Jump to content

Lider Tablosu

  1. Burak

    Burak

    Kurucu Üye


    • Puan

      6

    • İçerik sayısı

      65.444


  2. Cherkess

    Cherkess

    Katılımcı


    • Puan

      3

    • İçerik sayısı

      369


  3. NoooFearrrr

    NoooFearrrr

    Seçkin


    • Puan

      2

    • İçerik sayısı

      6.856


  4. gomodoejderi

    gomodoejderi

    Katılımcı


    • Puan

      2

    • İçerik sayısı

      499


Popüler İçerikler

Showing content with the highest reputation on 28-03-2015 tüm alanlarda

  1. Burak

    2015 Mazda 6 ( Makyajlı ) Farklılıkları

    Mazda tarafından 2015 Mazda 6 diye isimlendirilen, makyajlı diyebileceğimiz ama makyajdan biraz daha fazlasını barındıran değişikliklerin listesini aşağıda bulabilirsiniz. MZD Connect Yeni ızgara ve tampon tasarımı LED ön farlar LED gündüz farları LED sis farları LED arka farlar Gecikmeli sönen ön farlar 7” renkli ekran Yeni gösterge paneli Elektrikli cam düğmesinde reflektör Düz hatta ilerleyen otomatik vites kolu Yan aynalarda krom Elektrikli el freni Elektrikli yolcu koltuğu yükseklik ayarı Ikinci USB girişi DAB (digital audio broadcasting) Gelişmiş RVM LKA (Lane Keep Assist) – Şeritte Kalma Uyarısı (LDW yerine) Adaptif HBC (HBC+AFLS) Aktif sürüş ekranı Arka SCBS Sürücü alarm sistemi Sürüş modu seçimi
    3 points
  2. godless commie

    Rot Ayarı Nedir?

