Lider Tablosu

Arkadaşlar eskiden LPG Başlıklı bölüm vardı şimdi tapatalktan bulamadım o yüzden sohbet kısmına açıyorum sıkıntı varsa mod lardan ricamdır konuyu taşısınlar. Gelelim konumuza malumunuz bu fiyatlarla dizel araç almak zor benzine de güç yetmiyor. Alternatif yakıtımız da bor ya da elektrik olmadığı için mecburen LPG ye yöneliyoruz. LPG yi de araçlarımıza Verdiğimiz Kıymet bazında iyisinden sıkıntısız kit markalarından seçiyoruz. Bir de bu konudaki hassasiyetimizi suistimal eden haysiyetsizler mevcut. Peki nasıl oluyor bu iş derseniz başlıktan da anlaşılacağı üzre yağlama denen kandırmaca ile yapılıyor. Bu sistem motor ve LPG mantığını bilen Kişilerin aldanmayacağı ama bilmeyenlerin balıklama atlayacağı bir sistem. İddiaları şu şekilde aracın yanma odasına LPG ile aynı anda bir şişe ya da tüpten bir hortum yardımıyla yağ gönderiliyor ve bu yağ subapları yağlayarak Ateş'ten koruyor ve motor ömrünü uzatıyor. Gayet mantıklı değil mi? Peki aklınıza hiç şu sorular geliyor mu? -Öncelikle sistem test edilmiş mi? (Falancaya filancaya taktık hiç sıkıntı yaşamadılar diyecek ustanız buna cevaben) ama öyle değil iki tane 0 km araç alınıp ikisine de LPG bağlanıp biri yağlama sistemli diğeri normal olarak 100,000 km kullanılıp motor açılıp karşılaştırma yapılmış mı? -sistemin bir animasyon bile olsa detaylı anlatımı var mı? -Bu yağ bir tane hortumla damlatılıyor hangi silindire gideceğini nereden biliyor şayet o kadar basit bir şekilde silindiri buluyorsa neden manifoltu delik deşik edip 4 tane ve ya motora göre daha fazla enjektör takılıyor şayet yağ yolunu bulabiliyorsa gaz da bulur enjektöre de gerek yok. -Peki bu yağın içeriği nedir nasıl oluyor da yanmıyor. Piyasada bulunmayan ama bildiğim en dayanıklı yağ bakır yağı denen Avrupa da kullanılan 1500 santigrat dereceye kadar dayanıklı ve Sıvı değil gres kıvamında bir yağdır. Onun harici LPG yanarken Açıkta 900 derecelere kadar çıkar silindir içinde daha da yüksektir bu ısı o ısıya nasıl dayanacak ve asıl muamma milisaniyelerle tetikleme yapan enjektörlere bu yağ damla damla nasıl yetişiyor. Diyorlar ki 10,000 km de bir yağ dolduruluyor hazneye o zaman da bu yağ koruma yapamayacak kadar az damlıyor doğal olarak şayet koruyorsa tabi. - peki bu yağ nedir? Cevabını ben vereyim adı KEROSEN yani japonların kullandığı soba yakıtıdır. Inanmazsanız bir mendil batırıp çakmak çakabilirsiniz. Yağlama sistemi olayı ayrıca hassastır o yağın bir vana ile kısılıp açıldığını da incelerseniz görebilirsiniz. Yağın dozu bir kaçarsa o motoru da en kısa zamanda kucaklarsınız. Peki ne yapılmalı? En temizi para varsa en baştan Çelik subap taktırırsınız ya da vakti geldiğinde Çelik subapla değiştirirsiniz. Zaten LPG hem kiti hemde subapları bir kaç yılda yaptığınız km ye bağlı olarak amorti edebilen bir sistemdir. Ayrıca adam gibi montaj düzgün bir kit ve düzgün kalibrasyon ile uzun yıllar sağlam binersiniz merdiven altı diye tabir edilen yerlerden sakınırsanız referansı sağlam bir ustaya iş yaptırırsanız sıkıntı yaşamanız pek mümkün değildir.

