Lider Tablosu

Kimya biliminin, bir tepkimeye giren bileşenlerin miktarları ve bu miktarların birbirleri ile olan ilişkileri ile birlikte, söz konusu tepkimenin sonuçlarını ne şekilde etkileyeceğini ele alıp, incelediği kısmın genel başlığına Stokiyometri denir. Stokiyometri, içten yanmalı motorlar konusunda farklı bir anlama bürünür ve bu çerçevede artık ideal karışım anlamında kullanılır.Hava ile benzin karışımının ideal oranı 14.7:1.00 şeklindedir. Bu oran ile elde edilen bir yanma olayında ortaya mavi alev çıkar. Bu da hem artık yakıtın kalmadığı (tüm yakıtın yanıp kullanılarak enerjiye dönüştüğü), hem de yanma olayından nasibini alamamış oksijen moleküllerinin kalmadığı anlamına gelir. Alev kırmızılaştıkça yakıtın fazla, açık sarı ile beyaz bir renk aldıkça da oksijenin fazla olduğu anlaşılır. Hal böyle iken, stokiyometri sadece motorun yük altında olmadığı ya da yükün çok az olduğu sabit devir durumlarında tercih edilir. Güç istenilen durumlarda, stokiyometrik orandan daha fazla yakıt gerekir. Burada amaç ortamda yanabileceğinden daha fazla yakıt bulundurarak detonasyon (yanma işleminin istenmeyen bir noktadan, istenmeyen bir zamanda başlama eylemi) önlenmesi ile birlikte açığa çıkan ısının kontrol altına alınmasıdır. Diğer bir deyişle; gaz verilip yük altında devri yükselmekte olan bir benzinli motorda bu oran bir anda 14.7:1 civarından 12.5, hatta 11.00:1 seviyelerine çıkar. Yapılan testler, yaklaşık 12.5:1.00 oranı ile en yüksek tork değerinin yakalanabildiğini göstermiştir. Ancak, bu oranın her iki yöne doğru aşırı değerlere gitmesi ciddi sorunlar yaratır. 16 - 17:00:1 değerlerinin yukarısına çıkıldığında, açığa çıkan aşırı ısı, piston, segman, sübap gibi hayati parçaların sıcaktan bozulmasına, hatta erimesine dahi yol açabilir. Yolda kalırsınız, faturası da affedersiniz kol gibi olur. Buna karşın, sürekli 9.00:1 seviyesinin altında çalışan motorlarda da, yanmaktan umudu kesen yakıt segmanların arasından süzülerek yağa karışır, yağın niteliğini bozar. Bu da zaman içinde artık damarlarında yağ yerine sütü bozuk bir sıvı dolaşan motorun helvasının çok vakitsiz bir zamanda yapılması anlamına gelir. Bu durumun da faturası omuz ile dirsek arasını hatırlatır insana. Ayrıca, içinde çok fazla yakıt bulunan aşırı zengin karışım, kısa bir süre içinde katalitik konvertörün de çanına ot tıkar. Katalitik konvertör gerçekten tıkanır, araç gerçekten isteksiz isteksiz gider yolda. Bu tür sorunların oluşmaması için, adına oksijen sensörü dediğimiz bir geribildirim düzeneği kullanılır. Oksijen sensörü, egzoz gazını motordan çıktığı noktaya yakın bir yerde, egzoz sistemi üzerinde bulunur ve saniyede en az on ölçüm yaparak sonuçları ecu'ya (beyin işte) bildirir. Oksijen sensörünün ölçtüğü, egzoz gazının içindeki oksijenin moleküler basıncıdır. (Moleküler basınç hacim ile değişmez de ondan). Sonra bu ölçümü anlaşılabilir bir hale getirmek için voltaja çevirir, ecu bu voltaj değerleri ile ilgillenir. Ecu da duruma göre enjektörlerin yakıt püskürtme sürelerinde mikrosaniye ya da milisaniye seviyelerinde düzeltmeler yaparak sistemin tasarım parametreleri içinde çalışıyor olmasını temin eder.