    Ayar sözcüğünün birden fazla anlamı var. Hem bir sistemi arzu edilen bir düzeye ya da konuma getirmek -alignment, adjustment- hem de bir düzeneğin belirli sınırlar ya da düzen dahilinde çalışmasını sağlamak -setting, initial setting-Rot ayarının tanımının “ayar” sözcüğünün farklı uygulamalarını da kapsayacak şekilde yapılması en sağlıklı yaklaşım olacak galiba. Bu bağlamda rot ayarı, kara taşıtlarının tekerleklerinin birbirleri ve üzerinde bulundukları yüzey ile olan geometrik ilişkilerini, bu ilişkilerin belirli amaçlar doğrultusunda optimize edilmesini ifade eden bir uzlaşmalar bütünüdür. İşin uzlaşma kısmına girmek için biraz erken henüz. Bir de, bu tanımı sadece otomobillerle kısıtlamak en iyisi, çok dallanıp budaklanmayalım. En basit hali ile, sıradan bir oyuncak otomobili ele alalım. Dört tekerlek var, dördü de zemine 90 derece açı ile temas ediyor, aynı aks üzerinde olanlar birbirlerine paralel, aynı tarafta olanlar ise birbirlerine tamı tamına hizalanmış durumda. Hayat bu kadar basit. Değil! Gerçek hayat dinamik değişkenlerle dolu da, ondan değil. Viraja girerken dış kısımda kalan ön tekerlek üzerinde büyük bir yanal yük oluşur. Bu yük o tekerleği dışarı doğru bükmeye, kanırtmaya çalışır. Tekerleğin şaseye hareketli bağlantı düzenekleri ile tespit edilmiş olması da böylesi bir kanırtmaya izin verir. (Burada mümkün olduğu kadar kafa karıştırıcı değişkenleri ayıklayarak, sadece temel ögeleri ele almaya çalıştığım unutulmasın lütfen.) Şimdi, bu dışarı doğru kanıran tekerlekteki lastiğin tabanının sadece dış kısmı yüzey ile irtibat halindedir, bu da tutunma dediğimiz o çok önemli özelliğin içine eden bir durum olur, siz direksiyonu çevirisiniz, araç viraja girmek yerine yarıçapı belçika kadar olan bir eğri çizmeye çalışır aklınca. Bu ve bunun gibi trajik durumların engellenmesi için yukarıda sözünü ettiğim geometrik ilişkilerin hesaplanması ve uygulanması gerekir. Burada toplamda 3 farklı değer vardır ki, bunları çoğu kişi ezbere bilir: toe caster camber thrust angle (üç deyip dört yazdığımın farkındayım, bir sebebi var.) Toe, aynı aks üzerindeki tekerleklerin birbirleri ile olan paralellik ilişkilerini açıklar. Eğer birbirlerine paralel konumdalar ise, toe 0 olur, bu kadar basit. Tekerleklerin ön kısımları birbirlerine daha yakın ise (kayak öğrenirken yapılan kar sapanı gibi, ama o kadar abartılı değil) toe eksi değerde olur ve sıfırdan ne kadar saptığını ifade edecek şekilde mm ya da inch şeklinde, ya da sıfır açısı ile yaptığı açı şeklinde ifade edilir. Dışarı bakıyorsa da tam tersi olur, artı değer verilir. (Çoğu kez kafa karıştırmamak adına + ya da - kullanılmaz, içeri ya da dışarı denir.) Bunlar genellikle küçük değerlerdir, en fazla 2-3 mm civarında oynarlar. Toe ayarı bir aracın düz çizgiden ne şekilde sapacağını belirleyen, diğer bir deyişle dönmeye nasıl başlayacağı konusunda kişiliğini belirleyen ana unsurdur. Bir araç, doğru toe ayarı ile çok kıvrak ya da çok hantal hale getirilebilir. Yaygın inanışın aksine, arka tarafında kamyon dingili gibi yekpare bir aks olan ilkel araçlar haricinde, tüm araçlarda toe ayarı hem ön, hem de arka tekerlekler için söz konusudur. Arka toe ayarı çok baba bir konudur, aracın kişiliğini değiştirebilirsiniz, o derece. Genel bir kural itibarı ile üreticiler, arkadan çekişli araçlarda toe içeri, önden çekişlilerde de toe dışarı yaklaşımını benimserler. (detaya girmiyorum, ağırlık dağılımından moment’e, initial bite’dan positive deflection’a kadar yazarsam, burada sabahlarız ). Üreticilerin en kolladığı nokta, sattıkları ürünün “bu araba adam öldürür” şekline kötü bir şöhrete sahip olmaması, lastiklerini ve yakıtını mal bulmuş gibi har vurup harman savurmamasıdır. O yüzden, toe ayarını araç çok kıvrak olmayacak şekilde belirlerler. Sırası geldi, iki kavram daha var: kafadan kayma ve kıç atma. Bunlara bu işin icat edildiği dilde sırası ile understeer ve oversteer deniliyor. Birincisi, siz direksiyonu kırdığınızda aracın nazlanarak dönmesi, ya da düz çizgiden ayrılmak konusunda daha isteksiz davranması, ikincisi de, yine direksiyonu kırdığınızda aracın dönmek konusunda aşırı istekli davranması şeklinde açıklanabilir. Yarış çevrelerinde understeer için virajdaki iç bariyere kafadan girmek, oversteer için ise aynı bariyere aracın dışarı doğru savrulan kıçı ile toslamak da denir. Haa!, bunun arası yok mu? var… Orası nirvana işte, ama üretici ortalama sürücünün kontrol kaybetme riskini almaz, basar understeer ayarını. Arka tekerleklerin toe ayarı da mühim demiştik, bu ayarı seri üretimde kullanan ilk marka, Honda oldu. Daha doğrusu, Honda’nın yurdum dahilinde mevcut bulunmayan üst markası Acura’nın seksenli yılların sonlarında piyasaya sürdüğü NSX modeli. Arka tekerleklerde çok az içeri toe, aracın yol tutuş karakteristiğinin içine bir kutu çatapat atıp fitilini de yakar. O ne kıvraklıktır, o ne kararlı bir viraj başlangıcıdır, o ne güzel bir yol tutuşudur, deneyen bilir, ama işin dezavantajı da var. O kısım sonra. Uzlaşma kısmı da sonra demiştim ya, dezavantajlar da orada olacak. İşin komik tarafı da, toe en önemli unsurdur, ama toe ayarı en son yapılır. Her şey biter, sonra toe için kollarınızı sıvarsınız. Gelelim caster açısına. Bunu anlatmak kolay değil. Bir bisikletin ön çatalını düşünün. Tekerlek, bu çatal ile bisikletin kendisine belli bir açı ile tespit ediliyor. Şimdi, bu çatalı alın, arkaya bakacak şekilde ters döndürün kafanızda. Tıpkı bir alışveriş arabasının tekerlekleri gibi olsun mesela. Bu çatal – ya da dikme öne doğru açı yaptığı için, tekerlek düz çizgiden saptığında ilk konumuna getirmeye çalışacaktır. Çevirdiğiniz direksiyonu bıraktığınızda kendi kendine toplamasının geometrik açıklaması da tam budur işte. Camber ayarının asıl amacı, sürüş kolaylığı ve emniyettir. Diyelim ki yan yoldan ana caddeye çıktınız, o direksiyon kendisini toplamaz ise en dış şeritteki araca giydirme