Barselona'daki ikinci günümüzde Yeni Mazda CX-3 ü test ederken Mazda Avrupa CEO'su Jeff Guyton ve Mazda Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul'un da aralarında olduğu en yetkili kişilerden, araçlar hakkında Avrupa ve Türkiye operasyonları ile ilgili detaylı bilgiler aldık.İlk günün akşamı ve ikinci günde Mazda Avrupa ve Mazda Japonya'dan bir çok üst düzey yetkili ile görüşme fırsatı bulduk. Bunların arasında Mazda Avrupa CEO'su Jeff Guyton, Mazda CX-3 Program Yöneticisi Michio Tomiyama ve Mazda Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul da bulunuyordu. Nurkan Bey ile yaptığımız söyleşide elde ettiğimiz bilgiler çerçevesinde Mazda 2'nin Türkiye'ye gelmeyeceği kesinleşti. Mazda 3'e çok yaklaşan fiyatı ise gelmeyişinin en büyük nedeni. Mazda CX-3'e çok güvenen Nurkan Bey'in bu araçtan beklediği satış hedefi 1000. Daha gelmeden 200 kişinin kapora yatırdığını söylemişti hatırlarsanız. Bu düşünüldüğünde çok da erişilemez bir hedef gibi görünmüyor. Bu hedef toplam hedefe de yansımış ve geçen sene 1300 olan satış rakamını bu sene için 2700 olarak revize etmişler. Araç daha önce de açıklandığı gibi 8 değişik donanım ile 100 bin TL'nin altında bir fiyattan satışa sunulacak. Mazda, CX-3'ü benzinli olarak sadece 2.0lt hacim ile sunduğundan bu aracı Türkiye yollarında benzinli motor ile göremeyeceğiz. Ülkemize sadece 1.5lt Dizel 270 torka sahip motor ile gelecek.Test sırasında da kullandığımız ve sürmesi çok keyifli olan bu aracın gelmesi ( ihtimali olmasa da ) ancak ÖTV ve MTV de yapılacak değişikliğe bağlı gibi görünüyor. 2015 yılı ile birlikte bizi bekleyen en büyük değişikliklerden biri de Mazda'nın bu yıldan itibaren garanti süresini 5 yıla çıkartacak olması. Bu gelişme, yeni yılda kendisine Mazda almayı düşünenler için gerçekten güzel bir haber. Son olarak Nurkan Bey'den aldığımız bir bilgi ise ticari Mazda araç konusunda bazı olasılıkları değerlendirdikleri ve bu konuda yakın zamanda bir gelişme olabileceği yönünde idi. Günün ilerleyen vakitlerinde kendisini dinleme fırsatı bulduğumuz Mazda Avrupa CEO'su Jeff Guyton'ın açıklamalarından bazı satır başları ise söyle ; Jeff Guyton, Mazda Avrupa'nın bir önceki sene %18 olan büyümesini geliştirerek bu sene %20 büyümeyi yakaladığını, bu satışın çok önemli bir kısmının ise Almanya'da gerçekleştiğini belitti. Bu rakamların Avrupa pazarında bir hareketlenmeye işaret ettiğini, her ne kadar filo satışları bunda etkili olsa da bireysel pazarda da özellikle İngiltere ve İspanya'nın öne çıktığını söyledi. Önümüzdeki sene için bekledikleri satış rakamı ise 200 bin üstü. Mazda'nın Türkiye operasyonuna da değinen Jeff Guyton, özellikle uzun süredir uğraştıkları mazda.com.tr de sona yaklaştıklarını, yakın zamanda çözülmesini beklediklerini belirtti. Vergi sistemi konusunda sadece Türkiye değil Polonya'nın da problemli olduğunu, yakın zamanda Avusturya'nın ise bu problemi çözdüğünü söyledi. Rakamlara bakıldığında çok küçük bir pazarmış gibi görünen Türkiye'nin yeni modellerle birlikte büyümesini beklediğini ama bunun için özellikle vergilendirme konusunda bazı değişiklikler yapılması gerektiğini, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi karbon salınımı tabanlı vergilendirmenin buna ciddi katkı sağlayacağını belirtti. Mazda'nın Avrupa'daki durumuna da değinen Jeff Guyton, araç markası denildiğinde insanların %11'inin Mazda'yı bilmesine rağmen marka bilinirliği konusunda ilk sırada olmadıklarını gözlemlediklerini, bu sebeple özellikle İngiltere , Fransa ve Almanya'da eski bilinirliğe ulaşabilmek için Mazda CX-3 ve Mazda 2'nin 1.5 dizel seçenek ile sunulduğunu söyledi. Son olarak Mazda Global hakkında da bilgi veren Jeff Guyton, Tayland, Meksika ve Japonya'da fabrikası bulunan Mazda'nın satışlarını; 400 bin üstü araç ile Amerika, 200 bin üstü araç ile Japonya, 180.000 ile Avrupa ve 100 bin ile Avustralya'nın oluşturduğunu, Türkiye'de ise 75-80.000 Mazda'nın yollarda olduğunu düşündüğünü söyledi. Etkinliğin yapıldığı Mazda Space ise geçtiğimiz sene Eylül ayında açıldı. 2000 m2 alana sahip olan mekanda ilk olarak Yeni Mazda MX-5'in lansmanı gerçekleşti ve bunu diğerleri takip etti. Eski ve yeninin, tasarımcı ile tutkunların buluştuğu bu mekan ise bugüne kadar 50.000 kişi tarafından ziyaret edildi.

Arkadaşlar bu konu daha öncede gündeme gelmişti hatta , sübap erime başlıklı konuda ele alınmıştı, kurşunlu ve kurşunsuz benzinden kaynaklı fark içinde , bir belgeselde izlediğim çalışmadan esinlenerek bir öneri bile sunmuştum, bu yağlama mevzusu baştan saçma zaten , belki hatırlayan vardır eskiden yağ karteri olmayan mobiletlerin benzinine yağ katıştırırdık ve bu sayede motor yağlanmış olurdu, arabalardaki mevzu yağlama sorunu değil ki yakıta yağ karıştıralım, sorun yakıtın yanma esnasında etrafındaki motor elemanlarına zarar vermesi, farzedelim ki yakıtla beraber yağda yansın , bu yağ yanığı sübapları nasıl koruyacak , yanma odasınımı yağlayacak, çok çok yanıp gidecek , kurşunlu benzindeki durum farklıdır, kurşunlu benzin yandıktan sonra , yanıp sistemden atılmayan bir tabaka bırakır motor elemanlarının üzerinde, yani sizinde ifade ettiğiniz gibi bu yağlama sistemi para düzeni sadece Bu sorunun iki çözümü var ya mevcut motor elemanları daha dayanaklı parçalarla değiştirilecek yada benzine kurşun veya benzeri bir ağır metal karıştırılarak motor elemanlarının üzerindeki gerilim azalatılacak

Bir şeyi bekliyorlar bütün sırlarına vakıf değiliz halen mermerler ile ilgili sorunlar olabilir. Mazda.com.tr açıklamasını öyle gördüm ben. Bir de en ilginci Almanya'da satışların büyümesi. Bizim millet vosvos alıyor, almanlar Mazda alıyor Güler misin ağlar mısın durumu Bence çok fazla satışta yapmasınlar. Her köşede Mazda olmasın

bu hafta sonu 260 kmlik sehirler arası yaptığım yol süresince ortalama tüketimlerimden kareler..genelde 110 u geçmedim yorgun olduğum için 92 ile sabit geldim..sadce yolun 40 kmlik kısmında virajlardan dolayı 80 i geçemedim onun dışında sabit km.. hedefe ulaşınca ki ortalam tüketimim ise 5,7 oldu..arabama bir kez daha hayran kaldım,,sabit 110-120 arasında kullanırkende ortalamam 6,5 lardaydı ama bu değerleri görmek ayrıca mutlu etti beni..

Bu arada, köşedeki Park tabelasındaki 3 adet üçgene dikkat. Turların güzergahları. Navigasyonda kayıtlı olmasına rağmen, her tur güzergahının kilit yerlerine bu üçgenlerden koymuşlar. Turuncu kısa, Sarı orta, Yeşil ise 80 Km. lik uzun tur. Hem 2 litrelik Benzinli, hemde 1.5 dizel AT AWD ile yeşil turu yaptım. Her biri birbirinden hoştu.

