Bu konuda farklı görüşler var. Genel olarak kilometre yüksek değilse değişilmeli, 150 bin km civarında ise yağın durumuna bakılıp uygunsa değişilmeli, kilometre yüksek ise ve yağ yanmış, metal tozlu bir form almış ise dokunulmaması yönünde.
Yağ o kadar eskimiş oluyor ki işlevini tamamen yitirmiş oluyor ve yağlama yapılamayan parçalardan kopan minik tozlar o yağa karışıyor. Yağ, yağ olmaktan çıkıp metal ile karışmış yanık bir çamur formuna bürünüyor. Aslında işi çoktan bitmiş fakat içindeki yıpranmış metal tozları bir şekilde tutucu görev görüyor. Eğer bu yağı ve içindeki kopmuş metal çapakları ile birlikte boşaltıp yerine sıfır yağ koyarsanız hareketli parçalar bu sefer ortamdaki metal eksikliğinden ötürü işlevini yitiriyormuş. Şanzıman kaçırma yapıyormuş vs.
Bu yüzden en mantıklısı eskimeye müsaade etmeden yağ değişmek, eskidiyse dokunmamak. Orta bir seviyede ise yağın durumuna bakılması.
Örneğin bizim araç 160 bin kilometreye doğru ilerliyor. Geçen yıl bu zamanlar 152 bin km civarı bakıma girmişti. Usta yağ kontrolü yaptı ve şanzıman yağı değişimine gerek görmedi. Bakalım bu sene durum ne olacak. Eğer rengi koyulaşmışa daha fazla eskimesini beklemeden değişebiliriz. Kilometre düşük olsaydı kontrol etmeksizin yağı değişebilirdik.
Şanzıman yağ filtresi contası ile birlikte orijinal olarak temin ediliyorsa filtre değişilmeli. Elde filtre yoksa eskisini kullanmak yanlış fakat daha mantıklı. Skyactiv Drive şanzımanların filtresi zaten temin edilmiyor fakat eski nesil aracı olanlar şanzıman yağ filtrelerini bir şekilde temin ediyor ve içinden conta çıkmadığı için sıvı conta kullanıp işi bitiriyorlar. Orada hiç olmaması gereken sıvı conta bunun üstüne yanlış uygulandıysa, contadan kopan sakız formundaki parçalar şanzımana sıkışıp tüm sistemi bozuyor.