olasılığı yüksek olacaktır. Caster'in var oluş nedeni bununla kısıtlı değildir sadece. Düz yolda aracın kararlı seyir etmesi, aklına geldiği gibi sağa sola sapıtmaması da kısmen caster açısının marifetidir. Caster açısının da getirdiği dezavantajlar var, ona da sıra gelecek. Gelelim camber açısına… tanımın açılışını dış ön tekerleği dışa kanırdığı için virajda abukluk yapan bir örnek ile yapmıştım, o ruhla devam edelim. At, bisiklet, koşan insan, kayakçı ve daha niceleri iş dönmeye gelince içe doğru yatarlar. burada hem zemine binen yüklerin vektörel bileşenleri, hem de merkezkaç kuvveti devreye girer. ama önemli olan o vektörel bileşenlerdir. Biz de, dönmeye çalışan bir aracın dışarıdaki tekerleklerini içeri yatırabilirsek, hem yük binmesinden dolayı meydana gelen kanırmayı telafi ederiz, hem de o merkezkaç ilkesi ile ortaya çıkan "G" yükünü zemine daha başarılı bir şekilde aktarabiliriz. Bunu elde edebilmenin en kestirme yolu da tekerleklere üst kısımları içe doğru bakacak şekilde bir açı vermektir. Bu sayede viraja girmeye hazır olurlar. (burada işi basit tutmak adına daha fazla ayrıntıya girmiyorum. ayrıntıya sonra gireceğim.) Camber açısı da, statik halde iken yere 90 derece ise 0 derece olur. Tekerleklerin üst kısımları içe bakıyorsa negatif, dışa bakıyorsa da pozitif camber açıları elde edilir. Genel bir kural vardır: arka tekerleklerin negatif camber açısı, önlerden daha az olur. Bunun nedeni de, asıl dönme yükünü ön tekerleklerin çekiyor olması, fazla arka camber açısının düz çizgi kararlılığına olumsuz etkisi, lift over steer, throttle steer gibi bu tanım çerçevesinde fazla egzotik kalacak unsurların da hesaba katılmasıdır. Geriye thrust angle kalıyor. İtiş açısı diye bir tarafımdan sallayarak çevireceğim bu unsur, bu tanım dahilinde açıkladığım ve yer veremediğim tüm geometrik ve dinamik unsurların bir araya geldiğinde, aracın ivmelenmesi sırasında düz çizgi kararlılığını ne şekilde etkileyeceğinin ifadesidir. Gaz verince düz mü gider, sapar mı sorusunun cevabıdır. İki dingilin paralellik ilişkisi, diferansiyelin nerede ve açık mı kilitli mi olduğu, açık diferansiyelde hangi tarafa aktarma önceliği verildiği, aracın önden mi arkadan mı çekişli olduğu, sürüş yüksekliği, süspansiyon karakteristikleri vs. thrust angle üzerinde şu veya bu şekilde etkisi olan unsurlardır. Bu konuda mutlak bir değer olmadığı gibi, araçtan araca değişiklik gösterebilir ve kabul edilebilir bir açı aralığı da vardır. Buraya kadar her şey güzel, ama hala buzdağının görünen kısmının dörtte birini kapsıyor. Bu değerlerin kararlaştırılmasındaki en büyük unsurlardan biri, lastik ömrünün azamiye çıkarılmasıdır. Evet… adam otomobil üretip dünya paraya satıyor, ama sen o araç ile mekanik özelliklerini sonuna kadar zorlayıp viraja giremiyorsun. Yoksa, o lastikler üç ayda kabak gibi olur. Tüm dünyada, bu değerlerin lastik ömrüne bağlı kalmadan hesaplanıp optimize edildiği seri üretim otomobil sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Sağır, can sıkıcı ve heyecansız otomobil üretimi esastır. Diğer önemli bir unsur da, işin dinamik boyutudur. Araç yüklendiğinde, (pazar günü kaynananızı gezdirdiğinizi düşünün ), fren yapıldığında, viraja girildiğinde, tümsekten geçerken, hızlanırken, süspansiyon boyu sürekli değişir. Tekerlekler aşağı yukarı hareket ettiğinde bu açılar sapıtır, bazı durumlarda istenmeyen sonuçlar doğurur. Örneğin; ön süspansiyon sıkıştığında (burnun alçalması gibi düşünün) toe açısı arzu edilenin çok ötelerine geçebilir (bump steer demeye çalışıyorum burada), bu da fren altında viraja giren bir aracın bir anda çok acaip davranmasına yol açabilir. Ya da, caster açısı gereğinden fazla olabilir. Bu aracı düz yolda tutar da, bu sefer direksiyonu çevirmek için daha fazla çaba gerektirebilir. Camber açısı çok nazlıdır. Süspansiyonun hareketine göre birkaç derece birden değişebilir bir anda. Yanlış camber açısı gibi aşırı toe açısı da lastikleri kısa sürede haşat eder. Tercih edilen sürüş yüksekliği, fabrikanın verdiği ayarların artık anlamsız hale gelmesine, uygulanamaz hale gelmesine, uygulanabilse dahi işe yaramamasına yol açabilir. En önemli değişkenlerden biri de lastiktir. Değişik karakterli lastikler mevcut ayarlarda radikal değişikliklerin yapılmasını gerektirebilir. İşte bunar hep dezavantaj ve uzlaşma durumları… İdeal ayarların bulunması için izlenecek en sağlıklı yol ise zahmetlidir. Önce ne tür bir süspansiyon kullanacağınıza karar verirsiniz. Sonra bir adet pyrometer edinirsiniz. Pyrometer, lastiğe temas ederek sıcaklığını ölçer. Aracın sürüş yüksekliği için gerekli ayarları yaparsınız. kullanacağınız lastikleri seçersiniz. Kaba bir ayar yapıp, geniş ve düz bir mekan bulursunuz, bu mekanda sprey boya ile yaklaşık 30 metre çapında bir daire çizersiniz. Bu çizgiyi takip ederek kontrolü kaybetmeyeceğiniz en yüksek hızda en az 5 tur atarsınız. Durup hemen inersiniz, dört lastiğin zemine basan kısımlarında, iki kenar ve tam orta olmak üzere üçer sıcaklık ölçümü alırsınız. Aynı işlemi ters tarafa dönerek yaparsınız. Burada amaç; lastiğin sırtının mümkünse tümünün zemin ile temas etmesini sağlamaktır. En iyi yol tutuşunu bu şekilde elde edersiniz. Sıcaklık ölçümleri de size lastiğin neresinin zemin ile temas içinde olduğunu ve ilerleme açısının doğru olup olmadığı hakkında etraflıca bilgi verir. Bu bilgilere dayanarak kendi toe, caster ve camber değerlerinizi hesaplayabilirsiniz. Bubba Racing’den Mclaren’e kadar herkes böyle yapıyor bunu. Ben fabrikanın yazdığı değerleri unuttum bile. Çok sevdiğim ve işini aslanlar gibi yapan bir yer buldum, senelerdir tüm değerleri güzelce kağıda basıp yanımda götürüyorum, adamlar ben aracın içinde oturup çayımı içerken milimi milimine ayar yapıyorlar. Çayımı başka yerde de içerim ama, ayar yapılırken sürücü koltuğundaki o 80 kg önemli. Yolda boş gitmiyor araç, di mi?
    1 point
  3. suatalmus60