Şehir içi ulaşımda önemli bir alternatif olmayı amaçlayan, farklı tasarımıyla dikkat çeken Renault Zoe Türkiye'de satışa sunuldu. Karbondioksit salınımını düşürmek ve küresel ısınmayı yavaşlatmak amacıyla tüm dünyada önem verilen araçlar kategorisine giren elektrikli otomobiller, her geçen gün gelişerek günlük hayatımıza girmeyi başardı. İşte onlardan biri de tamamen elektrik motoruyla çalışan Renault Zoe. TESTLERİ BAŞARIYLA GEÇTİ Geliştirilmesi esnasında 60'tan fazla patent alınan, İsveç'te -20 derece de yapılan testlerle şekillendirilen Zoe'nin üretim aşamasında yaklaşık 850 bin kilometre yol kat edilmiş. MOTORU ÇOK DAYANIKLI Dayanıklılık testlerinden başarıyla geçen aracın motoru da önemli sınavlardan geçirilmiş. Öyle ki;Fransa'da elektrik motoruna uygulanan testler 20 yıllık normal kullanıma karşılık gelecek şekilde yapılmış. ÇARPIŞMA TESTİNDE 5 YILDIZ ALDI Euro NCAP çarpışma testlerinden 5 yıldız almayı başaran araçta yuvarlak hatlar ön planda tutulmuş. Siyah renkli ızgara, büyük tasarlanan marka logosu ve gamze şeklinde LED farlar ilk dikkat çeken noktalar oluyor. Gülümseyen bir ön yüzü bulunan aracın elektrikli olduğunu vurgulamak amacıyla logoda, farlarda ve camlarda mavi renkler kullanılmış. Bumerang görünümlü arka farlarda da mavi renk kullanılmış. Şeffaf kapaklı mavi renkli arka farlar sadece frene basıldığında kırmızı ışık veriyor. İLGİNÇ AYRINTILAR Renault Zoe yandan bir coupe gibi gözüküyor. Bunun nedeni aracın yüksek bel çizgisi ve kaporta üzerinde gözükmeyen, cam alana gizlenen kapı kolu. Üzerinde ZOE'nin tasarımcısı Jean Semeriva'nın parmak izi bulunan, kelebek camına konumlandırılmış kapı kolu sayesinde tasarımda güzel bir görünüm yakalanmış. 20 TL'YE HIZLI, 10 TL'YE YAVAŞ ŞARJ Elektrikli bir otomobilde ilk merak edilen konuların başında aracın menzili ve şarj süreleri geliyor. Renault Zoe'yi ister evinize kurduracağınız bir istasyonda, isterseniz de AVM veya Renault servislerinde bulunan istasyonlardan ücret karşılığında şarj edebiliyorsunuz. Aracı 43 kW'lik bir istasyona bağladığınızda yarım saatte pillerin yüzde 80'i şarj olabiliyor. Fakat 43 kW'lık güç ünitesini her yerde bulmak kolay değil. AVM otoparklarında yaygın olan 22 kW'lık istasyonlarda 1 saatte aracın bataryasının yüzde 80'ini doldurabildim. 22 kW ile 1 saatlik dolum sonrasında soğuk havalarda yaklaşık 80 kilometre menzil yapabiliyorsunuz ve kullanıcıya genel maliyeti yaklaşık 20 TL. Daha ucuz bir şarj isterseniz sabırlı olmanız gerekiyor; ev elektriğiyle yaklaşık 8 saat gerekiyor ve 10 TL maliyetle ortalama 100 kilometre yol yapabiliyorsunuz. PİLLERİ KİRALANIYOR Otomobilin elektronik üniteleri ön kaput altına, 260 kg ağırlığındaki lityum iyon pilleriyse taban halısının altına yerleştirilmiş. Renault Zoe'nin pil kirası 59 Euro'dan başlıyor ve yapılacak kilometreye, kullanılacak süreye göre değişiyor. Örneğin; 48 aylık kontratla yılda 15 bin kilometre yapacak sürücü aylık 96 Euro, 20 bin kilometre yapacak sürücüyse 112 Euro aylık pil kirası ödeyecek. EVİNİZE ÖZEL ŞARJ İSTASYONU Şarj için Renault bayilerine veya AVM'lere gitmek istemeyenlere özel şarj istasyonları da kurulabiliyor. Peki bahçenize veya garajınıza özel bir şarj istasyonu kurdurmanın bedeli ne kadar? Ev elektriği gücünü simgeleyen 3.7 kW'lık bir istasyonun kurulum maliyeti 800 Euro. Fakat AVM otoparklarındaki gibi çok daha kısa sürede şarj eden 22 kW'lık bir istasyon kurdurmak isterseniz bedeli 1770 Euro. Eğer bu istasyonları dış mekanda bir duvara astıracaksanız ekstra 200 Euro, ayaklı olarak kurulmasını tercih ederseniz 400 Euro daha ödemeniz gerekiyor. DİĞER MALİYETLER Renault Zoe'de sürücüye şarj esnasında yardımcı olan sistemler de bulunuyor. 3 yıllık sözleşmeyle uzaktan şarj bilgilerini görüntülemeye yarayan bağlantı sistemi 'My Z.E. Connect' için aylık 5 TL, uzaktan şarj programlama ve klima kontrolüne izin veren 'My Z.E. Interactive' adlı sistem içinde aylık 7 TL ücret ödemek gerekiyor. Bu sistemler önemli çünkü sürücüye ciddi bilgiler veren, kolaylıklar sağlayan uygulamaları beraberinde getiriyor. SİSTEMİN FAYDASI Örneğin; aracı bir AVM otoparkında şarja bağladınız ve alışverişiniz esnasında pillerinizin dolmasını istiyorsunuz. Herhangi bir sebepten dolayı araç dolumdayken nadiren de olsa şarj bağlantısı kesilebiliyor. Eğer bu durumdan haberdar değilseniz 1 saat sonra aracınızın şarj olduğunu düşünerek Zoe'nin yanına geldiğinizde kötü bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Fakat aracınızda 'My