Fransızları hiç sevmedim hele de ilk aracım C4 olunca illallah dedim. C4 ü satınca mazda 626 almıştık 15 gün sonra. Mazda'ya binince şu anki Fransızlar'ın Alayı bir araya gelse bir 626 edemez dedim. Teknoloji ve küçük donanımlarda Fransızlarla sidik yarıştıramaz hiçbir Japon kolay kolay ama çok da elzem bir donanıma rastlamış değilim en azından bir RVM kadar gerekli olan ürettikleri donanım bir elin parmaklarını geçmez. En kötü yanları da ne yaparsalar yapsınlar en üstün teknolojiyi de üretseler dayanıklılık konusunda Japon mühendisliğine yetişemezler. Çünkü uzun ömürlü malzeme kullanma konusunda özürlüdür bu vatandaşlar. Misal C4 ün direksiyon göbeği sabittir herkes bilir bunu sebebini kimse sormaz oysa virajda ya da dönerken kaza yaparsanız hava yastığı düz açılsın diye düşünülmüş çok Akılcı. Bir çok otomobil teknolojisinin Yaratıcısı olmalarına rağmen geri kalmış ülkeleri yedek parça pazarı olarak kullanmakta üstlerine yoktur. Malum koskoca milyar nüfuslu Hindistan'ı sömüren bu sömürgeci zihniyet size araba satar ama konfor satmaz konfor satsa ucuza satmaz ucuz verse sorunları bitmez. Motorlarının ekonomikliğinden başka bir artısı yoktur bir Boxer bir Skyactive etmez. Güzel arabaları yok değil ama parası da güzeldir. Bakkalda bile yedek parçasını bulursunuz sanayiye girseniz ustalar ellerini ovuşturur bana mı gelecek diye. Şu anki bizim milletin araba alırken parçasını kolay bulur muyum? düşüncesinin kaynağı bizzat reno dur. Alırken satmayı düşündüren yegane markadır. Alıp kullanıp sanayi yüzü görmedim diyen babayiğite Nobel Oscar ve altın palmiye vermek boynumuzun borcudur. Parçasını bulamadım diyeni yaş odunla dövmek vatandaşlık görevimizdir. Ben Vel Satis ve Laguna Gt harici hiçbir arabasını beğenmiyorum. Onları da uzaktan beğeniyorum

Karbüratörlü motoru olanlar için katkılı otogaz adeta bir ilaç, ben eski bir 323 kullanıcısı olarak şiddetle tavsiye ederim. Lpg regulatöründen önceki elektrovalf içerisindeki küçük filtreyi her 20 bin km de değiştirin, katkılıyı basın geçin ne regulatör zarar görür ne de motor, aksine motorunuz daha sağlıklı olur. Sıralı sistem (enjeksiyonlu) motoru olanlar da bir o kadar katkılıdan uzak dursun, hassas olan her parçayı tıkıyor.

Kompedanı değilim ama kılım pimpiriğim. İlk olarak satıcının üslubuna bakarım çakalmı değilmi piyasa adamı olmaması çok önemli sonra araca kendim bir bakarım kaporta mıncıklanmışmı düzgünmü diye.sonrasında bir binerim bakarım göğüs konsol döşemeler ne durumda kafaya yatıyorsa ustama giderim altına kaportasına motora şaselere vs baştan aşağı uzun uzun baktırırım oda iyiyse alırım.ondan ötürü çok uzun sürer araba seçmelerim almalarım aylar sürer bulup beğenmem ama ilk kriterim satıcının tavıtları ben tok adamım pazarlık etmem işine gelirse tribindeyse hiç zorlamam