    Mazda 323 Cam Düğmesi

    Arkadaşlar sonunda aradığım parçaları buldum.Mesela dörtlü cam düğmesini servise sordum 856 tl fiyat çektiler.Nette çıkmasını buldum en son 250 tl olur dediler.İnternette tesadüfen tanıştığım izmirli oto yedek parçacısından dörtlü cam düğmesini sıfır yeni ürün olarak 110 tl ye aldım.Belki çin malı ama olsun neticede işimin görülüp sıkıntılarımın giderildiğine bakarım.Diğer sıkıntım sağ cam motorunun fiyat araştımalarımda 250-350 tl arasında olduğunu gördüm.Ama bunuda aynı yerden 185 tl ye temin ettim ve aldım.Yani şuan problem kalmadı ve sorunsuz çalışıyorlar. Sorunlarıma benzer sıkıntıları olan arkadaşların mağduriyetlerinin giderilmesi için, Bilgi olması açısından SMS OTOMOTİV İZMİR OTO YEDEK PARÇA Sayın Murat bey'e ilgi-alakasından dolayı çok teşekkür ediyor ve şiddetle tavsiye ediyorum.Japon,Kore, avrupa araçların yedek parçalarını temin ediyorlar. Murat bey tel: 0546 517 03 22 işyeri : 0232 459 06 11
    1 point
  4. NoooFearrrr

    1997 Model Mazda 323'üm Çok Yakıyor

    Hayırlısı olsun.
    1 point
  5. NoooFearrrr

    Mazda Almasaydınız Ne Alırdınız ?

    mazda 3 ten sonra alacağım araba 89-94 mazda 323 HB olurdu kesinlikle. :D Ben de bu kasanın hastasıyım kardeşim ne yapayım.
    1 point
  6. selbar33

    1997 Model Mazda 323'üm Çok Yakıyor

    Dün gidip lpg beynini değiştirdim. WENTGAZ diye bir marka. Usta önerdi. İnşallah iyidir ve sorun düzelir
    1 point
  7. direksiyon simidinin orjinalini sanırım çıkmacılardan başka bir yerde bulamazsınız. eğer isterseniz deri kaplatabilirsiniz.
    1 point
  8. Zealot

    Mazda 323 Motor Yağ Yakıyor

    Merhabalar, conta yakan motorlar böyle üstünkörü yapıldığında, yağ eksiltme her zaman oluyor. Sizin ustaların söyledikleri doğru. Motor açılacak, motor yapılacak. Fiyat farkları da, birisi sekman değişirse kurtarır demistir, diğeri riske girmeyelim birkaç parça daha değiştirelim demiştir. Yağa alışmamiş diyen amatör zaten. Onu geçin. Eğer motor yaptıracaksaniz, gerçekten çok çok iyi bir üstad bulmaniz lazım. 2 araba motoru yakmış biri olarak söylüyorum. Istanbuldaysaniz yardımcı oluruz. Motor yaptiramam, idare etsin diyorsaniz, mobil 1 10w60 koyup bir deneyin. Aracınızin motorunu güzel yaptırabilirseniz, fabrika çıkış gücüne ulaşır ve tüketimi o ilk günkü gibi olur. Saygılar
    1 point
  9. gomodoejderi

    2. Nesil Mazda3 Android Multimedya

    USB adaptörlü olan modül de aynı şekilde takılıyor. http://www.ebay.com/itm/USB-AUX-In-Adapter-Car-MP3-Player-Interface-Fit-Mazda-3-5-CX7-323-MX5-MPV-Miata-/121286584269?fits=Make%3AMazda%7CModel%3A3
    1 point
  10. Burak