Z.E. Connect' sistemi mevcutsa şarj kesildiğinde eposta yoluyla uyarı alıyorsunuz. UZAKTAN KUMANDA ÖZELLİĞİ Ayrıca bu sistemler sayesinde Zoe şarjdayken 22 derecede ön ısıtma yapılabiliyor. Bilgisayar, tablet veya telefonunuzdan vereceğiniz bir talimatla araç, kabin sıcaklığını 22 dereceye getirmeye çalışıyor. En önemlisi ısıtma için gücü elektrik motorundan değil, şarja bağlanan ana üniteden alındığı için menzilde bir kayıp yaşanmadan kabini 5 dakikada ısıtıyor. SICAK HAVALARDA UZAYAN MENZİL Renault Zoe'nin menziline sürücünün etkisi büyük. Yolu okumak, trafiği anlamak, bir sonraki adımı tahmin edip gaz ve freni bilinçli kullanmak menzilin yüzde 15'in üzerinde uzamasını sağlıyor. Vitesin hemen arkasına yerleştirilen Eco tuşuna bastığınızda araç hızını maksimum 90 km/s olarak sınırlıyor, ısıtma ve soğutma fonksiyonları kısıtlıyor ve bu sayede yüzde 30 daha uzun bir menzil sağlıyor. Fakat sürüş sırasında, örneğin; sollama esnasında ihtiyaç duyar gaz pedalına sert basarsanız araç Eco modundan çıkıyor. Soğuk iklimlerde Zoe'nin menzili 100 kilometre civarında. Ilıman iklimlerdeyse 150 kilometreye kadar çıkabiliyor. FRENE BASTIKÇA DAHA ÇOK YOL YAPIYOR Renault Zoe'yi kullanırken frene bastığınızda veya ayağı gazdan çektiğinizde enerji geri kazanımıyla da menzile ciddi katkı yapıyorsunuz. Kabini ısıtmak içinde normalden farklı bir uygulama var. Dışarıdan alınan hava sıkıştırılarak ısıtılıyor ve kabin içine veriyor. Bu sayede üçte bir oranında daha fazla enerji tasarrufu yapılıyor, aracın menzili uzuyor. 7,5 SANİYEDE 80 KM/S HIZA ULAŞIYOR Aracın sürücü hariç boş ağırlığı 1468 kg. 88 beygir gücündeki elektrik motoru, 220 nm torku her devirde verdiği için belirli hızlara kadar performanslı sürüş yapmak mümkün. Özellikle kalkışlarda seri hareket edebilen Zoe 0-50 km/s hızlanmasını 4 saniyede, 0-80 km/s hızlanmasınıysa 7,5 saniyede tamamlıyor. Elektrikli bir otomobil olmasına rağmen 13,5 saniyede 100 km/s hıza ulaşabilen Zoe'nin maksimum hızı 135 km/s. Eğimli yollarda, dik yokuşlarda sürücülerin imdadına yetişen yokuş kalkış destek sistemi Hill Holder'ın Renault Zoe'de standart olduğunu da belirtelim. ZAYIF TARAFI Çok konforlu ve sessiz bir sürüş sunan Zoe, elektrikli bir otomobil olmasının avantajlarını sonuna kadar kullanıyor. Fakat şehir içinde çok rahat bir sürüş sunan aracın süspansiyonları, bozuk yollarda ve sert virajlarda biraz fazla yumuşak kalıyor. Bir diğer eleştirim de oturma pozisyonuyla ilgili. Şöyle ki; sürücü koltuğu rahat, ama tabana yerleştirilen piller nedeniyle yüksek bir oturma pozisyonu sunuyor. Koltukta yükseklik ayarı olmadığı için kendinize uygun sürüş pozisyonunu bulmanız biraz zaman alıyor. ELEKTRİKLİ OTOMOBİLE ÖZEL ÇÖZÜMLER Entegre navigasyon ve multimedya sistemi olan Renault R-Link Zoe'de standart olarak sunuluyor. 7 inç'lik dokunmatik ekran kabin içi şıklığını artırmanın yanı sıra elektrikli otomobile özgü bilgiler de sunuyor. Mesela navigasyonda gitmek için bir semt seçiyorsunuz. Sistem, rotanız için menzilin uygun olup olmadığını söylüyor. Ayrıca direksiyon simidi üzerine küçük bir düğme yerleştirilerek sürücünün gözünü yoldan almadan sistemi kontrol etmesi amaçlanmış. Sürüş esnasında bu düğmeye basarak bazı ayarları sesli komutla yapabiliyorsunuz. ÖZEL LASTİK Zoe'nin lastikleri de özel olarak seçilmiş. Çünkü lastikler elektrik motorlu araçların enerji tüketiminin yüzde 30'unu gerçekleştiriyor. Yıpranmadan dolayı fazla ısınan lastikler enerji kaybına sebep oluyor. Bu nedenle araçta Michelin'in elektrikli otomobiller için ürettiği, hamur ve deseni özel bir lastik modeli kullanılmış. GENEL DEĞERLENDİRME Genel olarak Renault Zoe'yi tatminkar buldum diyebilirim. Hem sessiz hem de gerçekten şık ve rahat bir araç. Fakat şarj istasyonu kurdurmanın maliyeti ve özellikle de aylık pil kirası elektrikli otomobil almak isteyen insanlarının kafasını karıştırıyor. Şu an için ülkemizde birçoğu İstanbul'da olmak üzere yaklaşık 100 civarında şarj istasyonu var. AVM otoparklarındaki istasyonların haricinde belirli Renault servislerinde de şarj istasyonları bulunuyor. Ama bu sayının mutlaka artması gerekiyor. Renault Zoe'nin anahtar teslim fiyatı pil kira bedeli hariç 66.500 TL. Teknik özellikler Motor: 88hp Tork: 220 nm Hızlı Şarj Süresi: 1-1,5 Saat Menzil: 100 – 150 km 0-100 km/s : 13.3 saniye Maksimum hız: 135 km/s Test aracı fiyatı: 66.500 TL (Kaynak: ntv.com) Kaynak : http://www.haberler.com/100-kilometreyi-10-liraya-giden-araba-piyasaya-7081547-haberi/

