harflerle yazdırdılar.

    Bahsi geçen ödüller, 29 Eylül 2016 tarihinde Paris, La Maison des Polytechniciens’de takdim edilecek. Böylece lansman tarihinin üzerinden henüz bir yıl geçmemişken dördüncü nesil MX-5 şimdiye kadar 2016 Yılın Otomobili ve Yılın Otomobil Tasarımı dahil olmak üzere 70’in üzerinde ödülün sahibi oldu. 1953 yılında bir vakıf olarak kurulan Konsey, tasarım alanında dünyanın önde gelen merkezlerinden birisi. Bu sene 14 normal ve dört özel kategoride ödüller, medya, tasarım ve iletişim uzmanlarından oluşan bir jüri tarafından seçilen katılımcılara paylaştırıldı. Mazda geçen yıl da, üç ödüle layık görülerek adından söz ettirmişti.
    Japon otomobil devi; 2015 yılında 23.42 milyar dolar gelir, 250 milyon dolar civarında ise kar elde etmeyi başardı.
    kaynak
    İlhan
    Yaklaşık 1 yıl önce A.B.D'de VW'e karşı bir dava açılmıştı. Bu dava VW'in bu ülkede sattığı dizel araçların gerekli emisyon değerlerini karşılamadığı ve bunun da hileli bir yazılım ile gizlendiği konusundaydı. VW hileli yazılım kullandığını kabul etti ve bu ülkede araçları geri alma opsiyonunu bile çözüm olarak sundu. Öyle ki bu durum bizim de dikkatimizi fazlasıyla çekmişti ve VW'in son derece yanlış bir hareketinin A.B.D tarafından fırsata çevrildiğini vurgulamıştık.

    Ancak bu dalga VW'in anavatanı Almanya'ya bile yayıldı ve marka dünyanın birçok ülkesinde benzer suçlamalara maruz kaldı. Kullandığı motorlar sadece VW modellerinde olmadığı için Audi ve Porsche gibi markalar bile bu durumdan etkilendi. Öyle ki Türkiye'de de Caddy ve Jetta modellerinde bulunan 1.6TDi motorun kullanılmasına ara verildi. Tüm bu olanların sonucu olarak VW'in dünya çapında 100 milyar doların üstünde bir kayba uğrayabileceği belirtiliyor. Bu miktar, şu anda dünyanın en büyük 2. araç üreticisi olan VW için bile o kadar büyük ki bünyesindeki bazı markaların satışı bile düşünülüyor. 
    Diğer taraftan geçtiğimiz günlerde FCA yani Fiat-Chrysler, Almanya'da 3 modelde emisyon hilesi yapmak ile suçlandı. Fiat 500X, Jeep Renegade ve Fiat Doblo modellerinde tespit edilen emisyon hilesini İtalyan firmaya bildiren Alman yetkililer "Hile yok" cevabını aldıktan sonra bu sefer Avrupa Birliği'ne gerekli başvuruları yaptı ve İtalyan Ulaştırma Bakanlığı da birlik kuralları gereği bu testleri tekrar gerçekleştirdi ve bazı şüpheli sonuçlar elde ettiğini bildirdi. Kısacası FCA'nın 3 modeli için VW'in başına gelene benzer bir durum söz konusu gibi görünüyor. 
    Ancak bize göre bu durum bir nevi hesaplaşma. Ancak ne VW'in ne de Fiat'ın suçsuz olduğunu düşünmüyoruz. Bize göre bütün otomobil markaları bu hileyi bir şekilde yapıyor ancak kim kime dokunursa kıyamet orada kopuyor olabilir. Aslında daha önce de belirttiğimiz gibi emisyon skandalı VW'in hazırlıksız yakalandığı ve kendine fazla güven ile hareket ettiği bir olaydan ibaret. Yani A.B.D'nin kendilerine hiçbir zaman dokunmayacağını düşünmüş olabilirler. Ancak savaşlarda bile tam da bu nedenlerle başlıyor. Hiç beklenmedik anlarda yaşanan bazı hareketler savaşın fitilini ateşleyebiliyor. 
    Ancak Alman ve Amerikan otomotiv sektörü birbirine adeta karışmış durumda. Ford aslında bir Amerikan markası ancak birçok kişi Alman bile olduğunu düşünebilir. Ayrıca Opel de bir Alman markası olsa da aslında GM Grubu'na ait. 2. Dünya Savaşı sırasında bile grubun Amerikan markası Chevrolet Amerikan Ordusu ve müttefiklerine kamyon üretirken Opel de Alman Nazi Ordusu'na kamyon üretiyordu. Düşünün ki dünya tarihinde yaşanmış en büyük savaşta ticaret de GM Grubu için durmuyor ve bu duruma kimse de itiraz etmiyor. 
    Ford ve Opel'in sıkı-fıkı Alman-Amerikan ilişkisi göz önüne alınırsa geriye Almanya'dan bağımsız Amerikan ortaklı tek bir grup kalıyor. Geçmiş dönemlerde Alman Mercedes tarafından satın alınmış olsa da büyük zarar sonrası 2007 yılında elden çıkarılan Chrysler, 2014 yılında İtalyan Fiat ile birleşmişti ve FCA grubu ortaya çıkmıştı. Kısacası Alman bağı kalmayan tek üretici şu anda Chrysler olmasıyla dikkat çekiyor. Bu durum bize göre Almanların saldırması için mükemmel bir Amerikan hedefi olmasıyla öne çıkıyor.
    İşte tam da bu noktada Almanlar savaşı başlatan Amerikalılara karşı açık bir noktayı yakalamış gibi görünüyor. Eminiz ki bunu daha da ileriye götürecekler. VW'in Toyota'nın yerini alarak dünyanın 1 numaralı üreticisi olmasına ufak bir fark kalmışken Amerikan müdahalesi ile yerinde sayması hatta belki 3. sıraya düşmesi ise sürpriz olmayacaktır. Ancak öyle görünüyor ki bu savaş oldukça şiddetli geçecek ve saflar sıklaştıkça da etki alanı genişleyecek. Şu anda savaşın Japon tarafı ise mikro boyutta. Sadece Suzuki'yi kapsayan bu durum, markanın emisyon hilesini kabul edip özür dilemesiyle farklı bir boyut aldı. Ancak bu olayın sonu Amerika ile sıkı ilişkileri bulunan Toyota'ta da bir süre sonra sıçrayabilir diye düşünüyoruz. 
    Sonuç olarak bulunduğumuz yüzyılda direkt gerçekleşen savaşların tarzı asimetriğe dönse de esas nedeni olan ticarette yer kapma amacı değişmemiş gibi görünüyor. Bize göre dünyanın en önemli 2 ticari gücü A.B.D ve Almanya kıyasıya savaştıkları ve baş aktör oldukları 2.Dünya Savaşı üzerinden 72 yıl geçtikten sonra bu sefer de bu şekilde karşı karşıya geldiler. Kısacası iş artık sıcak ve kanlı bir savaştan soğuk ve otomobiller üzerinden gerçekleşen bir savaşa dönüştü. Sadece VW tarafında şimdilik gerçekleşen 100 milyar dolar maliyet düşünülürse bunun can kayıpları bir kenara konulursa savaştan bile beter olabileceği tahmin edilebilir. Ayrıca Almanların girdikleri ve kaybettikleri her savaştan daha güçlü çıktığını da hesaba katmak gerekir.
     