    2015 Mazda CX-5 ( Makyajlı ) Farklılıkları

    Mazda tarafından 2015 Mazda CX-5 diye isimlendirilen, makyajlı diyebileceğimiz ama makyajdan biraz daha fazlasını barındıran değişikliklerin listesini aşağıda bulabilirsiniz. MZD Connect Yeni ızgara LED ön farlar LED gündüz farları LED sis farları LED arka farlar Gecikmeli sönen ön farlar 7” renkli ekran Yeni gösterge paneli Elektrikli cam düğmesinde reflektör Düz hatta ilerleyen otomatik vites kolu Elektrikli el freni Elektrikli yolcu koltuğu yükseklik ayarı Ikinci USB girişi DAB (digital audio broadcasting) Gelişmiş RVM LKA (Lane Keep Assist) – Şeritte Kalma Uyarısı (LDW yerine) Adaptif HBC (HBC+AFLS) Arka SCBS Sürücü alarm sistemi Sürüş modu seçimi Alaşım jantlarda gun metallic renk Küçültülmüş yan aynalarda LED sinyaller Küçültülmüş köpekbalığı yüzgeci anten Yeni HMI kumandası Ayarlanabilir hız limiti Bose upgrade
    1 point
  11. Cherkess

    Mazda Almasaydınız Ne Alırdınız ?

    Yalnız dikkat ettim de tercihlerin içinde pek VW yok D segmenti olacaksa passat diyen yok ama Mondeo diyen var Bu soruyu Facebook da arabam.com un sayfasına yazsan 50 cevap gelse 48 tanesi PASSAT AL olurdu eminim orada böyle bir furya var anlamış değilim. Adam Ferrarim var dese sat da passat al diyecek süperzekiler var. Inanmayan denesin çok ciddiyim. Mazda3 almalı mıyım diye bir sorun cevaplara bakın.
    1 point
  12. gomodoejderi

    2. Nesil Mazda3 Android Multimedya

    Sony, pioneer, Alpine gibi ekranlı ekransız double din cihazlara bakın. Sadece ses için yapılmışlar. Ama direksiyon tuşlarınız çalışmaz. Bazıları adaptörle çalışabiliyor, onu da TR de bulamazsınız. 40$+shipping mazda için dışarıdan getirtebilrisiniz. Mesela: http://www.hepsiburada.com/liste/sony-xav-602bt-61-inch-dokunmatik-ayrilabilir-wvga-ekranli-bluetoothlu-multimedya-sistemi/productDetails.aspx?productId=otsonyxav602bt&categoryId=60001687 USB adaptörü arıyorsanız şöyle birşey oluyor, bakabilrirsiniz:
    1 point
  13. Mehmet Özdemir

    Mazda 323 Kapı Fitili ve Rüzgar Sesini Kesme ve İzolasyon

    Selim bey gerçekten güzel bir işe kalkışmışsınız. Ben de pederin 626'sına el atmayı düşünüyorum. Bilhassa arka kapılardan üfürüyor rüzgarı.
    1 point
  14. Cherkess

    Mazda Almasaydınız Ne Alırdınız ?

    Onu bilmem ama Subaru almasam Mazda 3 alırdım. Mazda 3 olmasa lancer halen göz kırpar bana
    1 point
  15. Mursel_Balci

    1990 Model Mazda 626'ımda Olmayan Parça

    benim aracın resimleri bunlar. kanistere 4 adet giriş var. ikisi emme manifolduna takılıyor. birisi alttan geliyor diğeri de depodan geliyor sanırım. http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/839-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/837-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/838-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/836-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/835-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/833-/ http://www.mazdaclubtr.com/gallery/image/834-/
    1 point
  16. wantedd16

    2014 Skyactiv Mazda3 Test Ve İzlenimler

    Sa arkadaşlar geçenlerde power kırmızı test ettim zevk için araba kullanmak isteyenler için yapışmış vites geçişleri çok iyi düz ve hafif rampa kullandım gaz tepkileri gayet iyi fren mükemmel ötesi 100 de ani fren direksiyon bırakarak yaptım çizgisinde en ufak bir sapma yapmadan flaşörler yanarak durdu beni çok etkiledi.. Eksikleri var ama o kadar önemli değil cam düğmelerindeki ışıklar olmasada olur tek tıkla kapanmasına da gerek yok japonun bir bildiği vardır diyorum.. Ki tek tuşla açılan camlar beni zaten deli ediyor arkadan cam açmak istiyorum bir basışta tamamen inmeside doğru değil hatta iyi bile olmuş diyebilirim..Kısaca tr de cok sınıf araçların 70 bine fikslendiği bir dönemde ve herkesin altında olan aynı tip araçlara binmektense onlardan kat kat üstün özellikteki sıradışı bir mazdayı tercih ederim ve ettim de aracım satıldığı gibi alıyorum en kısa zamanda ..(bu ses sistemi için 80 bin verilir) bose ayrı bir hava katmis... Son olarakta yakıt konusuna gelince 7 8. Lt civarı bence mükemmel
    1 point
  17. Cherkess