vay yavrum vay kıyamam ben ona ya bir pasta yapayımda en kısa zamanda karşılıklı foto çekileyim yaşlandı falan ama haftada bir otoparktan branda altından çıkarınca görenlerin tepkisi ve her defasında bir kaç kişinin kaç model bu hala üretiliyormu demesi çok hoş bir duygu Allah kaza bela vermesin cümlemize inşallah

Merhaba arkadaşlar, Konu ile ilgili bildiğim bir kaç şey söylemek isterim. Piyasada yağlama sistemli bazı kitlerin olduğu doğrudur.. Ancak; Yağlama emme manifoltundan vakum beslemeli olarak tek kanaldan gönderilmekte. Bu her silindire eşit olarak gönderilmemekte ve ayrıca sabit olan bu yağ her yanma oranı ve devirinde de farklı olması gerekir ama değil. Hadi diyelim ki emme subabları korundu ya eksoz subabları nasıl korunacak? Motor kapağı bir kez açılınca takım olarak değişir 16 valf. Sonuç olarak bir faydası yok bu yağlama sisteminin.. Selamlar.

Bende yağlamaya karşıyım. yüksek devir çevirmeyin.. Çok iyi motor yağı kullanın. Yagi normalden sık değiştirin. Soğutma da, yağ sudan daha önemlidir. Çelik subap da sevmiyorum. Bozulduğunda Ben orjinalden devam edeceğim.

Hemen vazgeçirecek bir görüntü paylaşayım

Özgür bu konuda internette bir çok makaleye denk geldim. Senin de tahmin edebileceğin gibi çoğu pazarlama amaçlı yani alın faydasını görün şeklinde. Gördüğüm o ki aslında bu ürünler hayatımıza LPG ile girmemiş. Hatırlarsan kurşunlu / kurşunsuz benzin geçiş dönemimiz vardı. Bu dönüşüm sırasında kurşunlu benzine göre tasarlanmış araçlara kurşunsuz benzin koymak zorunda kalınan ülkelerde bu tür katkı maddeleri çok kullanılmış. İşe yaradığını da söyleyenler var yaramadığını da. Benzer bir durum şu anda LPG de de mevcut sanırım. Bu işi gördüğüm kadarı ile yurtdışında çok profesyonel yapan insanlar var. Belki çok doğru bir uygulama ile beklenen sonuçlar alınabilir bilemiyorum ama Türkiye'deki uygulama şekillerini düşününce bir çok riski içeriyor demek yanlış olmaz. Bu arada bu konuyu araştırırken aslında gerek Mazda gerekse Subaru'nun karşı karşıya kaldığı LPG-Sübap probleminin temel sebebini de öğrenmiş bulundum. Makalelerin çoğu ingilizce olduğu için çevirmek ve görselleri toparlamak zaman alacak ama tamamlanınca herkes için güzel bir bilgi kaynağı olacağını düşünüyorum. O bilgiler çerçevesinde sanırım konu biraz daha anlaşılır olacaktır.

bana da 100km yi 10 TL ile gitmek çok ekonomik gelmedi.. Dün 55 TL lpg ile 300km mesafe kat ettim. bu böcek kadar yavaş gitsem daha da ekonomik olur

Aynı sözü bende dedim. Biz vosvosa saldırıyoruz, Almanlar Mazda'ya. Bu nasıl iştir dedim. Güldü bana. Kimbilir aklından ne geçti. Ben olsam, onlar onun için 1., sizde 2. dünya ülkesisiniz derdim.

Polonya'da sizin gibi deyip acımızı hafifletmeye çalışıyor ama tek sorunumuz vergi değil, birazda marka algısı sorunumuz var. Tüketici bir yana hala Mazda hakkında ön yargılı ve yanlış bilgi sahibi işin ehli popüler ustalar var sanayilerde, bunlarında kafalarının resetlenmesi için Jeff'in bütçeye desteği gerekli...8 milyonluk Avusturya'nın vergi problemini çözdüğüne sevinip 81 milyonluk Türkiye'yi göz ardı etmez bu sene de umarım

Takashi de çok seviyordu Jeff'i sürekli beraber görüyorduk, yalnız yeni CEO Masamichi'yi henüz Jeff'in yanında göremedim... Bir ara efkar dağıtmaya İstanbul'a davet etseydin Gökhan Abi, rakı içer eskileri yad ederdik...

selam aleyküm arkadaslar 2 gün önce bana arkadan çarptılar haklı haksız henüz belli değil aracımda hasar gören parçaları aramay başladım aydın bölgesinde ikamet etmekteyim aracıma sol stop lambası arka tampon ve sol arka ççamurluk lazım nerden nasıl temin edebilirim yardımcı olurmusunuz teşekkürler aracımın son hali not mazda alacak olan arkdaşlar aracımın bu haline bakmayın karşı tarafın aracı ford mümibüs onu çekiçi ile götürdüler radyatör falan dağıldı ben aracıma binip sanayiye gittim ALLAH razı olsun mazdayı yapanlardan

Bende daha iyisi vardı ankara-eskişehir hemide 230km ortalama. İçinde biraz da polatlı şehir içi var. fotoğrafı bulamıyorum ama 5.6 gibi bir şey olması lazım. Rüzgarı pupaya almışız rüzgar etkiliyor

2009 daki canavarda ön cam ısıtma hariç diğerleri vardı fakat nerdeyse kullanmadım desem yeridir abi suan mesela sunroof var olmasada olur hani ( çaktırma skyactive hazırlıyorum kendimi ) reflex hb beyaz at 17 jant olucak ama

Bende kumandadan cam açma kapama var, 4 cam otomatik, ön cam ısıtma, sun roofum da otomatik hıh

sanırım tek kullanan benim subap yağlayıcı olarak euro dizel kullanıyorum,lpg nin motorda ki kusurlarını yüksek ısılarını ve eski model araçlarda subap ayarını bozduğundan ben kullanıyorum,memnun muyum diye sorarsanız çok memnunum çünkü dizel araçlara da lpg takılıyor biraz araştırma ile uyumunu görebiliyorsunuz 10 sn de 1 damla şeklinde ve karbüratör boğazına gelen kısımdan ayarladım böylece boğaz sürekli yağlanmış ve kurumamış halde kalıyor.ford taunus araçlarda lpg sürekli subap ayarını bozdugu için çelik yüzük kullanılırdı,bende eski taunus kullanıcısı olarak forumunda aktif biriydım yüzüksüz araç sahipleri hep sübap yağlayıcı sayesinde uzun km ler ayar bozmadan kullanabiliyorlardı.Eğer enjeksiyonlu aracım olsa yine kullanırım ama dediğim gibi mazot dişında birşeyle kullanmam umarım yanlış anlaşılmamışımdır http://forum.donanimhaber.com/m_66460757/tm.htm linkteki ustanın paylaşımları ve bilgi birikimlerine bir göz gezdirilmesini tavsiye ederim