CX3 ü görünce biz arabalarımızdan soğutmayalım da

Öncelikle konu sabitlenirse çok sevinirim çoğu kişi 100 150 lira verip cihaz bağlatıyor bunun yerine 2 liraya aux kablosu alıp bağlanabiliyor bizim cd çalarlara bunun yapımını anlatacağım Malzemeler: 1) aux kablosu 2) çok telli tek damar kablo biraz kalın olması gerek bunu arka soketin pinlerine bağlıcaz 3) tornavida 4) yankeski 5)el becerisi Evet başlıyoruz öncelikle aux kablosunun ucunu kesip üç kablo çıkacak biri sağ biri sol biride şase yada 4 çıkar iki şase olur bu şaseleri birleştirip 3 kablo haline getirecegiz alttaki resimde var [smg id=9157] Daha sonra cd çaları yerinden çıkarıyoruz arkada anten girişinin hemen yanında boş soket var buraya aux kablosunu bağlayacağız(cd çaları sökmeyi anlatmadım youtubede videosu bolca var) Gelelim en çetrefilli kısmına aux kablosunu arkadaki soketin pinlerine bağlamaya aşağıda resimde görüldüğü gibi [smg id=9159] 1-13 nolu pimleri birleştireceğiz 3 nolu pime sağ ses kablosunu genelde kırmızı olur 5 nolu pime sol ses kablosunu bu farklı olabilir renkleri 7 nolu pime şaseyi genelde çıplak olur bu kablo bunları bağlıcağız Bağlarken soket olmadığı için zor olur birbirne temas olabilir bu yuzden mavi çok damarlı kablo ucuna iğne batırıp bu pimlere sokabiliriz diğer ucunuda aux kablosuna bağlayabiliriz ben böyle yaptım alltta da son hali var [smg id=9158] evet işimiz bitti basın media tusuna aux kablonuz çalışyor

Aralık ayında almış olduğum mazda 3 aracımı 70.000 bakımı için ilk kez bugün Antalya Mepaz servisine götürdüm.Bu küçük servis maceram iki ana bölümden oluştu.Şimdi bunları sırayla inceleyelim; 1. Kısım; Sabah saat 10.00 gibi servise girdim. Kapıda beni servis sorumlusu usta karşıladı. Güleryüzlü ve hoş bir sohbetle beraber aracım içeriye alındı. Ben de bu esnada bekleme salonunda çayımı içtim, gazetemi okudum ve salonun büyük camından aracıma yapılan bakımı izledim.Bir süre sonra sıkılıp satış bölümüne indim.Burada bir beyle Mazda üzerine gayet güzel sohbet ettik.Hatta yeni gelecek CX-3 den tutunda mazdanın ülkemizdeki olumsuz yorumlarının kaynaklarına kadar indik.Bence çok keyifli bir sohbetti. Sonrasında tekrar bekleme odasına çıktım. Bir süre sonra aracım yıkanıp temizlenerek teslim noktasına getirildi. Servis şefiyle aracım hakkında kısa bir sohbetin ardından muhasebe bölümüne geçtik. Buraya kadar olan kısım yıllarca sanayide aracının bakımlarını yaptırmış birisi olarak bence gayet keyifliydi.Kendilerine gösterdikleri samimiyet ve nezaket için teşekkür ederim. 2. Kısım; Muhasebe bölümünde aracımın yapılan bakımı için 586,73 tl ücret ödeyeceğim bilgisini aldım.Sanırım şaşkınlığım biraz yüzüme yansımış olacak ki fiyatla ilgili olarak birkaç küçük açıklamada bulundular.Ödemeyi yaptıktan sonra kendilerine teşekkür ederek aracıma bindim ve eve geldim.Servis faturasını inceledim ve bu yazıyı yazma gereği hissettim. İşte fatura dökümü; Castrol motor yağı;102.00 tl Yağ filtre kartuşu:13.07 tl Polen filtresi: 77.55 tl Fren balata temizleyicisi:10.0 tl Cam suyu : 4tl Element air filter: 40,61 tl Rot balans ayarı: 75,00 tl Servis ücreti; 175,00 tl Parça net tutarı:247,23 tl İşçilik net tutarı:250 tl Toplam 497,23 tl +kdv=586,73 tl Şimdi gelelim işin arka yüzüne ; Rot balans ayarını bir kenara koyarsak yağ ve filtre değişimi bir de cam suyu koymak için benden 175+kdv =206 tl işçilik tahsil edilmiş.Rot balan sişlemi ayrı bir kalem halinde faturaya yansıtılmış.Kimse alınıp gücenmesin arkadaş ben bu parçaları satın alıp dışarıda bu işlemi 30 tl işçiliğe yaptırırım.Rot balans ayarını da aynı cihazla 50 tl ye (kdv dahil) yaptırırım.247,00 tl parça kullanıp bundan kar edeceksiniz bir de üstüne işçilik olarak sadece bu parçaları takmak için (ki ortada değişen parça yok sadece yağı boşaltıp yenisini koymak ve filtreleri değiştirmek var) parça parasından fazla para talep edeceksiniz.AYIP ! Sonuç: -Para için asla tartışmaya girerek küçülmem ancak deklare etmekten de asla çekinmem. -Bir daha servise gider miyim? Standart bakım için adımımı atmam.(Özür borçlarını ödeyene kadar) Gördüğünüz üzere Mazda’nın parçaları pahalı falan değil.Ortada müşterilerini para makinesi olarak gören servisler var.