    Mazda 3 70.000 Bakımında Fahiş Fiyat

    Bakıma girerken aklınızda olsun. Gereksiz kalemleri Çıkarın baştan cam suyu balata spreyi lastik havası vs gibi şeyleri istemediğinizi belirtin. Biz arkadaşın civic aracına 2 yıl önce 430 lira para verdik. 1 litre cam suyuna 17 lira yazmışlardı. Dişarıda 2.5 liraydı. O gün bugün servise yolum düşse yağ yağ filtresi polen ve hava filtresi dışında hiçbirşeye baktırmam gerekmedikçe. Bu arada balata spreyi zaten 5 lira haydi diyelim würth kullanıldı (ki onu kullanan servise 100 TL de fazladan veririm yok öyle bir babayiğit) ve iki fıs fıs geri kalanını da bir gün içinde 8/10 arabaya daha satarlar. O bakımdan işçilik de çok diyorum. Neyse rot balans için lastiklerin sökülüp balans yapılması lazım. Sadece rot yapıp balans parası da eklemişler mi acaba. Ayrıca daha gecen yazlıkları taktırdım 65 TL verdim rot lastik sökme takma nitrojen ve balans ve de far ayarına verdim o parayı.
    1 point
  18. Burak

    Mazda 3 70.000 Bakımında Fahiş Fiyat

    Bu konuda bir görüş birliğine varmak imkansız. Yukarıda herkes az çok kendi sebeplerini sıralamış. Ben de garanti, muhattabın kurumsal olması v.b. sebeplerle servisi tercih ediyorum. Zaten yılda bir o da kampanya döneminde gittiğim için de fiyatlar gayet makul oluyor. Yalnız bu konuda her zaman söylediğimi yine söyleyeceğim. Servislerin telefon ve email adresleri bizim sitede de Mazda Türkiye'de de mevcut. Gitmeden önce fiyat almak istediğinizde takribi bir fiyat az çok hepsi verebilir.. Bu şekilde yapılırsa sürprizlerden de kaçınılmış olur.
    1 point
  19. Burak