Bu değerleri ben eski mazda3 AT' de de (2006) yakalıyordum. 90'a sabitleyerek gidiş dönüş 5.3 görmüşlüğüm bile vardır. Katalog verisi 6.4 idi.

http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/738-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/739-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/737-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/736-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/735-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/732-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/733-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/734-/ Bunlar hem ön ve arka tampon , hemde marşpiele uyguladığım 5 cm lik lip çalışmasının fotoları.

o soruda yanlıştı ahaha süpersin abi ya bence paylaştığım vites topuzu çok daha iyi tabi zevk ve renk meselesi 2012 yani 2.nesil makyajlı mazda3lerde sonradan gelenlerde vardı ve jant ortasındaki göbeklerde siyah zemin üstüne mazda amblemi vardı .. servisten temin edebilirsiniz istediğiniz vites topuzunu

Elekltrikli otomobiller sadece şehir içi kullanımda ekonomik vede işlevseldirler bence , bataryayı şarj edip evden işe işten eve bir kaç gün idare etmesi çok ideal olabilir, durduğunda yakıt tüketmiyor olması ve emisyonun sıfır olmasıda çevre açısından tercih sebebidir, tabii çok daha etkin bir batarya teknolojisi kullanılmayana kadar, Tesla markası bu konuda sanırım otorite sayılır, heleki fluance gibi ayda 250 tl batarya kirası isterlerse , sonuç gene fiyasko olacaktır. Hayırlısı olsun.

Hybrid'leri tam adam akıllı konuma getiremediler, onlardaki en büyük sorun "bizim ülkemiz için" vergi avantajı olmaması, hybridlerde kullanılan içten yanmalı motorların dümdüz atmosferik benzinli olması, akü vs hacimsel sıkıntılar, uygulamasal sıkıntılar (motorların devreye girme çıkma konusundaki sıkıntılar) ve en önemlisi saçma sapan "gelecek temalı" tasarımları benim için eksi tarafları. Ha şöyle az yakan 1.6 120bg civarı turbo dizelli otomatik hybrid yapsınlar, içten yanmalı motor önden çeker, arka tekerlere de elektrik motoru dayasınlar (ki bu sayede dört çekerlerin bol diferansiyel sorunu da aşılır), araba CX3 ya da 5 tadında SUV olsun ki hacim sıkıntısı aşılabilsin, elektrik bataryası ekstra olarak şebekeden de doldurulabilsin ve sadece o bataryayla 60-80 km şehir içi kullanımı karşılasın, üstüne bir de fiyatı da güzel olursa radarıma girer, hatta ciddi falsosu yoksa para da varsa direk alırım. Fluance ZE çıktığında, memlekette de üretildiği için çok heyecanlanmıştım. Şans ya Renault ODTÜ'ye geldi, aracı tanıttılar biz mühendislik öğrencilerine. Aracı süremesek de bolca inceledik. Teknik detayları konuştuk ki mühendisleriyle geldiler, galericiden alınacak bilgi seviyesinden bayağı yukarıda şeyleri oturduk tartıştık. O araçla ilgili görüşlerimi madde madde özetleyeyim. Sayısal bilgileri tamamen kafamdan yazıyorum, yanlışım olabilir. Menzil düşük, 160-180 km diyorlardı ki soğuk şartlarda ve uygunsuz kullanımda 100 km altına bile düşürülebilir. Bu konuda detay gireceğim aşağıya. Vites yok, sadece 1 e 9 oranlı redüktör var, elektrik motorun güzelliği burada Yani tamamen sorunsuz bir otomatik vites keyfi, ama vites bile atmıyor. Aynı zamanda sabit tork, 0 devir ya da max devir tork sürekli aynı. Arka koltukların arkasına batarya yerleştirilmiş (300 kg), araç orjinalinden -yanılmıyorsam- 15cm uzun olmasına rağmen 270 lt bagaj kapasitesine sahipti. 22 kw bataryası vardı, ev şebekesiyle 7 saat, ev için ön hazırlıklı sistemle 3 saat, hızlı şarj 3 faz elektrikle 1 saat gibiydi sanırım dolma süresi. Aracın aküsünü satın almıyordunuz, aylık kiralama bedeli vardı ve aylık ya da yıllık km sınırı vardı, yani belli bir kullanım miktarını aşmamanız isteniyordu. Aracın 100km deki tüketimi en fazla olacak şartlarda (en pahalı memleket elektriği, en kısa menzilli kullanım gibi) 5-10 lira arasıydı o zaman yaptığımız hesaplamayla. Ancak menzil, km sınırı, batarya kirası derken çok anlamı kalmıyordu. Adamların batarya kiralama olayındaki amacı iki sebeptendi, ilki araç fiyatını dizelle aynı seviyede tutmak (ki başardılar bunu) ikincisine de aşağıda değineceğim. Renault'un menzil sorununa yaklaşımı şu şekildeydi. Aracı 3 farklı hızda şarj edebiliyordunuz, herhangi bir priz, duvara monte aparat ya da 3 fazlı elektrik. Özellikle filolar için hızlı şarj imkanı sunan sistemlerle donatılmış otoparklar vs. vardı planlarında. Ancak uzun yol kullanımı, şehir içi yetersiz menzil ya da acele tam şarj için bir sistem düşünmüşlerdi, bataryayı bir istasyonda komple dolu bir bataryayla değiştirmek. Yukarıda bahsettiğim "batarya kiralama" olayının ikinci sebebi bu tip istasyonların mümkün olması için gerekliydi (Tesla kiralamasızını yaptı, gerekmiyor aslında, neyse Tesla'ya sonra gireceğim) keza bagajda arka aksın önündeki batarya da aynı sebeptendi. Velhasıl -sanırım- bu istasyonları hiç yapmadılar Genel olarak bakıldığında malesef ki çok uygun şartlar altında olmayan filolar (günlük düşük menzil ve km, sürekli belirli noktalar civarında kullanılma) dışında mantıklı bir araç değildi. Hadi şehir içi kullanımına uygun (Zoe) gibi bir araç olsa eyvallah ancak koskoca Fluance'dan daha da kocamandı Bahsettiğim tanıtım mevzusunda daha derinlemesine incelediğimiz hususlar vardı. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla oluşacak lityum rezervi yetersizliği, elektrikli araçlardaki güvenlik ve kaza sonrası kurtarmalarla ilgili sıkıntılar (400V dolaşıyor araçta, kafana göre kesemezsin sağını solunu, batarya darbe alırsa patlar mı gibi sorular), pillerin geleceği (ki lityuma ciddi bir alternatif gelmedi henüz) dolaylı yoldan emisyon salınımı ki buna ufak bir paragraf ayırmak isterim. Elektrikli araç sıfır emisyonla ilerliyor ancak elektik santralleri emisyon üretiyor. Güzel bir şekilde hesaba kitaba dökmüşlerdi Renault mühendisleri. Emisyonsuz santraller (rüzgar vs) malumunuz sıfır emisyonu desteklerken, en yüksek emisyonlu kömür santrallerinden gelen elektriği kullanan Fluence ZE, dizel versiyonundan daha emisyonlu oluyordu. Batarya üretimi, lityum vs çevre kirliliği, atık piller falan da konuşuldu elbette. Aslında sıfır emisyon olayı o kadar da gerçekçi değil. Bir vakit bulduğumda elektrikli araçların ustası Tesla Motors ile ilgili yazacağım