     
    Almanya'nın suçladığı FCA üretimi araçlar.
     
    Fiat 500X Fiat Doblo Jeep Renegade  
    Kaynak: SekizSilindir
    İlhan
    Bosch 2019’a kadar otomobillerde tekrardan su enjeksiyonlu sistemlerin kullanılması konusunda üreticilere öneride bulunuyor. Geliştirilen sistemde motor verimliliği ve tüketim konusunda ciddi iyileştirmeler mevcut.
    Su enjeksiyon sistemi kökleri oldukça sağlam olan geleneksel bir sistem. İkinci dünya savaşının başlarında uçak motorlarının daha performanslı ve verimli çalışması adına geliştirilen sistemin ileriki süreçte otomotiv sektöründe de kullanıldığını görüyoruz. Motorun çalışma prensibinde görev alan emme manifoldundaki ısı seviyesinin düşürülmesini amaçlayan bu sistem sayesinde soğuyan hava sayesinde aynı basınçta daha fazla havanın silindire iletimi sağlanıyor. Bu sayede motordan daha fazla güç elde etmek mümkün oluyor. Sistemin özellikle turbo destekli dizel araçlar için, basınç limitindeki zorlanmalar ve aşınmaları önlemek adına motora ciddi katkılar sağlaması bekleniyor.

     
    Bosch’un tasarladığı sistem otomotiv üreticilerine şirket tarafından ciddi bir şekilde öneriliyor. Bu sistem ile beraber araçların performanslarında yüzde 5, yakıt tasarrufunda ise yüzde 13’lük gibi ciddi artış parametreleri göze çarpıyor. Akıllara takılan nokta ise bu sistemin çalışması için motor dahiline suyun saklanacağı ekstra bir haznenin eklenmesi zorunluluğu. Bosch’un açıkladığı rakamlara göre belirlenen miktarki su ile bu sisteme tekrar ekleme yapmadan 2900 km yol yapmak mümkün. BMW özel olarak ürettiği M4 GTS modelinde buna benzer bir sistem kullanmış ve 49 beygir gibi ciddi bir performans artışı sağlamıştı.
     
    Kaynak : Log
×
×
  • Yeni Oluştur...