    Sübap Yatağı (Bagası) Aşınması - Valf Yatağı Resesyonu

    Konuyu araştırmaya başlayınca işin LPG'li Mazda araçlarının da karşılaştığı problemlerden olan sübap probleminin de çok güzel açıklamalarına rastladım. Bunlardan bir tanesini sizler için zamanım el verdiğince çevirip sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Valf - Sübap Nedir ? Valf Yatağı Resesyonu veya Sübap Yatağı Erimesini tam anlamak için öncelikli olarak Valf (Sübap) teriminin doğru anlaşıldığından emin olmalıyız. Motor sübapları birbirinden tamamen ayrı iki parçadan oluşurlar. Birincisi sübap kafası ve gövdesi, ikincisi de yatağı veya bagası. Bir çoğumuz sübap kafası ve gövdesine bakıp bunu sübap / valf olarak adlandırır ama gerçekte bu sadece parçalardan biridir. Bu ayrımı yapmak önemlidir zira isimden de anlaşılacağı gibi Valf Yatağı Resesyonu veya Sübap Yatağı Erimesi gerçekte sadece yatakta yani baga da gerçekleşir, sübap kafası ve gövdesinde değil. Valf Yatağı Resesyonu veya Sübap Yatağı Erimesi Nedir ? Valf Yatağı Resesyonu veya Sübap Yatağı Erimesi sübap yatağının silindir kapağına doğru eriyerek deforme olmasıdır. Resimde soldaki deforme olmuş sağdaki ise normal sübap yatağını göstermektedir. Bu oluştuğunda sübap kafaları ve gövdesi deforme olmuş bagadan sebep güçlü sübap yayları tarafından yukarıya çekilir. Bunu sübapların kendini ayarlaması olarak açıklayabiliriz. Bunun sonucu olarak sübaplar yukarıya o kadar çok çekilir ki normalde sübap iticilerimin eksantrik ile arasında olması gereken boşluk sıfıra iner. Sübapların doğru kapanması için normalde bu ikisi arasında belirli bir açıklık olması gerekir. Bu ikisi arasında hiç boşluk bulunmaması, egzantrik milinin sürekli iticiye değmesine ve bu sebeple sübap ile yatak arasında sürekli bir açıklık bulunmasına yol açar. Bu da sübabın tam kapanmasını engeller ve kompresyonun düşmesine veya sıfırlanmasına , sonuç olarak da motorda ciddi güç kaybına sebep olur. Peki buna neler sebep olur. Bunun sebeplerini 3 bölüme ayırabiliriz ; Baganın ısı altında yumuşaması ( Brinelling ) Erozyon Mikro kaynak Unutmamalıdır ki motorun hangi yakıt ile çalıştığından bağımsız bu üç etken sürekli aktifdir. Isı Altında Yumuşama ( Brinelling ) Bunu en basit şekilde bir demirci ustasının demire şekil vermek için elindeki demiri kor hale getirip döverek rahatça şekillendirmesi diye açıklayabiliriz. Erime ısısına yaklaşan her metal daha kolay şekil değiştirmeye meyleder. Bu da daha fazla ısının her metali şekil değiştirmeye daha çok meyilli hale getirdiği anlamına gelir. Silindirli motorlarda sübap kafaları demirci çekicinin yerini alır yani sürekli sübap yataklarını yani bagaları döverler. Demirci Ustasında olduğu gibi sübap yataklarına uygulanacak fazla ısı bu etkiyi ve dolayısı ile deformasyonu hızlandırır. Burada tek etken ısı değildir. Aynı zamanda çekiçin yani sübap kafalarının ağırlığı da önem taşır. Motor tasarımcıları bu etkiyi azaltmak için sübapları mümkün olduğu kadar hafif yapmaya çalışsalar da yeterince sert olması gereken bu parçada çok da seçenekleri yoktur. Motor tasarımcıları bunu sübap sayısını arttırarak çözmüşlerdir. Sanıldığının aksine sübap sayısının arttırılması motorun daha rahat "nefes" almasını sağlamak değil, sübap kafa ve bagalarına uygulanan kuvveti bölerek azaltmaktır. Erozyon Erozyon hangi yakıtı kullanırsanız kullanın kaçınabileceğiniz bir durum değildir. Bu tamamen mekanik bir sonuç olduğu için bunu durdurmanın tek yolu sübapların hareketini, sübap başlarının dönüşünü durdurmaktır. Sübap başları kendi çevresinde döndüğü zaman basitçe karşı karşıya kaldıkları metallerin sürtünmesi sonucu sert olan yumuşak olanı daha çok etkileyecek şekilde aşındırır. Bu problemi çözmek için motor tasarımcıları çeşitli yöntemler kullanır. En çok kullanılan yöntemlerden birisi birbirine ters sarmala sahip iki yay kullanmaktır. Birbiri içine geçen iki yay kullanıldığı için döndürme kuvvetleri her halukarda eşit olmayacağından dönüş kaçınılmazdır ama oldukça aza indirilmiştir. Buna kısmi bir çözüm de sübap başı ve yataklarının yağlanmasıdır. Erozyona uğrayacak maddeleri yağladığımızda her iki yüzeyden de daha az molekül aşınır. Bunu sağlamak için eskiden benzine kurşun eklenirdi çünkü kurşun yukarıda bahsedilen yağlamayı sağlar, aşınmayı azaltırdı ama günümüzde kurşunsuz benzin sebebi ile bu avantaj da gitmiş durumda. Mikro Kaynak Metalurji bize birbirine benzeyen iki temiz yüzeyin temas ettiği süre ne olursa olsun yapışmaya meylettiğini göstermiştir. Temas ettikleri süre ne kadar uzarsa ( motorun çalışmadığı süre ) ,yüzeyler ne kadar temizse ve metaller ne kadar birbirine benzerse mikro kaynak daha çabuk oluşacaktır. Birbirine kaynamış yüzeyler birbirlerinden çekildiğinde her iki yüzeyden de moleküller koparak hasar verir. Bu olay sürekli gerçekleşirse sübap başı ve yatağı artık tam kilitlenemeyip yakıtı sızdırmaya başlayacaktır. Bundan korunmanın veya gecitirmenin en kolay yolu her iki yüzeye biraz "kir" eklemektir. Burada kir yani iki yüzeyi birbirinde ayıran şey yağ olabilir, bir çeşit cila veya boya olabilir, hatta bazı yakıtların yanması sonucu oluşan kurum da olabilir. Açıktır ki benzin ve dizel gibi yakıtlar yandıkları