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler Tüm detayları atlamadan aktarmışsınız ve bizi tüm noktalar hakkında bilgilendirdiniz. Bu derece bilgileri ilk elden ve en etkili şekilde yetkililerden elde etmek daha da yararlı olmuş. Tekrardan herşey için teşekkürler

harika Değerler

yahu üzülecek bir şey yok [emoji1] ben dırdır nedir bilmiyorum, gece paşa uykusu çekiyorum [emoji1] sen kendine üzül üzüleceksen [emoji12]

o araç baz Donanım. O topuz da deri değil . O pozisyonda ofsayttı [emoji17]

Kanka ben bu ülkede telefonda ıphone ve arabada reno yazan herşeyin satacağını düşünenlerdenim.

LPG suyun sıcaklığı ile regülatörde yoğunlaşır. Antifriz ile alakası o şekilde. Ayrıca bunu genel olarak aracım erken LPG ye geçsin diye ustaya gidip LPG ye geçiş ısısını düşürttüyse yapar. LPG ye geçiş için ideal sıcaklık 35 derecedir onu düzelttirin sorun ortadn kalkacaktır. Birde LPG regülatörü motorun arka taraflarına doğru monte edilmelidir ön panjura yakınsa direk rüzgar alıyorsa yerini de değiştirin o sorunun bir sebebi de odur.

Mazdanın kullandığı amartisörler yağlı KYB diyebiliyorum vede öneriyorum.

Tamam o zaman şimdi sıra geldi para bulmaya....

Tabiki KYB. Tocico bulabilirsen o da çok iyidir. İkisi de japon malı ikisi de resmen ömürlük. Piyasadaki eşdeğerlerinden fiyat olarak 2 katı fark vardır ama ömür olarak fazla fazla telafi edersin verdiğin parayı. Bu dediklerini takozlardan da yapar. Gözünle görebildiğin bir yırtık/yıpranma var mı takozlarda?

Bence de motor kulağı(takoz) problemi. Rezonans diye bir tabir var. Doğada hareket eden her şeyin bir titreşimi vardır. Bu titreşimler birbiriyle çakışınca ortaya rezonans çıkar. Örneğin en yakın örnek; aracın tekerlerinden birinde balans varsa araç belirli bir hızda titrer. Bu hız 75-85 arası olsun araç 120 ile giderken tekerin balansı mı düzeliyor? Tabiki hayır, rezonansa uğramıyor. 80 le giderken rezonansa uğradığı için şasede titreşimi hissediyoruz. Bunun gibi. O motor takozlarının yeri esnekliği öyle gelişi güzel belirlenmez. Altında çok büyük bir mühendislik çalışması var. Şaseye verilen titreşim oranı hangi kulakta ne kadar, Şaseden gelen titreşim tepkileri nelerdir, nerede çakışır, töleranslar, takozda kullanılan malzemenin (Plastik, lastik, yağ vs.) tepkileri vs vs. 2000 devirde bir şekilde rezonans oluşuyor ve aracın içinde deprem oluyor Öncelikle Motorun sağına soluna bakın titreşimi şaseye iletecek bir bağlantı var mı diye. Özellikle sonradan bağlanan bir LPG hortumu bile anormal titreşim oluşturup ses yapabilir. Aracı sallamaz ama Ondan sonra görebildiğiniz kadar motor kulaklarına bakın ve gerekirse yetkili servise götürün. Geçmiş olsun.

Burak bey, biraz geç gördüm bunu kusura bakmayın. Ama çok iyi oldu öğrendiğim. Çok teşekkürler

Km telini sökmek için gösterge panelinin arkasına uzanmak gerekmiyor. Şanzuman üzerinden km halatı sökülüyor gösterge sökülüyor halat km saatinden rahatça sökülüyor ve km saati sökülüyor. Km saati takılırken de halatın kaput altındaki kısmından çekilerek yerine takılıyor. Yoksa km halatını sökmeden km saatini çıkarmak çok zor. Saç baş yoldurur insana.

Ankara'dan bir arkadaşımızın Mondeo Mk2 model aracının gösterge,iç aydınlatma lamabalarını ledlendirme çalışmasını Rabbimin izni ile güzel sonuç alarak bitirdik. Aracın gösterge kısımlarının dagıtılmış halleri.Belki bir şekilde işe yarar. Göstergenin dağılmış hali ve küçük aşamalrın neler olduğunu gösteren toplu bir resim. Sanırım resim atma sınırı değişmiş.İmaj sınırı hatası veriyor.

Gökhan abi anlatımın için teşekkürler.