02163277323 servisden ersun bey ile görüş kargo ile gönderir

Size bu konuda servis yardımcı olacaktır. Ebay da ise bunları buldum. Ledsiz olanları mevcut. http://www.ebay.co.uk/sch/i.html?_odkw=mazda+5+rear+reflector&_sop=7&_mPrRngCbx=1&_jsoff=1&_osacat=0&_from=R40&_trksid=p4758.m570.l1313.TR1.TRC0.A0.H0.Xmazda+3+rear+reflector.TRS0&_nkw=mazda+3+rear+reflector&ghostText=&_sacat=0

2015 cx 5 geldi araç süper olmuş merser showroom da var bir adet kırmızı onuda ben alıyorum

Foruma Chip Tuning işi yapan uzman bir Arkadaşı dave ettim. Umarım yardımcı olabilir.

şimdi daha iyi anladım.muchas gracias)))

Abi kuzumu nasıl sevdiğimi bilirsiniz.. Hele ki o kadar emek verdikten sonra daha da bağlanmıştım.. Ama KODO'dan sonra bi de malum selden sonra, eski kasa eskisi gibi güzel gelmiyor gözüme.. Bi de CX-5'e de iyice alışınca.. :D

Elinize sağlık cok güzel çalışmalar. son yaptığınız stop kenarındaki çubuklar üzerine çizgi çizgi yapılsa daha homojen bir aydınlatma olmazmıydı acaba?

Hayırlı olsun Ali güle güle eskit pabuçları

ön tekerleklerin çapını/çevresini küçültün.. aracınız manuel şanzımanlı ise son dişli oranını büyütün. her iki seçenekte de istediğinizi elde edersiniz. yazılımsal olarak şu noktada skyactive e pek müdahale edilemiyor, doğru da değil.

Oktay, emeğine sağlık, gerçekten güzel iller çıkartıyorsun. Tek bir konu altında herşeyi paylaşmak yerine ilgili markanın bölümü altında neler yaptığını ayrı bir konu halinde bölsek daha anlamlı olur diye düşünüyorum sen ne dersin ?

Hem araç hem de satıcıdan elde ettiğim ilk izlenim çok önemli. Çok araç alıp satmadığım için sözümün kıymeti tartışılır ama bana dürüstçe araçtaki problemleri söyleyen, satılığa çıkardığı arabayı düzgün ve itinalı bir şekilde temizlemiş, görücüye çıkarmış bir kişi ile daha rahat anlaşabileceğimi düşünüyorum.

Samimi konuşacağım aslında hepsinden var biraz . İlk temas tabiki satıcıyla oluyor, burada karşınızdaki kişinin güvenilir ve dürüst olması önemli sonraki ikinci temasta da bu kişinin aracının nasıl olduğuna şahit oluyorsunuz zaten. şasilerinden darbe almamışsa , hor kullanılmamış, düzenli olarak servis bakımlı ve masrafsız ise aracın içine binebiliriz. Zaten bu kriterlerde 300bin kmdeki bir aracı bile alsanız memnun kalma olasılığınız daha yüksek olur. iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

İstediğim tork demişsiniz , bu cihaz motorun verdiğinden daha fazlasını Vaad edemez, sadece gaz tepkisini geliştirebilir. Bu yüzden yanlış bir beklenti içine girmeyin

Araç üzerinden görünümler.