zaman bolca kurum üretirler ama şu da kesindir ki LPG bunlara göre çok daha temiz bir yanma sağlar ve karbon artığı bırakmaz. Yanmanın temiz olması da mikro kaynağı teşvik ederek oluşturduğu zararı hızlandırır. Neden Bazı Motorlar Diğerlerine Nazaran Daha Çok Etkilenir ? Yukarıdaki faktörler anlaşılırsa bir motoru benzin ve LPG ile çalıştırma arasında iki fark olduğu anlaşılır. Mikro kaynak İşin özü, sübap aşınması LPG kullanıldığında daha temiz bir yakıt olması sebebi ile biraz daha hızlı gerçekleşecektir. Mikro kaynağı önleyecek bir kir veya kurum bulunmamaktadır. Bu durum sizi endişelendirmesin, bunun etkisi gerçekten çok düşüktür. Burada konuştuğumuz sübap hayatı hala aracın kendi hayatından daha fazladır. Mikro kaynak az da olsa kaçınılabilir. Çelik sübaplara karşılık Stellite ( Kobalt - Krom karışımı ) sübap yatakları iyi bir çözüm olabilir. Bu savaş meydanındaki bir diğer silah da yakıt katkılarıdır. Bunlar çoğunlukla hafif yağlar olarak ortaya çıkar. Doğru bir dozajda uygulanırsa sübap başklarını ve yataklarını yağlayarak erozyonu ciddi anlamda önleyebilir. Uygulandığında kurumun yerine alarak mikro kaynağı da engelleyecektir. Bu çok küçük miktardaki püskürtmeler sübaplarda çok az da olsa bir soğutma etkisine de sahip olacaktır ama bu göz ardı edilecek kadar azdır. Burada önemli bir uyarı yapmak istiyoruz. Modern motorlarda aşırı uygulanan Sübap Koruyucu karışımlar egzoz emisyonunu olumsuz yönde etkiledeiği gibi katalitik konvertöre zarar da verebilmektedir. Sübap Başı ve Yatağının Çalışma Isısı LPG hakkında en çok duyacağınız yanlış bilgilerden birisi LPG'nin daha sıcak çalıştığı yönündedir. Bu bir şehir efsanesidir. LPG aynı miktarda benzinin sadece %85 i kadar ısıl değere sahiptir. Bu sebeple aynı miktar LPG'den elde edilebilecek ısı benzinin en fazla %85 i kadar olacaktır. Yalnız LPG kullanıldığında eksik olan bir faktör vardır - püsküren ıslak benzinin sübaplar üzerindeki soğutma etkisi. Buharlaşan benzin buğusu sübapları hafifçe soğuturken LPG benzinin sahip olduğu soğutma etkisine sahip değildir. Bunun bir sonucu olarak LPG'nin daha fazla sübap ısısı üretmesini beklersiniz ama biraz yukarıda açıkladığımız gibi durum böyle değildir. Yukarıda açıkladığımız gibi benzinin sadece %85 i kadar ısıl değere sahip olan LPG'nin soğutma dezavantajı düşünüldüğünde aslında iki şekilde motorun az çok aynı ısılarda çalıştığı söylenebilir. Eğer sübap sıcaklıklarında bir artış olursa bu sübap yataklarında ısı altında yumuşama riskini arttırarak bu iş için çok yumuşak olan sübap yataklarındaki bozulmayı attıracaktır. Bu etkiden en çok zarar gören motorlar Ford ve Honda'nın bazı motorları, tüm Jaguar ( aslında hepsi Ford'dur ) ve tüm Subaru motorları olmasına rağmen aslında günümüz motorlarının %90 ı sorunsuzdur. Hangi motorlar LPG dönüşümü için en az uygun olanlarıdır ? LPG dönüşümü için en kötü motor kötü tasarlanmıiş yumuşak sübap yataklarına sahip olanlardır. Bunlar ısı altında yumuşama ve sürtünmeye sert olanlar kadar kolay direnemezler. Birbirine yakın metallerden yapılan sübap başı ve yataklarının da kolay etkilendiği bilinmektedir. Sübap başı ve gövdesinin ağırlığı da en az sertliği kadar önemlidir. Silindir başına 4 sübabı olan motorların 2 taneye sahip olanlardan daha dayanıklı olduğu bilinmektedir. Tabii burada bahsi geçen sübap yatakları yumuşak ise herhangi bir faydası olmayacaktır. Sert Sübap Yataklarına Sahip Olan Motorlar Etkilenir mi ? Hasar her türlü yakıtta meydana gelebilir. Eğer yanlış yakıt hava karışımı uygulanması ( özellikle fakir karışım ) sebebi ile bir motor daha yüksek ısılarla çalışmaya zorlanırsa sübaplar aşısı ısınır ve sübap yataklarında ısı altında yumuşama çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. İster LPG ister benzin olsun motora doğru bir karışım vermek çok önemlidir. Sonuç olarak Bu olayda tüm suçu LPG ye atmak doğru olmayacaktır. Eğer bir motor kurşunsuz benzinle sorunsuz bir şekilde tasarlanmışsa LPG de de hiç bir ek problem olmadan çalışacaktır ve unutulmamalıdır ki yukarıda bahsi geçen tüm etkenler kurşunsuz benzinde de geçerlidir, özellikle de motordaki paçalar maliyeti azaltma yönünde tasarlandıysa Kesin olan bir hakikat vardır ki tüm motor sübapları kullanılabilir ömürlerinin sonuna gelecektir. Ne kadar sert yataklar , birbirinden farklı maddelerden yapılıp daha uzun süre dayansa da hiç bir şey sonsuza kadar sürmez. Son olarak tüm modern LPG sistemlerinin aracın benzin karışımını dikkate aldığı düşünülürse fakir karışım veren bir motorua takılmış olan LPG sistemine de aynı veriler aktarılacağından kendisine iletilen bilgiyi kullanan LPG sistemi sorumlu tutulamaz. Bu direk olarak bir bakım problemidir, LPG değil. Steven P. Sparrow BSc (Hons) Şubat 2008 Link to original article http://www.go-lpg.co.uk/VSR.html Önemli Not : Terimlerin , kavramların tercümesinde, kelimelerin kullanılmasında var olduğunu düşündüğünüz hatalar için lütfen bilgi verin, ilgili değişiklikler yapalım.
    1 point
  20. Gökhan

    3. Nesil Mazda3 Ufak Ayrıntılar - Gizli Özellikler

    Tam yazacaktım Foti Yazmış. Benim 93 626da da vardı. Ah tombak ah.
    1 point
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...