Yeni 3'lerde var http://www.mazda-tr.com/modeller/yeni-mazda3-hatchback/arac-karsilastirma/?bodyType=hatchback&grade=power&engine=SKYACTIV-G%201.5%20120PS%20AT|6%20ileri%20otomatik iç özelliklerde yazıyor.

göstergelerin arkasında yanlış hatırlamıyorsam 5 tane lamba var. onlardan bir kaçı patlamıştır. elini alttan uzatırsan yetişiyor hiç sökmeye uğraştırma. lambaları yarım tur çevirince çıkıyor. netten 323 gösterge diye arattır arka kısmına bak elini uzat biraz uğraştırıyor ama söküp takmaktan çok daha kolay oluyor. lambalar normalde yeşil değil onların üstünde yeşil silikon var aynı watt bir lamba alırsın eski lambanın üstündeki silikonu çıkartıp yeni aldığının üstüne takarsın. ayrıca söksen bile gene elini alttan uzatıp km telini çıkartman gerekecek.

Çok güzel bilgiler ulaştırdın bizlere Gökhan abi.

Selman abi senin için getireceklermiş Aldığım bilgiye göre mazda 6 SW 4x4 gelecek. Fiyatı 220-230 civarı olacakmış. Ne zaman geleceği belli değil E250'ye rakip olacağını düşünürsek premium adaylığı için ilk model olduğunu söyleyebiliriz. Tabi donanımda Mazda 6'nın fazlası olur eksiği olmaz muhtemelen. Şahsen aynı araçları, her yerde görmekten bıkanlara hitap edeceğini düşünüyorum

Önder zamanla ışığın yayılmasını sağlayan malzemede tozlanma, kirlenme olabiliyor. Veya ampüllerin ışık şiddeti düşebiliyor. Biz babamın 626'sında paneli söküp, temizleyip, ampülleri değiştirmiştik gözle hissedilir bir fark olmuştu. Çok zor bir işlem değil, elinden gelebileceğini düşünüyorum. Forumda iyi bir arama yaparsan renk değişimi konusunda da konular vardı diye hatırlıyorum

Herkese selamlar Arkadaşlar benim aracın öndeki amortisör takozları patlak onu biliyorum değişmesi gerekir ciddi bir ses yapıyor tamam. Ama aracı aldığım adam ve bir usta ya baktırdığımda amortisörlerinde sorun olmadığını söylemelerine rağmen örnek bozuk yolda giderken çok fazla tangur tungur ses geliyor, sanki yolda bırakın tümsek filan karıncanın üstünden geçsem tak tak diye titreme ve darbe karışımı bir ses çıkıyor. Bence amortisörlerin değişmesi gerekiyor çünki bu denli sarsma ve ses heleki ön + arka olarak normal olamaz diye düşünüyorum. Bu anlamda hangi marka amortisörü tavsiye edersiniz?

Allah böyle müşteri vermesin Deponun gösterimini anlayamamaktan ve Israr etmek Bu gidişle devam edersen diyor neyi anlamıyorsunuz bilemedim Son 10 km düz yol gittin diyorki aynen demin gittiğin gibi yoldan gidersen 100 km gider rampaya vurdun biraz gittin 50 km yazacak Manası diyorki rampaya vurdunya çok yakıyor rampa çılacaksan demin düz yolda 100 km gider Dediğimiz benzin 50 km gider anla !! 51 lt depo var evet ama 10lt yok sayıyor 41 varmış gibi düşün ve altına düşme Yok dibinde kalıntı oluyor çökelti oluyor vs bu pislik vs olası sorunları yaşama Ve yolda kalma Diyorsun ya 0 yazdığı halde gidiyor İşte adamlar biliyor bu adamlar 0 Gören'e kadar sürmeye devam eder yol Ortası kalma diye sana söylemedikleri Yakıt var depoda Yoksa 0 yazana kadar gidip yolda kalıp burada arabayı geri verecektim yolda Bıraktı diyecektin Bu bütün Araçlarda olan medeni Dünya'nın bir standartı alışmak Lazım Yukarda arkadaş Demiş yol bilgsayarı ile savaşmak yerine söylediği doğru ve gerçek bilgileri anlamaya çalışmak Lazım Söylediği doğru ama ne söylüyor onu anlamaya çalışmak Lazım

madrid, milano ve brüksel’den 3 ünlü hava durumu sunucusunun baş rolde olduğu reklamda, sunucular kendi tahminlerine göre giyiniyorlar. aynı zamanda araç da örneğin, güneşli tahmini yapıldıysa otomatik olarak sunroofu açıyor. hava tahmini yapan bu 3 kişinin başlarına gelenleri videodan izleyebilirsiniz.

arabanızın beyni sizin gelecekte nasıl yol alacağınızı bilemediği için sadece ön görülerde bulunabilir. sizin önünüzdeki yol boyunca aralıksız 30 km yokuş çıkıp çıkmayacağınızı bilemez. örneğin dündüz bir yoldan dağ eteklerine geldiniz. menzil bu düz yola göre hesaplanır ve size örneğin 200km daha gidersin der.. şimdi dağa tırmanmaya başladınız 30 km sonra yakıtınız bitebilir.. aynı şekilde siz 20km yokuş inersiniz hiç yakıtınız eksilmez ve menziliniz artabilir.. yada 150km menzil yazan bir arabada trafikte bir kalırsınız 1 kilometre gidemeyebilirsiniz. daha fazla örnekli anlatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. yol bilgisayarları ile savaşmayın. onu anlamaya çalışın.. her markanın yol bilgisayarının bir hesaplama denklemi vardır. Misal veriyorum : son 15 dakika, veya son 5 km yi baz alarak hesap yapar diye düşünebilirsiniz.. yani o menzil size Böyle gidersen, bu kadar gidersin der.. çoğunlukla da doğruya yakındır.

benim araçta lpg yok hiç takılmadı...bu olayın lpg ile alakasıda yok kanımca...mühendislik hatası...sizin aracınızın motoru en az 4 takozla sabitlenmiştir.öyledir genelde çünkü... bizdeki m3 lerde ise 3 durum farklı,3 takozla sabitlenmiş... bizzat Adem usta gösterdi bende şahit oldum...mühendislik hatası başka bişey denilemez çünkü...araç yeniyken 3 takoz motoru sabitlemeye yetiyor...ama çok geçmeden alttaki tek takoz sorun veriyor yada üst takozların sorun vermesine neden oluyor...