Bu arada Çift mercekli farların resmini Annem'in oturduğu evde çektim.Arkadaşımız ile bazı nednelerden dolayı Etlik'te buluşup montajı yapmaya gitmiştik. Daha önce komple led stop yaptığımız çalışmada park konumundaki yanış halinde değişiklik yapıldı.Bütün olan iç baklava dilimli parçanın etrafına pleksi çubuklar bükülde ve 1 er wattlık kırmızı ledler ile aydınlatması yapıldı. Pleksi çubukların yapılmış hali. İlk denemeler.Işık tabiki böyle yüksek kalmıyor. Toplanmış hali.Ledlerin geldiği uç kısımlara ışık daha fazla etki etmesin diye parçalar ilave ettim ama resimlememişim.Mümkün olduğunca kısmaya çalıştım.Canlı görünüm bu kadar belirgin değil.

Eskişehir ve İstanbul İllerimizden bu arkadaşlarımızın C4 araçları için yaptığım mercek çalışmaslarından sonra Eskişehirdeki arkadaşımızın farların sinyal kısmındaki turuncu parçayı çıkarıp Mercedes c serisi orijinal far içi led sinyal parçasının reflektör kısmını kesip biçip em gündüz farı hem sinyal olarak yanması için her biri 150 170 lümen aralığında ledlerden kullanıldı.Sinyal ledlerimiz her biri 80 lümenlik ambere yakın sarı ledler kullanıldı.İstanbul'daki arkadaşımızın aracına ise haricen orijinal Bmw U halkaları monte ettim.

Mercek şapkası sıkıntılar yaşatınca değişimi yapıldı. İstanbul'dan bir arkadaşımızın C4 aracı için çift mercek çalışmasında yeni Hella bi-xenon mercek Gen5 balast takımı,Uzun hüzmeye bocsh servo motor merceği uzun hüzmede sabitlenerek monte edildi. Merceklerin ilk hali ile denemeler. Son hallerinden görüntüler.

Ali aga bu lastikte seni ısrar ettirdiğim için mutluyum güle güle kullan canım benim kazasız belasız sürüşler

Teşekkürler Yardımlarınızdan dolayı size teşekkürlerimizi borç biliriz.

Mustafa, tork eğrisi bir fikir verir mi ?

Bende bu etiket değerlerine bakarak 8 ay önce kadar Falken almıştım. Şuana kadar hiçbir sorunum veya şikayetim olmadı ama hep aklıma takılıyor. Bütün lastiklerin testlerini tek bir bağımsız firma mı yapıyor? Bu etiket değerlerine göre lastik seçmek ne kadar doğru? Bu değerlere ne kadar güvenebiliriz? Etiket üzerinde ki değerleri doğru kabul etsek bile acaba lastik kaç km (veya yıl) bu değerleri koruyacak?

Düşük kilometreli hasarsız olmasa da önemli darbe almamış olmamasına dikkat etmek gerekir bence. Bu işin bilirkişisi olarak sence nelere dikkat etmeliyiz Necip?

bence bir seçenek eksik - güvenilir satıcıya

Çok uzun bir aradan sonra ilk defa kendim tenizlettirdim aracımı. Sağ olsun ofisboy abim hallediyorum her seferinde. Bu havayı güzel gördüm, vergi dairesine gitmek içinde dışarı çıkmışken. Guzuyla bir güzel iç dış temizleyelim dedim. Artık o kadar kirlenmiş ki camlardan içeriside dışarısıda gözükmüyordu. Şirkete gelinceye kadar malum köy yollarında yine çarçabuk kirlendi. Neyseki camlardan dışarısını görüyorum artık. içim açıldı vallahi.

Arkadaşlar aracınızın ilk başlarda yüksek devir yapmasının sebebi otomatik cikledir, aracın ısınmasını beklemeden hareket ederseniz veya gaza basarsanız cikle devreden çıkar ve araba soğuk iken rölantiye düşer bu durumda hem motor sessizlik açısından iyi değildir. Motorun ısınmasını bekleyin ve öle hareket ediniz , kullanım kitapçığını inceleyiniz.